YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Basiret görmektir, idrak etmek, olayların iç yüzüne vakıf olmak, sezmektir. Hakikati keşfetmektir, doğru olanı tanımak, gerçeği yanlıştan ayırma yeteneğidir.
Basiret, mümin olmanın en olmazsa olmazıdır.
İnsan olmanın yoludur.
Ya basiret sahibisinizdir ya da kör bir kalbin kapkaranlık dehlizlerinde yitip gidensiniz.
Mümin basireti hakikati keşfedendir, doğru olanı tanıyan…
Gerçeği yanlıştan ayıran…
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Çünkü basiret Allah’ın ‘Basar’ sıfatının kullarda tecelli etmesidir. Bu tecelliden nasibi olmayanların gözlerinde perde vardır “Önlerinden ve arkalarından bir set çektik ve onları çepeçevre kuşattık; gerçeği görmezler.” (Yasin, 9)
Nifak, hırs, kin gibi duygular yüzünden kalp gözü kör olmuş kimseler hakkında Kur’an- Kerim der ki: “Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebeple artık gerçeği kabule dönemezler” (Bakara, 18)
Gerçeği kabule dönememek ne büyük bir yitirmişliktir. Düşünsenize hiçbir şey sizi uyandıramıyor, hiçbir olay sizin gerçeği görmenizi sağlayamıyor. Kan uykusu…
Göz göre göre, göstere göstere bir kaybediş…
Düşünsenize yüzbinlerce dindar insan hapiste, görülmemiş bir sosyal soykırım uygulanıyor. İnsanlar işsiz, aşsız, aileler paramparça! Bebeler babasız, annesiz, yetim bırakılmış…
Hiçbir suçu olmayan lohusa kadınlar tutuklu, bebekler anneleriyle hapiste, kanserli hastalar derdest edildiği için tedavi olamıyor, gencecik hayatlar zalimler tarafından karartılmış ama siz bunların hiçbirisini görmüyor, göremiyorsunuz.
Titanik’te geminin suya gömüldüğüne bakmadan çalan müziğin nağmeleriyle kendinden geçmiş raks ediyor, hülyalar kuruyorsunuz.
Müslüman dünyanın yaşadığı en büyük bozgunda bile, “Recep T. Erdoğan sayesinde Müslümanların rüya gibi bir dönem” yaşadığını söylüyorsunuz. Yaşanan hiçbir zulüm, hiçbir hırsızlık, yolsuzluk, yetim malı soygunculuğu, hiçbir israf, hiçbir debdebe, hiçbir hezimet, imana yapılan bunca ihanet sizi uyandıramıyor.
Öyle ki Allah gökyüzüne yıldızlarla yazsa yine görmeyecek, sır perdesi açılsa her şey gözler önüne serilse yine uyanmayacaksınız. Hâlâ çıkıp insansız uçak yaptığını zannedecek, gelecek seçimi kazanınca, bu iktidarla uzaya gitme gibi abuk-sabuk hülyalar kuracaksınız.
Hiç ama hiçbir şey sizi uyandırmayacak, basiretinizi açmayacak, gerçeğe hep kör kalacaksınız. “Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar, gözleri vardır ama onlarla göremezler, kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvan gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (Araf, 179)
İnsan basiretini kaybedince her şeyini kaybediyormuş meğer.
Ne ürkütücü bir kaybediş…