AYM’den KHK’lı işçilerle ilgili emsal karar

Anayasa Mahkemesi (AYM), Diyarbakır’da KHK ile işten atılan belediye işçileriyle ilgili kararını açıkladı. İşçilerin adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde verilen karar emsal niteliği taşıyor.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde çalışan Abdullah Kaymak, 2016 yılında 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ‘milli güvenliğe karşı yapı ve oluşumlara iltisaklı ve irtibatı olduğu’ gerekçesiyle çok sayıda işçiyle birlikte işten atıldı. Herhangi bir yargı kararı olmaksızın iş akdi feshedilen Abdullah Kaymak, mahkemeye başvurdu.

MAHKEMELER KHK’Yİ YETERLİ GÖRDÜ, DAVAYI REDDETTİ

Bunun üzerine Kaymak’ın işe iade talebi ile Diyarbakır 2. İş Mahkemesi’nde açtığı dava 2017 yılında sonuçlandı. İşten atılmaların ‘milli güvenliğe karşı yapı ve oluşumlara iltisaklı ve irtibatı olduğu’ gerekçesine dayandığının hatırlatıldığı kararda, “Meslekten çıkarma tedbirinin uygulanması için üyelik veya mensubiyetin olması zorunlu olmayıp iltisak veya irtibatın olması yeterli kabul edilmiştir” denildi. İşçilerin işten atılma gerekçelerinin araştırılması yönünde talebi kabul etmeyen mahkeme davayı reddetti. Davanın taşındığı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi de benzer yönde karar vererek davayı reddetti. İki mahkemenin vermiş olduğu ret kararı Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından onaylanınca karar kesinleşmiş oldu. Bu kararların ardından Kaymak 09 Temmuz 2018 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

AYM: HERKES ADİL YARGILANMA HAKKINA SAHİPTİR

Anayasa Mahkemesi, KHK ile işten çıkarılan Kaymak’ın başvurusu ile ilgili emsal bir karara imza attı. Oy birliği ile verilen 3 Kasım 2020 tarihli kararda özellikle mahkemelerin iş akdine son verilmesi üzerine açılan işe iade davasının esası incelenmeden reddetmesi ile ilgili önemli tespitlerde bulundu. “Herkes adil yargılanma hakkına sahiptir” denilen kararda yer alan tespitler şunlar:

-Mahkemenin, önündeki uyuşmazlığı karara bağlarken taraflardan birinin iddia ve savunmasına bağlı kalarak, buna karşı diğer tarafın öne sürdüğü esaslı itirazları tartışmadan yargılamayı sonuçlandırması hâlinde -ortada şeklî anlamda bir karar bulunsa bile- gerçek anlamda bir yargılama yapıldığından bahsedilemeyecektir. Bu durumda uyuşmazlığa karşı yargı yolunun teorik olarak açık olması pratikte bir anlam ifade etmeyecek, böylece mahkeme hakkı ve dolayısıyla adil yargılanma hakkı bir yanılsamadan ibaret kalacaktır.

-Yargısal başvuru yolları, çoğunlukla bir hak veya özgürlükle bağlantılı uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması amacıyla ihdas edilmiştir. Kişiler dava açmak suretiyle mahkemelerden hak ve özgürlükleriyle ilgili olarak yargısal koruma talep etmektedir. Bireylerin yargısal koruma taleplerine cevap vermek, bu bağlamda dava konusu uyuşmazlığın esasını inceleyerek iddia ve savunmaları değerlendirdikten sonra davayı karara bağlamak yargı mercilerinin anayasal yükümlülüğüdür.

667 SAYILI KHK YARGI MERCİLERİNİN DENETİM YETKİSİNİ KISITLAMIYOR

– 667 sayılı KHK’da, devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna Millî Güvenlik Kurulunca karar verilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen işçilerin iş sözleşmelerinin feshedilmesi öngörülmüş ancak yargı mercilerinin denetim yetkisini kısıtlayan herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu bakımdan 667 sayılı KHK’nın 4. maddesi dayanak gösterilerek iş sözleşmesi feshedilen işçiler tarafından açılan işe iade davalarının esasının incelenmesini önleyen herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla derece mahkemelerinin başvurucunun iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığını inceleme yükümlülüğünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmasını gerektirecek herhangi bir neden söz konusu değildir.

-667 sayılı KHK’nın 4. maddesinde belirtilen örgüt, yapı, oluşum veya gruplara üye olunması ya da bunlara mensubiyetin veya iltisakın yahut irtibatın bulunması geçerli bir fesih sebebi olarak öngörülmüştür. Ancak bu düzenleme sözü edilen yapılarla irtibatının bulunduğu gerekçesiyle iş sözleşmesi feshedilen bir işçinin açtığı işe iade davasında derece mahkemelerinin geçerli fesih sebebi olarak gösterilen olguyu, diğer bir ifadeyle işçinin kuralda belirtilen yapılarla irtibatının bulunup bulunmadığını, iş hukukunun kurallarını da gözeterek araştırma ve ortaya koyma yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.

AYM: DERECE MAHKEMELERİ YARGISAL FAALİYET İCRA ETMEDİ

-Somut olayda da derece mahkemeleri, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan mahkeme hakkı gereği asıl işverenin başvurucular hakkındaki değerlendirmesinin objektif ve makul dayanakları olup olmadığını, dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığını incelemeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca varmıştır. Başka bir ifadeyle derece mahkemeleri yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevini yerine getirmemiş, gerçek anlamda bir yargısal faaliyet icra etmemiştir. Dolayısıyla hukuk düzeni tarafından başvuruculara tanınan feshe karşı yargı yolunun açık olması teorik olmaktan öteye geçememiştir. Bu durumda başvurucuların mahkeme hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmaktadır.

İŞÇİLERİN MAHKEME HAKKI İHLAL EDİLDİ

-Her ne kadar başvuruya konu kararların bir kısmında bazı başvurucular hakkında adli işlem olduğu belirtilmişse de bu işlemlerin neler olduğu ve şüpheyi haklı kılıp kılmadığı olgusal olarak değerlendirilmediğinden anılan karardan ayrılmayı gerektiren bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkeme haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir. İncelenen başvuruda, derece mahkemelerinin dava konusu uyuşmazlığın esasını incelememeleri sebebiyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

YENİDEN YARGILAMA YAPILMALI

Bu durumda mahkeme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması yönünde karar veren Anayasa Mahkemesi, işçilerin adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Oy birliği ile alınan kararın bir örneğinin mahkeme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere, daha önce davayı reddeden mahkemelere gönderildi.

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin