Babacan’ın durduğu yer

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

8 Temmuz 2019 Pazartesi şimdiden tarihe geçti.

Ali Babacan; 14 Ağustos 2001’de 74 kişi ile beraber kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) istifa etmekle kalmadı, yeni bir siyasî hareket için yola çıktığını ilan etti.

AKP’nin “parçalanamaz” diye nitelenen çelik çekirdeği Babacan’ın kuracağı yeni parti ile hiç olmadığı kadar esnek hâle geldi.

ERROĞAN, BABACAN’IN BAŞARISINI SÖMÜRDÜ

AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “kendi başarısı” olarak pazarladığı 2003-2010 döneminde ekonominin dümeninde Babacan vardı. Erdoğan, Babacan’ın Türkiye’nin en parlak bürokratları ile imza attığı başarının ekmeğini hâlâ yiyor.

Yiğidi öldür, hakkını yeme! Türkiye’yi kriz bataklığından çift haneli büyüme otoyoluna çıkaranların başında Babacan geliyordu.

Babacan AKP hükûmetlerinde farklı bakanlık vazifelerini deruhte etmişti. Liyakati, dürüstlüğü, itidali, şeffaflığı ve hukuka riayeti esas alarak sadece rakamların büyümesini sağlamamıştı.

Diğer taraftan memleketin sermaye açığını doğrudan ve dolaylı yatırımlarla gidermek için yatırımcıyı teşvik ve himaye edici kararlara imza attı.

Onun döneminde 22 milyar Amerikan Doları mertebesine kadar tırmandı doğrudan yatırımlar. Borsa İstanbul’a (BİST) adeta para yağdı. Aylık 10 milyar dolar civarında sıcak para çekiyordu BİST.

17/25 ARALIK YOLSUZLUK SORUŞTURMALARINDAN SONRA…

Dünyanın önde gelen fonları, AKP’nin Avrupa Birliği reformlarına imza atmasını coşku ile karşılamış ve akın akın Türkiye’ye gelmişti. Yapacağı daha çok hizmet vardı. En verimli çağında tecrite maruz bırakıldı.

17/25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarından itibaren Erdoğan’ın Hizmet Hareketi’ne karşı başlattığı intikam harbini benimsememiş olması ve hukuk zemininde ısrar etmesi Babacan için siyasete erken emeklilik işareti olmuştu.

Babacan’ın o karanlık günlerde cesur çıkış yapamadığını dillendirenler Babacan’ın akabinde ekonomi bürokrasisinde nasıl bir tasfiye harekâtı başladığına tekrar bakmalı.

Erdoğan’ın 100 talimatından sadece birini yerine getirmeyenlerin bile Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın gece yarısı azlediliş vakasında olduğu gibi ayaklar altına alındığını bilmeden hariçten ahkâm kesmek çok kolay.

Babacan, Erdoğan ile o gün karşı karşıya gelseydi muhtemelen bugün “değişim misyonu” yüklenen bir lider olması çok zayıf bir ihtimaldi.

Zira Erdoğan rüşvetle yahut şantajla satın alamayınca Babacan’ı ezip geçmek için devletin bütün imkânlarını ve emrine âmâde Saray medyasını kullanmakta tereddüt etmeyecekti.

NE ERKEN NE DE GEÇ: TAM VAKTİNDE

Erdoğan’ın en kuvvetli olduğu vakitlerde kafayı kaldırmamanın ne kadar isabetli bir karar olduğunu Babacan’ın takip ettiği çizgide müşahede etmek mümkün. Kusursuzluk iddiası kimseyi ikna edici yapmaz.

Türkiye’de mevcut nizam bir şekilde değişecek. AB’den demokrat siyasetçi ithal edemeyeceğimize göre eksiği fazlası ile alternatiflere imkân tanımaktan başka bir makuliyet çizgisi görünmüyor.

Toptancı bir zihniyetle Erdoğan’ın yıktıklarının yerine konulması imkânsız.

Birlikte yola çıktığı dava arkadaşlarını anında “hain” ilan edebilecek kadar vefasız ve gaddar biri ile münakaşa da mücadele de doğru zeminde yapılmalı.

Bu zaviyeden Babacan, 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün maddi ve manevi himayesinde tam vaktinde yola çıkıyor. Ne erken ne de çok geç…

HALK ERDOĞAN’DAN BIKTI

31 Mart 2019 Mahallî İdareler Genel Seçimi ile Erdoğan’ın cebren tekrar ettirdiği 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nde sandıktan çıkan mesaj gayet berrak.

Halk krizden, yolsuzluktan, hırsızlıktan, içi boş hamasetten ve kendisine bağırıp çağıran Erdoğan’dan bıktı. Üniversite mezunu evladı işsiz gezerken Erdoğan’ın oğlu Bilal’in oturduğu yerden milyar dolarlık gemi filolarına sahip olmasına vergi mükellefleri “artık yeter!” diyor.

Bu seneye kadar alternatif lider profilini ortaya koyamayan muhalefet sehven de olsa Ekrem İmamoğlu’nu aday göstererek arayış içindeki halka bir kapı aralamıştır.

İmamoğlu’nun İstanbul’da 85 gün arayla üst üste elde ettiği iki zafer Erdoğan’ın iktidarının inişe geçtiğinin ilanı oldu. Ancak muhafazakâr seçmenin Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) Cumhurbaşkanlığı seçiminde belediye seçimindeki kadar kolay rey vermeyeceği aşikâr.

MUHAFAZAKÂR SEÇMENİN YENİ ADRES ARAYIŞI

AKP’nin kendi içinden çıkacak bir kadro hareketi farklı kesimleri bir araya getirebilirse Erdoğan’a öfkeli milyonlarca AKP seçmeni tereddütsüz yeni adrese taşınacaktır.

Gençlerin, işsizlerin, çiftçinin, emeklinin, sanayicinin, tüccarın derdi müşterek: Kimse hukuktan uzaklaşan, tweet atanın hapse atıldığı ve tam bir korku imparatorluğuna dönen Türkiye’de yaşamak istemiyor.

Hele gençler… Dünyanın en zengin bilgi kaynağı Wikipedia’nın tamamen erişime kapalı olmasının utancını daha fazla taşımak istemiyor.

Kuzey Kore ve Çin ile aynı yasağa imza atan bir memleketten yeni icat yahut dünyada ses getirecek yatırım niye çıksın?

Babacan’ın durduğu yer çok mühim. Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş ve Ali Babacan üçlüsünün Türkiye’nin istikbalinde tarihi vazifeleri olacak. Her biri farklı kesimlerin demokratik taleplerinin karşılığı olarak siyaset sahnesine çıktı.

BABACAN’IN İTİBARI HAFİFE ALINMAMALI

Müşterek paydayı kavramaları ve Erdoğan’ın kutuplaştırıcı siyasetinin üzerine beton atmaları halinde pekâlâ koalisyonların öcü olmadığını ispat edebilirler.

Babacan AKP içinde yön arayan kadrolar kadar sermaye, akademi, medya ve sivil toplum kuruluşları nezdinde de makes bulacak bir isim. Piyasalarda hâlâ muazzam bir ağırlığı var.

Serbest piyasaya yürekten inanan bir ekonomi bakanı olduğu için Erdoğan’ın Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi özerk kurum ve üst kurullara müdahalesine fırsat vermiyordu.

Kamu bankaları ilk defa Babacan döneminde aslî faaliyetine odaklanmış, siyasetin arka bahçesi olmaktan kurtarılmıştı. Bunlar unutulmadı.

YENİ PARTİDE KİMLER OLACAK?

11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski bakanlardan Nihat Ergün gibi isimlerle çekirdek kadronun teşkil edildiği belirtiliyor ki bu kişilerin tedai ettirdiği isimler önemli.

Son üç-dört senede Erdoğan’ın asimetrik saldırıları yüzünden hemen herkes muhakeme ve itidal kaybına maruz kaldı.

Erdoğan bilerek en mutedil insanları bile şirazeden çıkardı, kutuplaştırdı. Sokağı karpuz gibi ortadan ikiye böldü. Kendisine destek verenleri ihya etti, “ötekiler” dediği insanları ise imha etmeye kalktı.

Ağır bedeller ödendi, bir müddet daha sancı çekilecek.

Babacan’ın, “Türkiye’nin bugünü ve geleceği için yeni bir çalışma başlatmak kaçınılmaz hale gelmiştir.” cümlesine peşin hükümlerden ve öfkelerden imtina ederek yaklaşmakta fayda var.

MÜŞTEREK AKIL DEVREYE GİRECEK

Bugün AKP içinden bir hareket çıkacaksa ve biri de söz söyleme salâhiyetine sahip olacaksa hiç tereddütsüz tertemiz mazisi ile bu kişi Ali Babacan’dan başkası değildir.

Babacan hareketin kendisinden ve küskün AKP’li isimlerden ibaret olmayacağını peşinen belirtti: “Bu süreçte, aynı ahlaki ve toplumsal sorumluluğu hisseden çok sayıda insanla tanışmış olmak da bizim için çok sevindirici olmuştur.”

Yeni parti özü itibarıyla bir “kadro hareketi”. Mamafih Türkiye’yi siyasi ve iktisadi buhrandan kurtaracak nitelikli isimlerden müteşekkil ve meşverete dayalı yeni bir partinin ilk işareti verildi.

AKP’nin Erdoğan’ın elinde bir hanedanlığa dönüşüyor. Sokağın nabzını tutamıyor, yolsuzluk ve rüşvet bataklığında debelendikçe debeleniyor. AKP kurmayları halkın talep ettiği değişimi idrak etmek bir tarafa haklı taleplerle alay edecek kadar küstahlaşabiliyor.

İLERİ DEMOKRASİ VE HUKUKA RÜCU EDİLECEK

Babacan insan hakları, hürriyetler, ileri demokrasi ve hukukun üstünlüğünü temel esas olarak alacağını ilan ederken Erdoğan’ın unutturduğu meşvereti hatırlatıyor.

Aynen şöyle dedi: “İçinde bulunduğumuz şartlarda, Türkiye için yepyeni bir gelecek vizyonuna ihtiyaç vardır. Ülkemiz için her alanda doğru analizler, yeniden düşünülmüş stratejiler, planlar, programlar gerekmektedir. Çok çeşitli kesimlerle yaptığımız istişareler de bunu teyit etmektedir.”

Dünden ziyade yarına odaklanacak bir kadro hareketinin Erdoğan’a rağmen başarılı olma ihtimali hayli fazla. Kamuoyu yoklamalarında Başkanlık sisteminden memnun olmayanların oranı yüzde 60’ı geçti.

Öyleyse Türkiye’yi hukuk ve demokrasiye rücu ettirecek partiler için zemin son derece elverişlidir.

BABACAN BAŞKANLIĞA KARŞI

Babacan’ın parlamenter sisteme dönüleceğine dair verdiği işaretler de çok kıymetli. Zira bir senede iflas etmiş bir sistemi oportunizm saiki ile koltuğa geçtiğinde sahiplenecekse bu kadar emek yeni bir hayal kırıklığından başka neye yarar!

Erdoğan’ın elinde hanedanlığa dönen ucube başkanlık sisteminde değil bir Babacan 111 Babacan gelse muvaffak olamaz. Yerli ve milli sistem krizine çaresi bellidir. Tek adamlığa son vermek.

Gül ve Babacan’ın öncülük edeceği değişim rüzgârlarına piyasalar hava ve su kadar muhtaç. Türkiye’nin yüzünü yeniden Avrupa Birliği’ne dönmesini sağlayabilirlerse sermaye dümeni İstanbul’a kıracak.

Görünen köy kılavuz istemiyor: Türkiye 8 Temmuz itibarıyla erken seçim sath-ı mailine girmiştir.

İşlediği suçlar sebebiyle iktidarını kaybetme lüksü olmayan Erdoğan’ın hamleleri yine bel altı olacaktır. Mamafih devran döndü. Kaya yerinden koptu.

Erdoğan iktidarının zirvesinde iken hiç ummadığı bir şekilde 31 Mart ve 23 Haziran’da yine kendi tabiri ile topal ördeğe döndü.

Ergenekon ve Ülkücülerle kurduğu ittifak Erdoğan’ın tahtının altını oya dursun ümit bahşeden, yeni ve heyecan verici günlere girdik bile…

“Eski hâl muhal. Ya yeni hâl ya izmihlâl!” Olacaklar belli olmasına belli de biz nerede duruyoruz?

En mühim mesele bu…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Vay be bunca zulme sessiz kalmak hiç bu kadar sinsi övülmemişti.
    Bu islamcı yamyamlığı gücü eline geçirince ortaya çıkıyor anlamadınız gitti.

  2. Hala mı siyaset? Hizmet hareketi mensupları ne zaman siyasetin uzak durulması gereken bir şeytan olduğunu anlayacaklar. Yıkılıp gitsin hepsi. Bize Allah yeter

  3. En azindan bir umit olur. Allah kimin eliyle isleri duzeltir kim bilir. Yoksa gokten Melaike gelip parti mi kuracak? Sessiz kalmak derken o makamlarda olup konusmak mahalle kahvesinde konusmaya benzemez.!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin