NECİP F. BAHADIR | YORUM
Şartlar ve hava değiştiğinde insan farklı tavır sergileyebilir. Aynı atmosferde, kısa süre içinde yaşanan değişimler ise her zaman şaşırtıcıdır. Hava bozarken bile önce bulutlar sökün eder, sonra yağmur başlar. Meclis’in yeni yasama yılına başladığı gün MHP lideri Devlet Bahçeli, saatler içinde üç farklı kişilik ortaya koydu. Birbirini tamamlayan değil, siyah ile beyaz kadar farklı biçimde hem de…
Bahçeli, sabah saatlerinde partisinin grup toplantısında konuştu. Üslubu ve söyledikleri sürpriz değildi. Yaz tatiline giderken bıraktığı yerden aynen devam etti. Sinan Ateş davası üzerinden MHP’ye sorular soran, eleştiriler getiren herkes hedefindeydi. CHP lideri Özgür Özel’den gazetecilere kadar… Hepsine verdi verişti, ağzına geleni söyledi. Parmak salladı ve açıkça tehdit etmekten de çekinmedi.
Özgür Özel’e ‘çürük şahsiyet’ dedi. Özel’in politikalarını değil doğrudan şahsını hedef aldı. Siyasi eleştirilere tahammül daha kolaydır, kişiliğe saldırıya ise zor katlanılır. Herkes Bahçeli’nin üslubuna alıştığı için kimse ‘mesele’ yapmadı. Özel, cevap verme gereği bile duymadı. CHP’nin başında isme ‘çürük’ demek eleştiri sınırları içinde değerlendirilemez.
Bahçeli’nin tehdidini normal karşılamak mümkün değil. Yapısı gereği tehdidin sözde kalmama eyleme geçme ihtimali hiç de yabana atılamaz. Kaç gazeteci ve siyasetçi MHP ile irtibatlı kişiler tarafından fiili saldırıya uğradı. Sinan Ateş davasının kararları beklenirken bir kişi ablasına saldırdı. O yüzden Bahçeli’nin tehdidi dikkate alınmak zorunda.
Devlet Bahçeli’nin şu sözlerinden ‘vazife çıkaracak’ çok MHP’li var sokakta; “Kapımızda baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar koparırız. Buradan sesleniyorum Halk TV ve Cumhuriyet Halk Partisi, ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle MHP’yi sorgulayamazsınız…”
Akşam başka, sabah başka Bahçeli!
Adını vermediği ama herkesin tahmin ettiği 4 gazeteci ile kurumsal olarak CHP ve Halk TV’ye açıkça tehdit ve hedef gösterme söz konusu. Bahçeli’nin sabah saatlerinde yaptığı grup konuşmasına bakarak yazılacak portresine yansıyacak duygular, ‘öfkeli, hırçın, sert, asık suratlı’ olmak zorunda. Bu Türkiye’nin az çok tanıdığı Bahçeli fotoğrafıyla örtüşüyor. Sabahki Bahçeli’de bizi şaşırtan sürprizler yok.
Öğleden sonra bambaşka Bahçeli ortaya çıktı. Yeni yasama yılının açılışı nedeniyle Genel Kurul salonuna giren Bahçeli DEM milletvekillerinin oturduğu sıralara yöneldi ve grubun önünde oturan parti yöneticilerinin elini sıktı, hal hatır sordu. DEM’liler ile ayaküstü sohbet ederken yüzünden gülücükler eksik olmadı. Bahçeli’yi gülerken görmek kolay değildir. Az gülen bir siyasetçi.
Ne oluyor?
Bahçeli’nin hem tokalaştığı hem de gülücükler saçtığı DEM Partisi’nin bırakın politikalarını; varlığına bile itirazı var. MHP, DEM’i terör örgütü PKK ile eşdeğer görüyor. Bahçeli’nin hemen her konuşmasında DEM’e özel yer ayrılır. Kaç defa DEM’in kapatılmasını istedi. Milletvekillerini terörist ilan etti. Hatta DEM’li milletvekillerin maaşlarını bile sorun yaptı.
Ne oluyor?
Bahçeli’nin DEM’e bakışında değişiklikler mi yaşanacak? Artık DEM’in kapatılmasını istemeyecek mi? DEM’i PKK ve terörle eşdeğer görmekten vaz mı geçecek? Eğer tokalaşma ve gülücük görüntüsü bilinçli ve MHP’nin yeni dönem politikası olacaksa siyasette büyük değişimler kapıda demektir. Doğrusu bu heyecan verici bir gelişme… Bahçeli’nin DEM yöneticileriyle gülerken çekilen fotoğrafı birçok kişi gibi benim de içimi ısıttı. Buna kim itiraz edebilir?
🔴 Devlet Bahçeli’den Özgür Özel’e: “Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gereken şeyler oluyor!” https://t.co/o330TAa3fZ https://t.co/4mkRtAKDp2 pic.twitter.com/yrVsQeqMVs
— Tr724 (@Tr724) October 1, 2024
“Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor!”
Akşam üzere bir başka Bahçeli çıktı karşımıza… Meclis açılışlarında resepsiyon geleneği vardır. Bahçeli resepsiyonda, sabah ‘çürük şahsiyet’ dediği CHP lideri Özgür Özel’le karşılaştı. Ve ona dedi ki; “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gereken şeyler oluyor.”
‘Çürük şahsiyet’ ithamını da diğer eleştirilerine de ‘siyasetin icabı’ diye açıkladı.
Siyaseten konuşmak bilinmeyen bir şey değil. Fakat bunu siyasetçiler özellikle de liderler itiraf etmezler. Demek ki Bahçeli’nin bugüne kadar söyledikleri, eleştirileri, hakaretleri ve tehditleri ‘siyaseten’ imiş. Yani gerçek düşünceleri değil siyaset gereği konuşuyormuş. Bahçeli’nin bu sözlerini ‘müthiş itiraf’ diye yorumlamak ve değerlendirmek lazım. Bundan sonraki konuşmalarını da bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Bahçeli ne söylerse söylesin ‘siyaseten’ söylemiş olacak… Alınmak, üzülmek, kırılmak ve gönül koymak yok.
Sonra Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ile karşılaştı. Bir zamanlar ‘serok Ahmet’ dediği Davutoğlu’nu övgüye boğdu; “Zat-ı alinizin bu dönemde çok önemli birikiminize ihtiyacı var Türkiye’nin… Televizyonlarda çok güzel yorumlarınız oldu, memnun oldum…”
Bahçeli şaşırtmaya devam ediyor!
Bahçeli “Serok Ahmet” diye eleştirdiği Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu övdü:
💬Türkiye’nin zat-ı-alinizin birikimine bu dönemde çok ihtiyacı var. Televizyonda çok güzel yorumlarınız oluyor pic.twitter.com/GACebVnloF
— Tr724 (@Tr724) October 2, 2024
Devlet Bahçeli daha önce Davutoğlu’na demediğini bırakmamıştı. Şimdi ‘bayram değil seyran değilken’ bu methiyeyi nasıl yorumlamak lazım? Basit bir jestten öte olduğu muhakkak… Bu sözler büyük değişimin habercisi mi acaba? Yoksa Bahçeli’nin sağlığıyla ilgili sorunlar mı var?
DEM’den Davutoğlu’na kadar geniş yelpazede gözlenen 180 derecelik köklü değişimi izah etmek kolay değil. Kısa sürede yaşanan bu ‘değişim’, “Acaba Bahçeli yeni bir oyun mu kuruyor? Muhalefetle arayı düzelterek Erdoğan’a, ‘Ayağını denk al, ben sana muhtaç değilim’ mesajı mı veriyor?” gibi soruları da beraberinde getirdi…
Bu sözleri de mi ‘siyaseten’ söyledi?
Resepsiyonda gazeteciler Bahçeli’ye DEM Parti yöneticileriyle tokalaşmasını sordu. Aldıkları cevap çok şaşırtıcı; “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım…”
Devlet Bahçeli, “DEM Partililerle neden tokalaştığı” sorusuna:
“Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barışı isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım.” yanıtını verdi.#samsunhavadis #samsunhaber pic.twitter.com/Gu1dOI9xGq
— Samsun Havadis (@havadisamsun) October 1, 2024
Barış kelimesini Bahçeli’nin ağzından duymaya alışık olmayan kamuoyunun “Ne oluyor?” diye sormasını normal karşılamak lazım. Hakikaten ne oluyor? “Yeni döneme giriyoruz.” derken Bahçeli neyi kasetti? Yeni dönemde DEM Parti ile barış mı yapılacak? Girmekte olduğumuzu söylediği bu yeni dönem ne tür başka sürprizlere gebe?
Bahçeli bu sözleri ‘lafın gelişi’ mi söyledi yoksa bilinçli ve hesaplı olarak mı ağzından döküldü? Bilinçli söylemiş olmasını çok arzu ederim. Kavga, gürültü, gerilim, kutuplaşma yorgunu Türkiye’nin barışı hedefleyen yeni bir döneme girmesini kim istemez?
MHP liderinin sözlerini ciddiye almak ne kadar doğru olur bilmiyorum. Bir anlam yüklemek istiyorum. Fakat 10 saatte farklı yüzlerin göstermesine bakarak umutlu olamıyorum. Bu sözlerini de ‘siyaseten’ söylemiş olmasın?
Bahçeli’nin konuşmalarına yansıyan öfke dili ile ikili ve insani ilişkileri arasında uçurum vardır. Yüz yüze ilişkilerde nezaket abidesi gibidir; ince, naif ve nazik… Maddenin üç hali gibi Bahçeli’nin de değişen halleri vardır. Aynı gün içinde farklı farklı gördüğümüz Bahçeli söz ve davranışlarındaki dual kişiliğin yansıması olmasından korkarım. Eğer öyleyse tokalaşmaya da gülücüklere de, barış mesajına da siyasi anlam yüklemek hata olur.
İflah olmak iyimserliğime rağmen fazla umutlu olamıyorum. Siz de olmayın derim. Yine de bundan sonra asık suratlı, öfkeli ve gergin Bahçeli yerine, yüzünde gülücükler saçarken DEM’in yöneticileriyle tokalaşan, sohbet eden ve ‘barış’ diyen Bahçeli’yi görmek isterim.
Tek dertleri ” iyiler” bunların
yaklaşmakta olan büyük bir savaş var gibi. mecburen içerde safları siklstirmaak önemli gelecek günlerde bu tip şeyler var gibi