HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarının geleceğini şekillendireceği öne sürülen Brüksel zirvesine kısa süre kaldı. HDP’nin kapatılması dosyasının yeniden ısıtılması, küçük ortak Bahçeli’nin milletvekili Ahmet Şık’ı açıkça tehdit etmesi kafaları karıştırdı. Erdoğan-Biden görüşmesi öncesinde Bahçeli bu çıkışı neden yaptı? Gelin birlikte irdeleyelim.
ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Haziran’da yapacağı görüşme öncesindeki bu sert çıkışı anlayabilmek için, zirveye ABD tarafının nasıl hazırlandığına bakmak gerekiyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nda bakanlığının bütçesiyle ilgili oturumda senatörlerin sorularını cevapladı. Blinken, Türkiye’nin bir NATO müttefikinin davranması gerektiği şekilde davranmadığını söyledi. ABD’li bakan sadece bunları demekle yetinmedi. Amerika’nın Sesi internet sitesinde yer alan habere göre, Türkiye’ye yönelik asıl salvo atışları önce Demokrat Senatör Robert Menendez yaptı.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
‘ERDOĞAN İDARESİ ALTINDAKİ TÜRKİYE’
Bir NATO müttefiki ülkede gazetecilerin ve avukatların hapiste olduğunu, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinin Türkiye tarafından tehdit edildiğini, Ermenistan ve Libya gibi ülkelerde Ankara’nın “menfur rol oynadığı” görüşlerini öne sürdü. Demokrat Senatör, Bakan Blinken’a, “Erdoğan idaresi altındaki Türkiye’ye karşı neler yapıyoruz?” diye sordu.
Blinken’ın verdiği cevaptan, kamuoyu Türkiye’nin hangi alanlarda geri adımlar attığını da öğrenmiş oldu. Ankara’nın Güney Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesi olarak kabul edilen sulardan gemilerini çektiğini ve sondaj faaliyetlerine son verdiğini açıkladı. Ancak insan hakları ve gazetecilere kötü muameleler gibi konularda ciddi endişelerinin sürdüğünü belirten Blinken, “Başkan Biden, tüm bu konuları Cumhurbaşkanı Erdoğan’la doğrudan görüşme fırsatına sahip olacak” dedi.
Görüldüğü gibi ABD tarafı, bir taraftan ikili görüşmeye fazla önem atfetmemeye çalışıyor, öte yandan da Türkiye’yi kendi kamuoyu önünde hırpalamaya devam ediyor. Türkiye’nin dış politikada attığı geri adımlar bile ABD’nin tavrında bir yumuşamaya yol açmıyor. Konuşmalardaki tek olumlu yaklaşım, “Türkiye’nin yerinin Batı bloğunda olması gerek” şeklindeki ifadelerden ibaret kalıyor.
ERDOĞAN, BAHÇELİ’NİN ÇIKIŞINI BİDEN’IN ÖNÜNE KOYACAK
Beyaz Saray’dan zorla alınan randevu sonucu gerçekleşecek zirveye Türkiye tarafı kendince bir taraftan zeytin dalı sunuyor, öte yandan da sert gibi görünmeye çalışıyor. HDP’nin kapatılması ve yöneticilerine hapis istenmesi ya da siyaset yasağı getirilme girişimi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin TİP milletvekili Ahmet Şık’ı tehdit etmesi ve hedef göstermesi kafa karıştıran bir çıkış gibi orta yere serildi.
Hiç kafanız karışmasın. Bunlar Ankara’nın uygulamaya çalıştığı bir strateji. Zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini zayıflatmaya değil, güçlendirmeye yönelik bir taktik. Biden’la masaya oturduğunda, “Bakın bağımsız yargı HDP ile ilgili bir süreç başlattı. İttifak ortağım MHP’nin lideri Bahçeli de sürekli daha sert politika izlemem konusunda beni sıkıştırıyor” diyerek destek arayışında bulunacak.
Erdoğan iktidarının geleceğini şekillendireceği beklenen zirveden daha önce de yazdığım gibi en iyi ihtimalle ev ödevinin çıkması bekleniyor.
Ankara’nın hazırladığı taktikler ne sonuç verecek göreceğiz.
Uzatmaları oynayan bir hükümet gol pasını, konuşmaktan aciz küçük ortağından bekliyorsa, o pas, libora oynayan Peker’in defansif mücadelesine takılır.