Ankara’da herkes biliyor; AKP, MHP’siz iktidar arıyor!

NECİP F. BAHADIR | YORUM

Dolaylı yoldan verdiği ‘subliminal mesajlarla’ ortalığı karıştıran MHP lideri Bahçeli sessizliğini bozdu. Meğer Bahçeli’yi herkes yanlış anlamış. ‘Yerel halk’ tepkisi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e değilmiş. Ferdi Tayfur’un şarkısıyla verdiği mesajda Türkiye’nin ayağını kaydırmak isteyenlereymiş!

‘Yerel halk’ sözü kimin ağzından çıktı? Google’a sorarsanız anında (Mehmet Şimşek) cevabı alırsınız. DEM ve CHP kelimeleriyle ‘yerel halk’ tabirini birlikte sorarsanız cevapsız kalırsınız. DEM ve selefi partiler ‘halklar’ kelimesini sık kullanıyor. CHP belediye başkanları kullanmış mı? Google ‘Yok… Herhangi bir bulguya rastlamadım’ diyor. Yanılıyorsam eğer, ben Google’ın yalancısıyım. Bu ayrıntıyı vermemin sebebi MHP’nin bir tepkisi olacaksa bana değil Google’a itiraz etsin…

‘Yerel halk’ kavramı en son kimin ağzından çıktı, ülkenin gündemine girdi ve de siyasi tartışmalara neden oldu? Bir  yurtdışı programında ekonominin patronu Mehmet Şimşek, “Yerel halkı enflasyonun düşeceğine ikna etmemiz gerekiyor.” dedi. Bu cümle bütün haberlerde ve dolayısıyla Google’da yer aldı.  Bahçeli, “Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin…” dedi.

Bu yarısını yazdığım cümlenin adresi Mehmet Şimşek’ten başkası olabilir mi? Yok DEM imiş, CHP’li bazı belediyeler imiş! Buna kim inanır; Kadir İnanır’dan başka!

Mesele ciddi espriye gelir tarafı yok. Bir an Bahçeli’ye hak verelim, ‘müfsit zihniyet’ diye tepki gösterdiği Şimşek olmasın da DEM ve CHP’liler olsun… Niye mesajını düzeltmek için bir hafta bekledi. O gün tashih edebilirdi. “Ben Şimşek’i kastetmedim.” diyebilirdi.

Neden sustu? Eğer mesajının Şimşek’e odaklanmasından rahatsız olsaydı anında konuşurdu.

Hem ‘yerel halk’ tabirini DEM veya bazı CHP’liler kullandığında ‘müfsit zihniyetli’ oluyor da aynı kelimeyi üstelik de yurtdışında Mehmet Şimşek kullandığında ‘mücahit’ mi oluyor? Bu nasıl bir mantık, anlamak zor gerçekten.

Necip Fazıl’ın Osman Yüksel’e şöyle dediği rivayet olunur: “Beni bir kişi anladı; o da yanlış anladı, ayağa kalk dedik o amuda kalktı.”

Bu şairane edebi bir cümle. Siyasette geçerli olamaz. Bahçeli’yi herkes mi yanlış anladı? Doğru anlayan bir kişi var mı? Kamuoyunu, medyayı geçtik; MHP içinde Bahçeli’nin meramını yerli yerinde anlayan bir kişi var mı? Eğer olsaydı tartışmaların önünü almak için devreye girer, sürece müdahale ederdi.

Can alıcı soru; Bahçeli’nin sıkıntısı ne?

Yine Bahçeli’ye hak verelim, doğru konuştuğunu düşünelim… Bu nasıl bir iletişim stratejisi ki hiç kimse anlayamıyor! Sorun Bahçeli’de… En hafif tabirle “Derdini doğru anlatamıyor.” denir. Ben öyle olduğunu sanmıyorum. Bahçeli de biliyor ki o mesajın adresi Mehmet Şimşek ve tartışmaların bu yönde yürümesinden de memnun. Yoksa susmazdı.

Peki sıkıntısı ne? İşte meselenin can alıcı yeri burası… Cevabım yazının sonunda. Çünkü Bahçeli’nin yanlış anlaşıldığı mesajlar bir değil ki, ikincisi de var…

MHP lideri sosyal medya ve konuşmalarının içeriğine tek başına karar vermiyor. Temayı belirleyen, çerçevesini çizen ve metni belli bir üslup içinde kaleme alan birileri var. Diğer liderler de farklı değil. Benzer bir süreç izliyor. Bahçeli’nin konuşmalarının stratejisini ve içeriğini belirleyen biri var. ‘Abi’ diye hitap ettiği biri… ‘Derin’ bir isim. Zaten öteden beri MHP’nin politikaları parti organlarından ziyade ‘derin abinin’ ürünü. Mehmet Şimşek mesajının bir hesap ve plan çerçevesinde hazırlandığını düşünüyorum. ‘Derin Abi’, AKP’deki tartışmalara vakıf demek ki…

Bahçeli’nin, “Kimse çalı dibi yoklamasın… Deve izi saymasın… Niyet okuyuculuğuna teşebbüs etmesin!” diyerek hakaretvari kelimeler kullanmasının cevabı şu atasözünde saklı; “Üslub-u beyan aynıyle insan.”

Gerisi laf israfı olur.

Türkiye’nin ayağını kaydırmak isteyenler kimler? 

Grup konuşmasından anlıyoruz ki Bahçeli, evinin bahçesinde yürüyüş yaparken arka fonda çalan Ferdi Tayfur şarkısının ‘Hainsin, zalimsin söyleten sensin’ sözleri de ortağı AKP’ye veya Erdoğan’a değilmiş. Kime imiş? Meğer Türkiye’nin ayağını kaydırmak isteyenlere imiş!

Kimler onlar?

Bari onu söyleseydi. Yine DEM mi, CHP mi yoksa dış güçler mi? Ülkenin ayağını kaydırmak isteyenlere neden şarkı sözleriyle mesaj veriyor ki! Doğrudan söylemenin ne mahzuru var. Bir arabesk ve aşk şarkısının sözlerinden düşmanlara gülle atılır mı?

Bahçeli’ye en yakın isimlerden olan Semih Yalçın bir gazeteciye yaptığı açıklamada, “Meral Akşener olamaz mı?” diye sormuştu. Akşener de değilmiş! Yalçın bile anlamadıysa Bahçeli’yi, başkaları nasıl doğru anlasın?

Semih Yalçın sıradan bir isim mi? Konuşmalarının, mesajlarının üslubu ve bazı “Ceviz yuvarlaktır…” gibi benzetmelerinin altındaki imza Yalçın’a ait. Şairin dediği gibi ‘Bahçeli’yi bir tek Semih Yalçın anladı… O da yanlış anladı, amuda kalktı.’

Bahçeli’nin final cümlesi şu oldu: “Size kötü bir haberim var; Cumhur ittifakı sonsuza kadar vardır ve var olacaktır.”

Aklı başında bir siyasetçi böyle bir cümle kurar mı? Ne demek  sonsuza kadar? Herkes fani siz baki misiniz? ‘Dönem sonuna kadar’ veya ‘Ben bu koltukta oturduğum sürece’ ya da ‘Can bu bedende durdukça’ diyebilirdi. MHP liderinin zihin dünyasının ne kadar karmaşık ve dağınık olduğunun ispatı bu.

Erdoğan’ın yeni ‘oyununda’ MHP’ye yer yok!

MHP lideri, mesajlarının doğru adrese gittiğinden emin… Ve bundan da son derece memnun. Yoksa yanlış anlaşılma falan söz konusu değil. Belki AKP cephesinden ateşlenen ‘Sinan Ateş iddianamesi’ füzesini beklemiyordu. Bu füzenin MHP’de ağır hasara yol açacağı herkesin malumu. Çünkü Sinan Ateş suikastında bütün oklar MHP’ye yönelmiş durumda. Erdoğan’ın eli de çok güçlü. Sadece bir kısmını gösterdi. Bahçeli ve Derin Abisi böyle bir sonuç beklemiyor olabilir. AKP’nin elinin boş olmadığını tahmin etmeleri gerekirdi.

Bahçeli’nin Erdoğan veya AKP’den rahatsızlığının altında ne var? AKP çevrelerinde MHP ile ortaklığın partilerine zarar verdiği ve artık taşınamaz ağır bir yüke dönüştüğü sıkça dillendiriliyordu. 31 Mart hezimetinden sonra MHP’siz iktidar sesleri daha yüksek çıkmaya başladı. AKP’nin içinde düştüğü gayya kuyusundan çıkmasının ancak fabrika ayarlarına dönmesiyle mümkün olabileceği MHP’nin de kulağına gidecek şekilde tartışmaya açıldı. Yeni anayasa ve CHP ile yakınlaşma bu yeni arayışların bir sonucu. Erdoğan, yeni bir oyun peşinde. Ve bu oyun da MHP yok. Özgür Özel’in CHP’si var. Bahçeli de bunun farkında. Mesajların sebebi hikmeti bu.

Ankara’da herkes biliyor; AKP, MHP’siz bir iktidarın arayışına girdi. Köklerine ve ‘2002 fabrika ayarlarına’ yeniden dönmek istediğini bilmeyen yok. Bahçeli’yi çileden çıkaran ve cumhur ittifakını çatlatan işte bu… Bahçeli de sadece kendisinden ve MHP’den ibaret değil. Birileri için ortaklıkları katolik nikahı gibi.

Şiddetli geçimsizliğe rağmen hasarsız boşanmak o kadar kolay değil. ‘Viran olası hanede evlad-ı ıyal var’. ‘Siyasetsiz yıllardan’ sonra Ankara’da klasik siyaset yeni başlıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin