Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin sözden ‘F…’ suçlamasıyla tutuklanan eski rektör ağabeyi Mehmet Pakdemirli’nin cezaevinde yaşanan hak ihalleriyle ilgili mektubu, inceleme yapılması için Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na sunuldu. Mektubunda çıplak aramadan, hücre hapsine çok sayıda ihlalli gündeme getiren Pakdemirli “İki seneyi aşkın süredir cezaevlerindeyim. Sorunların artık yetkili mercilere bildirilmesinde ve hasıraltı edilmemesinde büyük yarar görüyorum. Bunu cezaevlerinde kalan herkes için istiyorum” dedi.
Gazete Duvar’ın haberine göre, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre sonra sözde F…’ye üyelik suçlamasıyla tutuklanan Celal Bayar Üniversitesi eski Rektörü Mehmet Pakdemirli’nin cezaevinde yaşanan hak ihalleriyle ilgili mektubu Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürürlüğe girmesinden sonra 9 Temmuz’da Tarım ve Orman Bakanı olan Bekir Pakdemirli’nin ağabeyi olan Mehmet Pakdemirli’nin mektubunda çıplak aramadan hücre hapsine, sağlık hizmetlerindeki sıkıntılardan eşiyle görüşüne 6 ay yasak getirilmesine kadar onlarca ifade yer aldı.
Pakdemirli’nin cezaevinde yaşanan hak ihlaleriyle ilgili mektubu eşi Nur Pakdemirli tarafından, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hak ihalleriyle ilgili başvuruları almak için açtığı online sisteme yüklendi. Pakdemirli’nin 21 maddeden oluşan 2 sayfalık mektubunda yaşadığı hak ihlalleriyle ilgili iddialar şunlar oldu:
ÇIPLAK ARAMA, TEK KİŞİLİK HÜCRE, KÖTÜ YEMEK: Manisa E Tipi Cezaevinde 14 ay kaldım. Üzerimize yukarıdaki müşahade odalarından pis sular akmaktaydı. 14 ay boyunca yönetim bu konuda kalıcı çözüm üretmedi. Bu insan hakları ihlalidir. Manisa T Tipi cezaevine girişte insanların bütün elbiseleri (iç don dahil) çıkarılmakta, bir önlük verilmekte ve yere çömeltilerek öksürmesi istenmektedir. Ben bu muameleyi insan haysiyet ve onuruna yakıştıramıyorum. E Tipi cezaevine girişte böyle bir muameleye tabii olmadık. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara uygulanan tek kişilik hücre uygulaması benim gibi hiçbir cezası olmayan kişilere de uygulanmaktadır. Bu insan hakkı ihlalidir ve cezaevinde sistematik olarak cezası kesinleşmemiş kişilere de uygulanmaktadır. Yemeklerin kalitesi T tipinde düşüktür. Aynı ödeneğe sahip E tipinde çok daha kaliteli olarak yemek çıkmaktadır. Bu işte bir suistimal olmadığı araştırmaya değer bir konudur.
İLAÇLAR ÇÖPE ATILDI, DOKTORA ÇIKARILMADI: T Tipine intikal ettiğimde ilaçlarım içeri alınmadı, koridorda duracağı söylendi. Daha sonra bir görevli koridordaki ilaçlarımı çöpe attı. Kameralardan sorumluların bulunmasını istedim, ancak olay örtbas edildi. Bana ertesi gün doktora çıkıp yeniden yazdırmamı, nasılsa devletin ödediğini söylediler. Ben de “sizin kusurunuzu devlet ödemek zorunda değildir” dedim. 1 ay süre ile defalarca dilekçe vermeme rağmen doktora çıkarmadılar. Doktora çıktığımda dilekçelerimden haberdar olunmadığı söylendi. Anladım ki problem doktorda değil, cezaevi yönetimindeydi. Cezaevinde yönetimin hoşuna gitmeyen dilekçelerin kayda alınmadığı, yok edildiğine dair çok kuvvetli şüphelerim var. Genelde dilekçeler sümenaltı edilmekte veya yok edilmektedir. Avlu arkadaşım Güray Yıldız, göz tansiyonu tedavisi zamanında yapılmadığı için gözünü kaybetti. Benim başıma da ciddi bir sağlık problemi gelirse bundan cezaevi yönetimi sorumlu olacaktır.
HÜCRE TAVUK KÜMESİNE BENZİYOR: Tek kişilik hücremde demir parmaklıklar yetmezmiş gibi bir de tavuk kümesine benzer şekilde ayrıca ince tel bir kafes vardır. Işığı ve gökyüzünü kısmen bloke etmektedir. Diğer cezaevlerinde bu tip uygulamaların kaldırıldığını duydum.
EŞİMLE 6 AY GÖRÜŞ CEZASI VERİLDİ: Bütün bunlar yetmezmiş gibi eşim Nur ile 6 ay görüş (açık-kapalı) cezası geldi. Kendi üzerimde bulunan ve E tipinden getirdiğim 4 hapı Nur’un verdiği şüphesi ile somut delil olmaksızın zan üzerine bu cezayı verdiler. Eşimle görüştürülmemem ve böyle bir ağır cezaya maruz kalmam insan hakkı ihlalidir. Haplar da E tipinde uyku bozukluğu için yazdırdığım “insomin” hapıdır. Gerekçe pis sular nedeniyle uyuyamamaktır.
SÜNGERLİ ODADA DAYAK ATILIYOR: Burada “süngerli oda” tabir edilen iki oda benim koridorumda 3 yanda konuşlandırılmıştır. Buradan zaman zaman bağırış sesleri gelmektedir. Muhtemelen birilerine dayak atılmaktadır. Gardiyanların rektörlük yapmış birine kaba saba davranışlarını söylemeye lüzum görmüyorum. Birçoğunda davranış yönüyle eğitim eksikliği görüyorum. Yine bazı gardiyanlar gece yarısı bağırıp çağırarak uyumamıza engel oluyor.
ŞİKAYETLER DİKKATE ALINMAZSA SUİSTİMALLER DEVAM EDER: Hücrenin iyi tarafları da var. 30 kişi tek bi banyo tuvaleti beklemek zorunda değilsin. Kendine ait yatağın dolabın var. Daha önce birisi hücreyi yakmış, dolapta ve parmaklıklarda is var ama olsun, en azından şahsıma ait. Koğuşta kah yerde kah ranzada dönüşümlü yatabiliyorduk. İlk başlarda yoğunluktan dolayı tuvaletin hemen önü, mutfak lavabosunun hemen önü de dahil her yerde adım atamayacak şekilde yer yatakları vardı. Gereken yerlere bu şikayetler iletilmedikçe cezaevi yönetiminin bu tip suistimallere devam edeceğinin bilinmesini isterim.
***
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU CEZAEVİ MÜDÜRÜNE SORDU
Mehmet Pakdemirli’nin hak ihlalleriyle ilgili başvurusunu alan HDP Milletvekili Gergerlioğlu, Manisa Cezaevi Müdürü ile görüştü. İddiaları tek tek cezaevi müdürüne aktardığını anlatan Gergerlioğlu şunları söyledi:
“Cezaevi yönetimi tek kişilik hücre iddiasını reddediyor. Onlara göre tek kişilik hücre değil, tek kişik odada kalınıyor. Oda statüsünün özelliği ise ketıl ve televizyon olması, bir de avluda 1-2 kişiyi görme imkanı bulunmasıymış. Çıplak arama iddialarında yasa ve mevzuatları uyguladıklarını söylüyorlar. Yemeklerle ilgili iddialarda, yemeğin dışarıdan geldiğini söylemekle yetiniyorlar. İlaçların çöpe atıldığı ve doktora çıkarılmadığı iddialarını reddediyorlar.”
Pakdemirli’nin eşiyle 6 ay görüş yasağı almasına yol açan iddiayı da cezaevi yönetimine ilettiğini anlatan Gergerlioğlu bu konuda da yasa ve mevzuatlara dayanarak kimi açıklamalar yapıldığını belirterek, “Ben hekimim. İnsomin hapı bağımlılık yapmayan çok hafif bir uyku ilacıdır. Hap verilmişse 4 tane mi verilir? İddia edildiği gibi eşi vermiş olsa dahi bu çok ağır bir karar değil mi?” dedi.
KOMİSYONA İDDİALARI ARAŞTIRMA ÇAĞRISI
Gergerlioğlu, 2 sayfalık mektubu bir üst yazıyla, üyesi olduğu Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na gönderdi. 10 Eylül’de Komisyon’a iletilen yazıda şöyle denildi:
“Manisa T Tipi Kapalı Cezaevinde kalmakta olan Mehmet Pakdemirli’nin cezaevinde yaşadığı mağduriyeti anlattığı mektubu tarafıma ulaşmıştır. Bu bağlamda, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun mektupta yer alan iddialarla ilgili inceleme yapmasını ve gerekli görülürse Manisa E Tipi ve T Tipi Kapalı Cezaevlerini ziyaret etmesini arz ve talep ederim.”
İşkence ve hak ihlallerine alıştık, normal geliyor artık!!! Beni asıl şaşırtan, kardeşi ÖCÜ diye içeri atılan biri nasıl bakan yapılmış??? Normalde ailede bi tane ÖCÜ varsa diğerleri de ÖCÜ sayılıyor da!!!