Bahçeli’den rest: Gereğini yaparım!

NECİP F. BAHADIR | YORUM

MHP’li Semih Yalçın’ın “Bahçeli’nin yüzüğü tamamen tesadüf!” sözleri üzerine düşünürken, MHP lideri bombayı patlattı. Mesajı bu kez subliminal değil, doğrudan ve herkesin anlayabileceği açıklıkta verdi. Bu çıkıştan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

İttifaktan yükselen çatırtı sesleri yeri göğü inletti. Sürpriz mi? Değil. Daha önce defalarca yazdık! MHP lideri Bahçeli’nin ağzına kadar dolduğunu görmemek için ‘kör olmak’ lazımdı. Aynı gün Erdoğan, hem CHP lideri Özgür Özel hem de öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’le görüştü…

Devlet Bahçeli gibi havadan nem kapan biri bunu sindirebilir mi? Her iki görüşmenin bir ucu MHP’ye dayanıyor. Geçen haftaki Meral Akşener’in Saray’da ağırlanmasını hazmedememişken…

Bahçeli ne mi dedi? Şu cümleler Türk siyaseti için bir dönüm noktası; “Siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet MHP bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa… Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.” 

Erdoğan’ın öldürülen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’i kabul etmesi de Bahçeli’yi oldukça rahatsız etmiş görünüyor.

‘Yumuşama’ sürecinin önündeki tek engel MHP’dir

Vay vay vay… Lafa bak. ‘Yumuşama politikasını’ başlatan kim? Erdoğan’dan başkası değil. “Geçici değil, kalıcı olsun!” diyen kim? O da Erdoğan… Siyasetin sert ve kutuplaştırıcı iklimini yumuşamaya dönüştürmek için harekete geçen kim? Erdoğan’dan başkası mı? Sürece ‘yumuşama’ diye ad koyan kim? Tabii ki Erdoğan. Bahçeli bunu bilmiyor mu? Bilmez olur mu? Geçen hafta açıkça, “Yumuşama siyasetinde biz yokuz!” mesajı vermişti. Erdoğan, oralı bile olmadı. Aksine üstüne üstüne gitti.

Bugün Erdoğan’ın adını koyduğu yumuşamanın önündeki engel kim sorusunun tek cevabı var; MHP… Sadece AKP’liler mi böyle düşünüyor?

Değil. Tüm partiler… Hatta sokaktaki insan bile MHP, olduğu sürece AKP’nin ‘demokrasi ve hukuk’ alanında yumuşamaya gidemeyeceğini biliyor.

MHP, AİHM kararlarının uygulanmasının önündeki yegane engel… İçişleri ve Adalet bakanlıklarında tezahürleri görülen güvenlikçi politikaların esnetilmesinin önündeki büyük engel MHP. AKP’yi dar alana hapseden, Erdoğan’ı adeta ipotek altına alan MHP… Bunu görmeyen, bilmeyen var mı? MHP, AKP iktidarının ve Erdoğan’ın ayaklarındaki bukağıdan başka bir şey değil. AKP içinde birçok isim de bundan rahatsız.

MHP, 31 Mart seçimlerinde ne yaptı?

MHP 31 Mart seçimlerinde kılını kıpırdatmadı. Erdoğan günde birkaç ili dolaşırken Bahçeli Ankara’dan dışarı çıkmadı. MHP’nin iddialı olduğu Manisa, Mersin gibi şehirlere dahi gitmedi. 31 Mart bozgununu analiz ederken AKP’lilerin bu gerçeği görmemiş olmaları mümkün mü? Değil elbette.

Ayrıca  31 Mart yenilgisinin en önemli sebeplerinden biri AKP iktidarının üzerindeki koyu MHP gölgesi. MHP, AKP için taşınamaz bir yük haline geldi. Erdoğan da AKP’nin yönetim kadroları da bunun farkında. Kamuoyuna açıkça dile getirmeseler de kendi aralarındaki konuşmalarda artık MHP’nin taşınamayacağını fısıltı halinde söylüyorlar.

“Yumuşamanın önünde bariyersek…” diyor Bahçeli, “Gereğini yaparız.”

Türkiye tanık; evet, yumuşamanın da normalleşmenin de önündeki bariyersiniz. O kadar ki Anayasa Mahkemesi’nin varlığına bile tahammül edemiyorsunuz. ‘Ey Zühtü’ diyerek Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylediklerinizin AKP’lileri rahatsız etmediğini mi düşünüyorsunuz?

AKP daha geniş infaz düzenlemesi planlarken odağına uyuşturucu ve organize suçları alarak daraltan ve AKP’ye rest çeken siz değil misiniz? AKP iktidanının MHP’nin esareti altında olduğunu sıradan vatandaş da biliyor.

Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel’e iadei ziyaret yapması da bir başka rahatsızlık nedeni…

Hukukun önündeki en önemli bariyer MHP!

MHP, yumuşamanın da, demokrasinin de, hukukun da önündeki en önemli bariyer. O bariyeri kaldırıp atacağı yerde AKP adeta ‘Berlin Duvarı’na dönüştürdü. Ve bir ‘utanç bariyeri’ oldu.

MHP olarak tek başınasınız. AKP iktidarın önemli ayaklarını hak etmediğiniz biçimde sizinle paylaşıyor. Yargıyı ve Emniyet kadrolarını size teslim etti. Sinan Ateş cinayetinde ortaya dökülenler bunun en önemli kanıtı. Ankara Emniyeti’nde Ali Yerlikaya’nın başını yemek için Süleyman Soylu ile birlikte kumpas kurdunuz. Ve oyununuzun altında kaldınız. Siz de farkında değil misiniz?

Gereği; ‘erken seçim’ kartı! 

Evet, şimdi ‘gereğini yapma’ zamanı… En iyi bildiğiniz işi yapma vakti geldi, geçiyor bile. Erken seçim kartını oynamaktan başka çıkışınız yok. Daha öncekiler sizin inisiyatifinizde ve tercih hakkı sizdeydi. Bu kez tercihten değil, mecburiyetten… Partinizi de Türkiye’yi de ‘mecburi istikamet’ yoluna kendiniz soktunuz. Buyurun ‘gereğini yapın’.

Semih Yalçın’ın “Yanlış anladınız!” deme şansı da kalmadı. Ne demek istediğinizi herkes doğru anladı. Siz de doğru anlattınız. Şarkı göndermesi, yüzük mesajında çark ettiniz. Buradan çark edemezsiniz.

İttifakı çoktan bitirmiş! 

Devlet Bahçeli’nin konuşmasında dikkat çekici bir paragraf daha var. Şu sözlerin ciddiye alınır tarafı yok. Ancak şaka olabilir. Fakat mevzunun da şakaya kaldırır tarafı yok: “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği MHP’nin samimi dileği ve temennisidir.”

Bahçeli kafasında çoktan Cumhur İttifakını bitirmiş. Baksanıza yeni formül öneriyor. Altılı masayı oluşturan millet ittifakına ‘zillet’ gibi ağır ithamlar yapan siz değil miydiniz? AKP’nin onlarla ittifakını samimi biçimde nasıl dileyebilirsiniz. Dalga mı geçiyorsunuz? DEM masanın altında bir yerlerde değil miydi? Anlıyorum, Erdoğan’a dönük derin kırgınlığın ve öfkenin ifadesi bu satırlar.

Cumhur İttifakı düştü düşecek! 

Her yeri çatırdayan Cumhur İttifakı düştü düşecek… AKP ile MHP arasında iyice incelen ip koptu kopacak. Doğru zamanı yakalamak için Erdoğan, Bahçeli’nin gönlünü almak ve biraz daha zaman kazanmak ister. Vazo çatladı değil kırıldı, tuz buz oldu. Bu vazo eski haline gelmez de acaba onarılabilir mi? Erdoğan için sandık doğru zaman değil.

Vatandaşın hayat pahalılığından iflahı kesildi. En hareketsiz Kurban Bayramı’na giriyor Türkiye. Ne satan memnun ne alan. Erken seçim iktidarın felaketi olur. Bahçeli’nin umurunda mı? 2002’de umurunda olmadı. Şimdi niye olsun…

Bahçeli’nin ‘gereğini yapacağı’ restinin erken seçime evrileceğini ben de düşünüyorum. Rüzgarı arkasından alan ve yelkenlerini şişiren CHP fırsat kolluyor. Özgür Özel’in şimdi oyuna girme ve sahaya inme zamanı. Bahçeli içeriden, Özel dışarıdan sandığı halkın önüne koyabilmeli.

MHP Lideri erken seçim kilidine anahtarı soktu… Bu rest orada kalmaz. Bu çıkıştan sonra Erdoğan’ın geçen hafta Abdullah Gül ve Meral Akşener’e yaptığı esrarengiz görüşmeler de yerli yerine oturuyor.

Artık siyaset erken seçime gebe…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin