Tr724 HABER MERKEZİ | İLKER DOĞAN
Antalya’da bir aracın çarpması sonucu yaralandığı kazanın ardından kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşındaki Aslıhan Kocapınar’ın organları vasiyeti üzerine bağışlandı. Kocapınar’ın iki böbreği Antalya’da iki kişiye, karaciğeri ise önceki gün İzmir’de 28 yaşındaki Leyla Moğoltay’a nakledildi. Onlar Aslıhan’ın organlarıyla yeni bir hayata başlayacak ama Türkiye’de onlar gibi organ bekleyen on binlerce insan var. Bugün itibariyle acil böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 30 binden fazla. Kalp nakli için ise bin kişi sırada. Türkiye’de her yıl ortalama 2 bin kişi ise uygun organ bulunamadığı için hayatını kaybediyor.
Türkiye’nin kangren haline gelen ve her yıl katlanarak büyüyen sorunlarından biri de organ naklinde yeterli sayıya ulaşılamaması. Türk Nefroloji Derneği’nin 2017 verilerine göre böbrek hastası sayısı 58 bin. Ancak bugün itibariyle söz konusu rakamın 65 binin üzerine çıktığı belirtiliyor. Zira hasta sayısına yılda ortalama 8 bin kişi ekleniyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre acil nakil bekleyenlerin sayısı 22 bin 398. Ancak gerçek rakamın 30 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Yılda yapılan nakil sayısı ise sadece 3 bin 400 seviyelerinde. Bakanlığın rakamlarına göre 2018’de yapılan toplam böbrek nakli sayısı 3 bin 381. Bunlardan 2 bin 637’si canlıdan nakil. 744’ü ise kadavradan. 7 yaşından 70 yaşına kadar böbrek bekleyen hasta var. Hastalar kadavra listesine yazılıyor. Organ çıktığında hangi hastaya verileceği merkezden gelen puanlama sonucunda belli oluyor. Çocuk hastalar her zaman öncelikli.
BİR HASTA İÇİN 30 BİN TL ÖDEME
Böbrek rahatsızlığında en etkili tedavi şekli nakil. Nakil sonrası hastanın yaşam süresi uzuyor, yaşam kalitesi artıyor ve iş gücü kaybının da önüne geçilmiş oluyor. Ayrıca uzun vadede hastanın SGK’ya maliyeti de neredeyse sıfırlanıyor. Ancak rakamlarda görüldüğü gibi nakil sayısı olması gerekenin çok altında. Bu da sorunun her yıl daha da büyüyerek içinden çıkılmaz hale gelmesine neden oluyor. Hasta sayısı arttıkça hastalığın SGK’ya maliyeti de doğal alarak artıyor. Kronik böbrek hastalığının tedavisinin maliyeti, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça yüksek. Maliyet kalemleri içerisinde en önemli yeri ise diyaliz tedavisi tutuyor. 65 binden fazla böbrek hastasının yüzde 70’i özel diyaliz merkezlerinden hizmet alıyor. SGK bir hasta için seans başına diyaliz merkezlerine her şey dahil 192,5 lira ödeme yapıyor. Haftada 3 kez diyalize giren bir hastanın yıllık sadece diyaliz maliyeti 27 bin 720 lira. Buna ilaç maliyeti de eklendiğinde bir hasta için harcanan rakam 30 bin lirayı buluyor. Haftada 1 ya da 2 kez diyalize giren hastalar da var.
KALP NAKLİ İÇİN 1.000 KİŞİ BEKLİYOR
Yeterli organ bağışı olmamasıyla ilgili sorun sadece böbrek naklinde yaşanmıyor. Aynı şekilde kalp nakli bekleyenlerin sayısı da her geçen yıl daha da artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre bugün itibariyle uygun kalp için bekleyenlerin sayısı 1.078. Bu yıl yapılan kalp nakli sayısı sadece 75 olarak kayıtlara girdi. Kalp hastalarının diyalize girerek hayatlarını devam ettirme imkanları da yok. Nakil zorunluluk. Kalp bulunamazsa hasta kaybediliyor.
ORTALAMA 2 BİN KİŞİ NAKİL BEKLERKEN ÖLÜYOR
Her yıl onlarca insan uygun donör bulunamadığı için hayatını kaybediyor. Daha geçtiğimiz hafta 20 yaşındaki Gizem Kılıç, uygun organ bulunamadığı için hayatını kaybetti. Yine geçtiğimiz aylarda böbrek nakli için sıra bekleyen A.Ş., nakil olamadan öldü. Her yıl 2 binden fazla inan organ nakli beklerken hayatını kaybediyor. Sorunun çözümü için öncelikle halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Kadavradan nakil oranları çok düşük. Bunun için alt yapı sorununun çözülerek, oranın yukarı çekilmesi şart. Organ bağışında koordinatörlük hizmetlerinin de yeterli düzeye getirilmesi zaruret.
Diyaliz merkezleri: Batıyoruz!
Böbrek nakli konusunun bir de diyaliz merkezlerine bakan yönü var. Onlar da dertli. SGK’nın ödediği paranın masraflarını bile karşılamadığını söylüyorlar. Çoğu diyaliz merkezi, kurdaki yüksek artış nedeniyle girdilerin artması sonucu seans içi ücretsiz hizmet sunumlarını kesmeye başladı. Kaldırılan hizmetler arasında hastayı evden hastaneye taşıma, kahvaltı gibi birçok hizmet de yer alıyor. Bağımsız Diyaliz Merkezleri Derneği Başkanı Basri Yılmaz, “Diyaliz merkezleri, ‘yılbaşına kadar dayanacağız’ diyor. İşte bu ‘batıyoruz’ demek. Türkiye; Nijerya, Etiyopya gibi ülkelerin bile uzak ara altında, diyaliz için devlet sadece 26 Euro ödüyor.” ifadelerini kullanıyor. İddiaya göre merkezler, seans başına 40 TL zarar ediyor. Yılmaz, son 8 yılda 93 diyaliz merkezinin kapandığını anlatıyor.