YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Yüzünde hiçbir gerginlik emaresi yok, son derece rahat. Hani neredeyse market açılışı yapıyormuş gibi kendinden emin. Böyle rahatlığı bir de 1 Kasım 2015 seçimleri haftasında görmüştüm. Son derece rahat bir yüz ifadesiyle sandığa gitmişti.
Oysa daha beş ay önceki 7 Haziran seçimlerinde partisi AKP ilk defa mecliste iktidar çoğunluğunu kaybetmiş, şahsının da iktidarı büyük riske girmişti. Günlerce ortadan kaybolup şoku atmaya çalışmıştı. Bu yüzden 1 Kasım seçim çalışmaları büyük stres ve gerginlik içinde geçmişti.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Ama son bir hafta içinde ne olduysa yüzündeki bütün gerginlik gitmiş bir rahatlık kaplamıştı. Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararında da böyle bir rahatlık var. Daha bir yıl önce çok da gergin bir biçimde ‘Ayasofya’yı cami olarak açmanın bir götürüsü var. Bu konuları burada açmam doğru olmaz. Bunu cami olarak açmanın faturası çok ağırdır. Cami olarak açılsın diyenler dünyayı tanımıyorlar, muhataplarını bilmiyorlar. Ben bir siyasi lider olarak bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim.’ demişti.
Bir yıl sonra bugün Recep T. Erdoğan’ın Ayasofya’nın cami olarak açılması konusunu konuşurken yüzüne yapışan gerginlikten eser yok, son derece kaygısız biçimde camiye yerleştirilen halının serilişini izliyor. Ayasofya’yı camiye dönüştürmenin bir oyun olduğunu kendisinin de bu oyuna gelecek kadar istikametini kaybetmediğini söyleyen R. Erdoğan’ın bugünkü rahatlığına sebep olan şey nedir?
İtiraf etmek gerekir ki ben dahil hiç kimse Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesine ihtimal vermiyor, bunun sağ siyasetin tabanı gazlama davranışından başka bir şey olmadığını düşünüyordu.
Recep T. Erdoğan siyaseten belki de ilk defa sahici bir adım atıyor. Daha sonra tevil edemeyeceği, başka bir yere havale edemeyeceği, biz yapmadık falanlar yaptı diyemeyeceği sahici bir adım. Her ne kadar Ergenekoncu dostları bu kararı Erdoğan değil de Danıştay’ın verdiğini söyleyerek kenarda bir suçlu tutmaya gayret ediyorlarsa da herkes de biliyor ki bu karar iyisi ve kötüsüyle AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan’ın üzerine kalacak.
Ayasofya’yı camiye çevirmenin seçim kaygısından kaynaklandığını sanmıyorum. Tam bir yıl önce seçimlerde gelmesi muhtemel birkaç puan için öyle bir riski (o risk neyse) göze almaya değmez diyordu. Bugün bir şeyleri göze almış değil de bazı şeylerin garantisini alarak rahatlamış bir adam görüntüsü veriyor.
Yunanistan haricinde dünyada da ciddi tepki olmaması garip geliyor bana. Hani daha önce yaptıkları gibi endişeyle izlediklerini bile dillendirmediler. İnsan diyor ki yoksa Ayasofya üzerine anlatılan her şey bir şehir efsanesi miydi?
Madem dünyanın umurunda değildi de neden şimdiye kadar camiye çevrilmedi. Birkaç yıl öncesine göre bugün ne değişti de AKP Genel Başkanı çok rahat ve dünya da umursamaz görünüyor.
15 Temmuz tiyatrosunun bütün detaylarını bildikleri halde Recep T. Erdoğan ile çalışmaya devam eden dünya, ülkedeki rejim değişikliğinden çok da rahatsız görünmüyor. Erdoğan, Ayasofya konusunda da ruhsat gibi. Hatta bir adım sonra ki Hilafet konusunda da icazet almış olmasın?
Bu arada, üniversiteye başörtülü kızlar gittiğinde yer yerinden oynatan endişeli modernler vardı. Küçücük simgesel olaylarda kaygılı elitler açıklama üstüne açıklama yapar, cumhuriyet kazanımlarından ödün verilemeyeceğinden bahsederlerdi. Şimdi ortada kimseyi görüyor musunuz? Gülseven Yaşer’i, Sabih Kanadoğlu’nu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni, Atatürkçü Düşünce Derneğini, İlker Başbuğ’u, Hurşit Tolon’u ve benzerlerini.
Garip, çok garip bir dönemden geçiyoruz.
bir kaç ay önce bir Said Nursi’nin bir sözünü okumuştum. okuduğum kaynağı bi bulabilsem paylaşacağım ama .
Şöyle diyordu Ayasofya Hz. Mehdi eliyle açılacak ve cami olacak İslam deccali ise kendini mehdi göstermek için Ayasofya’yı açarmış gibi yapacak. Hakikatte Ayasofya cami olmayacak. Bu metni okuduğumda ve ardından bir süre sonra gelen Ayasofya açılışı bana da merak konusu oldu. Acaba gerçekten açılışı yapıldı mı diye? Şimdi bu yazıdan ve konjuktürden anladığım kadarıyla seçmen sıkılaştırmak için ve dünyaya bunun bilgisi verilerek bir açılış seramonisi yapılıyor. Önce şunun altını çizelim Ayasofya bir cami değil kilise. FSM bu kilisede namaz kılması kilise olduğunu değiştirmez. İkincisi Ayasofya siyasi nedenlerle cami yapıldı. Yoksa ihtiyaçtan kaynaklanmadı. O günkü siyasi neden FSM’in kurduğu cümlenin son noktası olması içindi.
Bugün Ayasofya “cami” olmasında iki neden var. Birincisi MK.Atatürk’ün üstüne kırmızı çizgi atmak. İkincisi ekonomi gibi “kutsal(!)” bir değeri gözlerden sakındırmak. Sol cenahın bu konuda sakinliği şaşırtmasın. YAŞ kararları ile birlikte okuyun sahneyi. Sol cenah suskun çünkü RTE’dan istediklerini aldılar. bağırmalarına gerek yok. Eğer Erdoğan vermeseydi ve Ayasofya bir bombayla karşılık bulurdu. Bu kadar basit. Zaten Ergenekon denkleme her zaman ağırlığının anarşi ile müdahil olmakta.
Erdoğan’ın rahatlığına gelince, niye şaşırıyorsunuz. Ağababası Ayasofya’yı piyon olarak al oyna demiş. İsrailliler de “one minute” olayına sustulardı. Neden? Çok basit Ne istedilese vermeyi bilen biri ile çalışıyorlar.
O kadar şov da hakkı yani…
Abd nin ortadoğu şubesi olarak çalışıyor adam. Boşuna bop un eş başkanı değil. Demekki patronları verdi görevi. Önce ayasofyayı verirler sonra halifeliği ilan ettirirler. O değilde genelevleri, meyhaneleri ve kumarhaneleri olan ilk halife olur tam layığını bulur müptezel :))
1 Kasım 2015 seçimlerine kendinden emin, büyük bir rahatlık içinde gitti tespiti çok mühim. İlk defa duyuyorum. Beş ay önce alamadığı seçimi o zaman nasıl aldığının açıklaması da bulunur zannediyorum, eğer bunun üzerine gidilirse…
15 Temmuz gecesi de çok rahattı. Hele hele damat, inanılmaz mutluydu, pis pis sırıtıyordu yanında.
Sadece bu kareyi gören dikkatli gözler meselenin gerçekte ne olduğunu anlayabiliyor.
Ayasofya’nın açılışı ile ilgili gerçeği de herhalde zamanla anlayacağız…