Ayasofya; Bir geyik hikâyesi

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Biz küçücük çocuklardık sağ siyasetçiler her sıkıştıklarında bu konuyu gündeme getirirdi. İbadete açılacak, zincirler kırılacak Ayasofya kurtulacaktı. İstanbul bir kere daha fethedilecek, onu ibadete açacak siyasetçi de yeni fatih olacak vs. vs. Bir ana gündem haline gelir, ortam ısınır ısınır sonra tekrar soğurdu. Ayasofya her zaman sağ siyasetçinin cankurtaran simidiydi; ha bugün ha yarın, belki yarından da yakın bir zamanda tekrar cami haline getirilecekti.  

Sonra genç olduk, sonra yaşımız ilerledi, yarım asrı geçti ama sağcıların, siyaset anlayışı, sağ seçmenin de sloganlara ve sembollere duyduğu şehvet hiç değişmedi. 

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Bu konu yine gündeme geldi ve sosyal medyada kerli ferli, koca koca adamlar, yazarlar, çizerler, bilmem neler ağzını doldura doldura ‘Ayasofya’nın cami olma süreci başlamıştır, milletimize hayırlı olsun’ diye mesaj atıyor. Efendim bu devletin iki manevi temeli varmış birisi Fatih’in Ayasofya’nın minaresinden okuttuğu ezanmış diğeri de Yavuz Selim’in Hırka-i Saadet önünde okutmaya başladığı Kur’anmış. Ayasofya Cami olunca devlet kökleriyle buluşup yeniden İslam’a bayraktar olacakmış. 

Yani her şey o sembollerde, semboller yerini bulunca bir sihirli el değecek ve voltran oluşacak, voltranın gücü her şeyi dize getirecek. O Voltranla oluşan enerji küffarın saraylarını yerle bir edecek, sarayları yerle bir olanların ayakta kalma ihtimali olmadığı için de herkes yıkılacak ve yalnızca biz ayakta kalacağız. 

Hadi diyelim ki bayraktar olduk sonra ne olacak? İlk önce bütün İslam dünyasının kupon arazileri Reisin ukdesine verilecek. Uçsuz bucaksız kupon arazilere kavuşan Reis buralara istediği gibi doya doya inşaatlar yapacak. Her yer kutu kutu betondan TOKİ evleri ile dolacak, ağaçlar kesilecek, ormanlar ortadan kaldırılacak, dereler kurutulup, göllerin üzeri kapatılacak, evlerin yanına AVM’ler kondurulacak. Müslüman coğrafyadaki bütün ihaleler Cengiz-Kolin-Kalyoncu ortaklığına verilecek. Bütün Müslüman coğrafyanın şehirlerine Rizeliler ve Trabzonlular vali yapılacak, o ülkelerdeki bütün bakanlıklara, daire başkanlıklarına Doğu Karadenizliler getirilip torun-torba, hısım akraba yönetici yapılacak. Reisin sevdikleri abat olacak, sevmediklerine yeryüzü dar olacak!

Evet her şey Ayasofya’nın minaresinden ezan okunmasına bağlı, o ezan sesi voltranı tamamlayacak, sonra gelsin güç, gelsin kuvvet ve gelsin iktidar… Zaten dış güçler de bunu bildikleri için Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesini engelliyorlar. Bizim başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Ne adalete, ne hukuka, ne çabalamaya, ne sebepleri yerine getirmeye, ne hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye. 

Sandıkta durumu sıkıntıya giren her sağ siyasetçi seçmeni bu mavallarla yemledi. Ham bir hayale boğdu onları. Aynı temcit pilavı bilmem kaçıncı defa yine geldi gündeme. AKP iktidarı bana ne kadar oy getirir hesabını yapıyor ama çok açık söyleyeyim bunlar Ayasofya’yı tekrar camiye çeviremez. Böyle bir niyetleri zaten yok da hadi diyelim niyetlendiler uluslararası düzenden ödleri kopacağı için buna adım atmaları mümkün değil. Zaten sadece bugün değil hiçbir zaman da sahici bir şekilde bu işe niyetlenmediler. 

Ayasofya meselesi maalesef sağ siyasetin kitlesini afyonlamak için kullandığı, gaz vermekten öteye gitme ihtimali olmayan bir geyik hikayesidir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin