Ana Sayfa Güncel AYM, çoklu baro kararının gerekçesini açıkladı

AYM, çoklu baro kararının gerekçesini açıkladı

AYM, çoklu baro düzenlemesini iptal talebini reddeden kararının gerekçesini açıkladı. Karara AYM Başkanı Zühtü Arslan, Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ve 4 üye şerh düştü.

Anayasa Mahkemesi, çoklu baro kurulmasını öngören yasaya karşı açılan iptal başvurusu hakkında verdiği ret kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçeli kararda, ‘yeni baroların belli sayıda avukatla kurulması’, ‘kamu yararı’ ve ‘siyasi ayrışma’ başlıkları üzerinde yapılan değerlendirmelere yer verildi. Kararda, AYM Başkanı Zühtü Arslan, Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan ve diğer bazı üyelerin karşı oylarına yer verildi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) toplumda “çoklu baro” sistemi olarak bilinen kanunun iptali istemini 1 Ekim’de aldığı kararla reddetmişti. Karar, oy çokluğu ile alınmıştı.

AYM, kararının gerekçesini bugün açıkladı.

Belli sayıda avukatın imzasıyla yeni baro kurulmasının Anayasa’ya aykırı olmadığını belirten AYM kararında, “Anayasa Mahkemesinin daha önceki bir kararında da ifade edildiği üzere kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının aynı bölgede birden fazla olamayacağı yönünde getirilmiş anayasal bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı ilde birden fazla baronun kurulmasına anayasal açıdan herhangi bir engel yoktur” ifadeleri kullanıldı.

AYM, yeni baroları kamu yararı bakımından ise şöyle değerlendirdi: “Kuralların yer aldığı Kanun’a konu teklifin komisyon görüşmeleri sırasında dile getirilen görüşlerde; büyük şehirlerde barolara kayıtlı avukat sayısının çok fazla olmasından kaynaklı sorunların çözülmesi, avukatlık hukukuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılması ve baro hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi gibi amaçlarla yeni bir baronun kurulabilmesine imkân tanındığı ifade edilmiştir. Bu yönüyle kuralın kamu yararı dışında başka bir amaç güttüğü söylenemez.”

AYM’nin, çoklu barolara ilişkin bir başka değerlendirme başlığı ise siyasi saiklerle kanunun çıkarıldığı görüşü. AYM, bu konu başlığına şu ifadelerle değindi: “Aynı ilde birden fazla baronun kurulmasının; baroların ideolojik, etnik ve siyasi temelli ayrışmalarına neden olacağı, bu durumun farklı çatışmalara zemin hazırlayabileceği, baroların hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma görevini işlevsiz hâle getireceği ileri sürülmekte ise de belirtilen hususlar yerindelik kapsamında olup anayasal denetimin konusu dışında kalmaktadır.”

AYM BAŞKANI’NDAN KARŞI OY

İptali talep edilen maddelerden 13’ü hakkında oy çokluğuyla karar alındı. Oy çokluğuyla alınan kararlara karşı çıkan AYM üyeleri muhalefet şerhi yazdı.

AYM Başkanı Zühtü Arslan ve AYM Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan, AYM Üyeleri Engin Yıldırım, Celal Mümtaz Akıncı, Emin Kuz ve Yusuf Şevki Hakyemez gerekçeli karara şerh düştü.

‘KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ KURULMASI’

AYM Başkanı Zühtü Arslan ret gerekçesinde, Anayasa’nın 123. Maddesi’ne atıfla kamu tüzel kişiliklerinin ancak kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulabileceğini kaydetti. Arslan, söz konusu değişiklikle ‘artık kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kamu tüzel kişiliği kurulması imkanının kaldırıldığını’ belirterek, “Bunun yerine yeni hükümet sisteminin mantığına uygun olarak kamu tüzel kişiliğinin kanunla veya kanunun herhangi bir yetki vermesine gerek olmaksızın doğrudan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulacağı öngörülmüştür.” dedi.

Kamu gücünü kullanan ve yargı sürecinin en önemli bir unsuru olan avukatların meslek kuruluşları olan baroların kurulması konusunda kanun koyucunun çok daha titiz davranması gerektiğinin altını çizen Arslan, “Nasıl ki yasama organı her bir üniversitenin kuruluşunu titizlikle inceleyip kanunla kurulmasını sağlıyorsa, baroların kuruluşu bakımından da bunu yapması elzemdir. Kaldı ki bu bir tercih meselesi değil, son Anayasa değişikliği karşısında bir zorunluluktur.” ifade etti.

YENİ SİSTEM HATIRLATMASI YAPTI

“Işıklar yanıyor” paylaşımıyla gündeme gelen AYM Üyesi Engin Yıldırım ise muhalefet şerhinde, 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı makamına yetki verilirken “… ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” hükmünün Anayasa’nın 123. Maddesinden çıkarıldığını hatırlatarak, şunları belirtti:

“Anayasa değişikliği öncesinde bir kamu tüzel kişiliğinin ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulması mümkündü. Yeni sistemde ise Anayasa’nın 123. Maddesine göre ancak kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kamu tüzel kişiliği kurulabilir. İptal talep edilen kurallar kanun özelliği taşımakla birlikte doğrudan baro kurmamaktadır. Bu kurallar, baroların nasıl kurulabileceğine, nasıl kamu tüzel kişiliği kazanacaklarına veya kaybedeceklerine dair yöntemle ilgilidir. Bir kamu tüzelkişisi olan baro kurulması için iki bin avukata veya Türkiye Barolar Birliği de dahil olmak üzere başka bir organa yetki verilmesi mümkün değildir.”

‘İDEOLOJİK DÜŞÜNCELERLE BARO KURULMASI’

“Çoklu baro” düzenlemesine karşı oy kullanan AYM üyelerinden Celal Mümtaz Akıncı ise, “meslek kuruluşu” niteliğine, bu kuruluşların meslek standardı oluşturma görevine vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu kurumların oluşturulmasında esas alınan öge meslek olup ideolojik, siyasi vb. düşüncelerle bu kurumların teşkilatlandırılması, çoklu baro kurulmasına imkan verilerek bu tür oluşumlara zemin hazırlaması Anayasa’nın ruhuna ve amacına uygun düşmemektedir. (…) Aynı ildeki farklı barolar arasındaki rekabet, üyeleri arasındaki ideolojik, etnik, siyasi dayanışma, daha fazla üye sahibi olma, mevcut üye sayısını koruma gibi kaygılarla disiplin hükümlerinin uygulanamamasına ya da farklı uygulanmasına yol açabilecektir.”

Baroların kamu makamları nezdinde mesleği temsil ettiğine dikkat çeken Akıncı, “Aynı bölgede birden fazla kurumun bulunması ve her bir kurumun farklı farklı ve birbiriyle çelişebilecek taleplerinin olması ihtimali mesleğe dair ihtiyaçlarla ilgili kamu makamlarıyla yapılacak çalışmalarda sorunlara yol açabilecektir” ifadelerine yer verdi. Kamu tüzel kişiliklerinin yönetmelik çıkarma gibi düzenleme yetkileri olduğunu hatırlatan Akıncı, birbiriyle çelişen düzenleyici işlemler yapılabileceğini, bunun da meslek standartlarının oluşmasında sorunlar çıkarabileceğini belirtti.

 

HENÜZ YORUM YOK