HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
31 Mart Pazar günü halk sandıkta 2024 senesine kadar mahallî idarelerde kimlerin vazife alınacağını karar verecek.
57 milyon seçmenin tercihi aynı zamanda “Erdoğan tipi başkanlık” sisteminin de güven oylaması olacak.
KRİZİ UNUTTURMA TELAŞI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan bunu bildiği için halkı perişan eden krizi unutturmaya, elindeki devasa propaganda cihazı ile milyonlara hayal tacirliği yapmaya devam ediyor.
Günde 4-5 farklı yerde miting düzenleyecek kadar muhteris, bir o kadar da telaşlı. Dolar ve faizler arttıkça öfkeleniyor.
İçindekini tutamayacak kadar kindar bir mizaca sahip. Hissiyatını anında dışa vuran mizacı sayesinde vaziyeti bazen avantajlı hale dönüştürse de yer yer kendi fiyaskolarını itiraf da edebiliyor.
BAŞKANLIĞI KRİZ İÇİNDE KRİZ GETİRDİ
“Doların 7 lirayı aştığı, faizlerin yüzde 40’ları geçtiği bir dönem yaşadık.” derken başkanlığının ilk günlerinde, 2018 senesi ağustos ayında yaşanan kur şokunu kastediyor. O şoktan bu yana Türkiye belini doğrultamadığı gibi 22 Mart’ta da “ani duruş” denilen sert fren geldi. Kriz içinde kriz…
Erdoğan’ın “Seçimden sonra ekonomimizi bu tür saldırılara karşı daha güçlü hale getirecek yapısal reformları süratle gerçekleştireceğiz.” beyanatına sıradan bir demokraside halkın cevabı şuna yakın olurdu: “Şimdiye kadar ne yapıyordun? Burası saldırılacak kadar zayıf ve aciz bir memleket mi? Siz orada armut mu topluyorsunuz?”
BELEDİYELERİN ÇOĞU BATIK, BİTİK…
Erdoğan, Ankara’nın Haymana ilçelerinde yaptığı mitinglerde krizi itiraf etti.
“Türkiye’nin ekonomisini belediye başkanlarının düzeltme şansı var mı? Belediye başkanlarının Türkiye’nin ekonomisine yön verme imkanı var mı?” suâllerine cevabı da hayli manidar oldu.
Erdoğan, “Şu anda belediyelerinin çoğu batık, bitik. Personelinin maaşını ödeyemiyor. Sanki yerel seçimler bitecek, bunlar sanki Türkiye’nin ekonomisini düzeltecek. Yalan söylemeyin bu millete.” ifadelerini kullandı.
Sözlerinin devamı da var:
“Şu anda devletin başında Tayyip Erdoğan var. 14 tane bakanı var, yardımcıları var.
Yerel yöneticilerin yapacağı hiçbir şey yok. Ne söylüyorlarsa yalan. Sabah yalan, akşam yalan…”
Halk devletin başında kimin olduğunu biliyor bilmesine de o zat ailesini, hısım akrabayı ihya etmekten, lüks içinde yaşamaktan başka bir gayesi olmadığını cümle âleme gösterdi.
DEVLET RESMEN BATTI
Mühür sende, Hazine damadında, medya emrinde… Devlet battı, Hazine tam takır kuru bakır. Yabancıların insafına kaldık. “Çekip gidiyoruz.” deseler vay memleketin haline. Neyse ki 350 milyar dolar net alacaklılar da bizi tamamen Erdoğan’ın insafına terk etmiyorlar.
Erdoğan’ın “batık” dediği belediyelerin başında 15 senedir kendi partisinden isimlerin idare ettiği Kocaeli Büyükşehir Belediyesi var. Hazine’ye 6 milyar TL borcu var Kocaeli’nin.
Yurt dışından alınan borçlarda da yine AKP’nin idare ettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi var. Belediyeler de belediyelerin iktisadi teşebbüsleri de (BİT) batık. Borç içinde yüzüyorlar.
Mamafih AKP’li belediyeler vakıf-dernek ismi altında paraları Erdoğan’a yakın sivil toplu kuruluşlarına aktarıyor. Sayıştay 1 milyar TL’nin nereye harcandığının cevabını bekliyor hâlâ.
TÜRKİYE’NİN KRİZİ BİR SİSTEM KRİZİDİR
1 Nisan sabahı koltuğa oturacak başkanlar halka verdikleri sözü yerine getirecek kaynak bir tarafa kasada personel maaşlarını verecek para olmadığını görecek.
Yüksek faizle alınan kredileri ödemek yeni başkanlara düşecek. Seçimi Türkiye’nin dört başı mamur sistem krizine çare kapısı aralayacak bir anahtara dönüştürmek mümkün.
Bu tarihî fırsat kaçarsa kriz derinleşecek ve Erdoğan kimsenin tahmin edemediği müdahalelerle Türkiye ekonomisine yarı kapalı bir ekonomi haline getirecek.
BANKA HESAPLARINA GÖZ DİKEBİLİR
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmak Erdoğan namına kendi idam fermanını imzalamak olur. O ihtimal zayıf.
Etrafı ateşe verdiğinde banka hesapları gözünü ilk dikeceği adres olacaktır. Kambiyo kontrol rejimi bu hafta yabancılara karşı tatbik edildi. Arkası gelebilir… İş Bankası’nın hisselerini Hazine’ye devretmek de listenin başında…
Halk senelerdir yalanlarına kandığı Erdoğan’a unutamayacağı bir ders verirse herkes istikbale dair bir nebze umutlanabilir.
Aksi takdirde 1 Nisan’da zemheri soğukları ile karşılaşabiliriz.