YORUM | BÜLENT KORUCU | @Bulent_Korucu
Tutuklu HDP eş genel başkan yardımcısı Aysel Tuğluk annesini kaybetti.
İnsanın yaşayabileceği en büyük acılardan biri anne kaybı. Hele cezaevindeysen ve son anlarını paylaşamamışsan… Belki de senin yokluğun gidişini hızlandırmıştır ya da boğazında yutkunamadığı koca bir düğümle gözünü kapamıştır. Sana söyleyemedikleri vardır, senden duymak istedikleri… Bir sürü ‘keşke’ üşüşür insanın zihnine. Son görev cenazeyi kaldırmak, layık olduğunu düşündüğün şekilde uğurlamak.
Ölüye saygı bütün kültürlerin ortak değeri. Savaşta bir saniye önce sana kurşun sıkanın bile cansız bedenine hürmet edersin. Taraflar cenazelerini alıp kendince defin yapsın diye molalar verilir. Savaştan sonra bu ihtiram katlanır. Tarihteki en güzel örneği bizim topraklarımızda yaşanmış. Çanakkale’de karşı karşıya savaşanlar, şimdi yan yana yatıyor. İşgal için gelenlerin torunlarını Şafak Ayini’nde misafir etmekten onur duyarız.
ÇANAKKALE Mİ DEDİNİZ!
Çanakkale’nin bizim için başka bir anlamı daha var. (Vardı, dememek için kendimi zorladığımı itiraf etmeliyim.) Kederde, tasada ve sevinçte birlikte olmanın sembolü Çanakkale. Anadolu’nun bütün renklerinin temsil edildiği bir sergi sanki. Gerçekten öyledir ama son dönemde siyasal İslam’la, kafa tası milliyetçiliğini bulamaç yapan kadro, Çanakkale ruhunun da içini boşalttı.
Sloganın ötesine geçmeyen istismarlarını kastetmiyorum. Keşke sadece o kadarla kalsalardı. Bu halkı bir arada tutan dinamikleri tek tek yıkıyorlar. Artık küllendiğini, çürümeye yüz tuttuğunu umduğumuz nefret söylemlerini tekrar dolaşıma sokuyorlar. Siyasal iktidarlarını ayakta tutan kitleyi kemikleştirmek adına, kendileri dışındaki herkesi şeytanlaştırıyorlar. Onlara göre bütün HDP’liler terörist, bütün CHP’liler terör işbirlikçisi, biat etmeyen dindarlar sapık. Anadolu’nun kadim halkı Ermeniler, iyi gününde ‘afedersin’ kızgınlık halinde ‘gavur dölü’ ile anılıyor. Aleviler ya sapık, ya kripto Ermeni!
Sonuç: Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Ana’nın cenazesini topraktan geri çıkarttıran gözü dönmüş barbarlık.
Mesele, faturayı bir avuç şehir eşkıyasına keserek kurtulabileceğimiz kadar basit değil. Öyle olsaydı, bu kadar öfkelenmez, böylesine iğrenmezdik. Zonguldak’ta plajda bira içen iki kadının başına dört polis gönderen zihniyet, kazma kürek ve hatta traktörle kabristana gelmiş nebbaşlara müdahale etmiyor. Başvuru beklemeden tedbir alması gereken bürokratlara vekiller bile ulaşamıyor. İş işten geçtikten sonra lütfedip yaptıkları açıklamada yaşananları ‘sataşma’ diye geçiştiriyorlar. Cesedi parçalamakla tehdit edenleri, iki slogan atıp dağılmış heyecanlı gençler diye yutturmaya ramak kaldı.
‘BENİM ESNAFIM POLİSTİR, HAKİMDİR’ HUKUKU!
Bunun organize bir eylem olduğunda hiç kuşku yok. Gezi olayları sırasında filiz halinde gördüğümüz tehdit azmanlaşmış şekilde karşımızda. Mini etekli kadına tekme atan palalı esnaf ve Ali İsmail Korkmaz’ı polisle birlikte öldüren fırıncı, şimdi daha da organize!
AKP, 2002’de büyük vaatlerle seçildi. Devleti yönetip, derin devleti tasfiye edecekti; tersini yaptı. Devleti tasfiye etti, derin devletin anahtarlarını ele geçirdi. Kendi Gladyosunu kurdu. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, Gezi olaylarından sonra kullandığı “Benim esnafım gerektiğinde asker, polis ve hakimdir” sözü tepki çekmişti. O bir hayaldi, adım adım gerçekleşti. Hatun Tuğluk’un cenazesine saldırı kuruluş lansmanıydı. Artık ‘yerli ve milli Gladyomuz’ var ve onlardan izinsiz cenazemizi dahi kaldıramayacağız. Çok mu karamsarım? Hiç sanmıyorum. Yerli ve milli mafyamız, oluk oluk kan akıtacağını, insanları ağaçlara asacağını vaat ediyor. Ve hukuk hesap soramıyor.
Aysel Tuğluk’a Tunceli’ye götürmek zorunda kaldığı annesinin cenazesine katılma izni verilmedi. Sanki cezaevinden bir gün daha kaytarmak için Ankara’yı beğenmedi, cenazeyi Tunceli’ye götürdü!
Yandaş medya ve troller, provokasyon filan deyip neredeyse aileyi suçlayacak. Sonradan aşılanan yandaşlar ayrı telden çalıyor. Normalde ortalığı inletecek Hürriyet Gazetesi, cenazede gerginlik gibi korkakça başlıklarla gerçeği perdeliyor. İnsani dayanışma mesajları teröre destek soruşturmasına konu olursa şaşmamak lazım.
Bir de çıkıp “Bu saldırı medeniyet unsurlarımızla uyuşmuyor” dedikçe kendi tarihimizden soğutuyorlar. Bunun medeniyetle filan ilgisi yok, doğrudan insan olmakla alakalı.