Aziz Nesin yaşasa verdiği oranı revize eder miydi?

YORUM | TARIK TOROS 

İnsanların yüzde sekseni:

-Günlük yaşar.

-Risk almaz, almak istemez.

-Bilmez, bilmek istemez.

-İşine bakar.

Bana dokunmayan yılan”cıdır.

-İkâz edilmeyi uyarılmayı sevmez, nasihate pek gelemez.

-Her şeyi bilir.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

İnsanların yüzde sekseni:

Günlük yaşadığı için…

Söylüyorsun o kadar, anlatıyorsun ama… bak bir şey olduğu yok” der.

Moral bozar.

-Sabırsızdır.

***

Misal…

Ekonomist, “altına yatırım yap” diye tavsiye verir.

Üç gün sonra bizimki arar:

-Hani ne oldu? ‘Altın’ dedin, kıpırdama yok!

***

Farkında olan kitleler…

Risk alan kitleler…

Gelişmeleri okuyup yön belirlemeye çalışan kitleler, azdır.

Bu yüzdendir ki nüfusun yüzde 20si toplam zenginliğin yüzde 80ine sahiptir.

Sorgulamayan yüzde seksen ise:

Çoğu ülkede normal hayat standardının altında yaşar.

Türkiyede bu oran daha fazladır.

***

Ülkemizde maalesef devlet+siyaset+medya ve akademi bitirildiği için…

İnsanlardan ‘farkındalık’ beklemek mümkün olmuyor.

Bilinçlilik oranı yüzde 20’nin bile çok altında.

Bu noktada “fırsatçı bilinçlileri” ayırıyorum:

Onlar “haktan ve halktan yanaymış” gibi görünüp sonuca ulaşana kadar “liberal”dirler.

İçten içe mutludurlar.

Ekranda başka, evde eşine başka konuşur.

Bizim (Suriyelilerle birlikte) yaklaşık 90 milyonluk ülkemizde 3-5 milyon insanda farkındalık varsa ne ala.

***

Ekonomide:

-Maaşımı alır işime bakarım.

Siyasette:

-Bana ne, yesinler birbirlerini.

Yargıda:

-Devletin savcısı çağırıyorsa vardır bi bildiği.

Korona’da:

-O kadar tantana yapıldı. Kimseyi duymadım, ne hastalanan var ne de ölen..

***

Hemen ayağa kalkmayın.

Bakış açısı böyledir.

Hatırlayın:

Haziran ayına gelindiğinde…

“Korona günleri geride kaldı” diye konuşuyordu herkes.

Gazetelerde böyle haberler çıkıyor, TV’lerde konuşanlar “pandemi döneminde şöyleydi, böyleydi” diye ahkâm kesiyordu.

Ne gerek vardı bu rehâvete?

***

Şimdi görüyor ve anlıyor herkes.

Başına geldikçe yaşıyor, idrak ediyor.

Aşı çıktı, aşı yok.

İşten atıldım, bakan yok.

Para bitti, kasa boş.

Ateşim çıktı, yatak yok.

***

Aylar aylar önce, “yakınlarınızı kaybedeceksiniz” diye söyledik yazdık, defalarca.

Biliyorum, acı veriyor.

Toplum, toplumlar böyle.

Kumaş bu.

İşimiz zor.

Ve fakat:

Her defasında aynı şey olacak.

Okuyup okuduğunu anlayanlar, anlatacak, ikaz edecek, yön vermeye çalışacak.

İnsanlık da her defasında “damdan düşmeden” anlamayacak.

***

Aziz Nesin’in anlatmaya çalıştığı buydu sanırım.

Fakat ben ‘aptal’ kelimesine katılmıyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin