HABER-ANALİZ: MEHMET DİNÇ, STRAZBURG
Avrupa Konseyi’nin ırkçılık ve hoşgörüsüzlükle mücadele kurumu (ECRI), özellikle 2016 yılında ırkçılık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlüğün şimdiye kadar hiç görülmediği kadar arttığına dikkat çekti. Başörtülü Müslüman kadınlar başta olmak üzere, Müslümanlar, Yahudiler ve göçmenler ırkçı saldırılar ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Popülist partiler ise yabancı düşmanlığına çanak tutuyor.
Popülizm ve milliyetçilik güçlü bir şekilde artarak büyüyor. Göçmenleri entegre etme çabaları, Avrupa’yı etkileyen terör saldıranlarına karşı Avrupa devletlerinin tepkileri, Avrupa Konseyi’nin ırkçılık karşıtı komisyonu ECRI’nin 2016 yıllık raporundaki başlıca konulardı. Bunun yansıra, Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadele; Antisemitizmle mücadele, okul eğitiminde ırkçılık ve ırk ayrımcılıktan korunma, nefret söylemlerine karşı mücadele ve göçmenlerin ayrımcılığa karşı korunması gibi ciddi sorunlar üzerine üye devletlere tavsiyeler yer alıyor.
2015’te Fransa’da yaşanan saldırılarla tırmanışa geçen korkunç terör dalgası 2016 yılında Avrupa’da milliyetçi ve popülist dalgalanmaları getirdi, ECRI’ye göre 2016 yılının en belirgin özelliği “milliyetçi halkçı dalgalanmalar”. Korkular ve belirsizlikler ulusalcı ve yabancı düşmanı hareketler tarafından kullanıldı. Irkçı hakaretler ve yabancı düşmanı nefret söylemi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı ve birçok durumda ana siyasi akımlar da bu durumdan etkilendi.
Jagaland: En önemli görev ülke yöneticilerine düşüyor.
Avrupa Konseyi genel sekreteri Thorbjørn Jagland ise korkunç tabloya dikkat çekerek 820 milyon insanı ilgilendiren 47 ülkenin yöneticilerine çağrıda bulundu: “Avrupa’da özellikle göçmenler ve mülteciler olmak üzere azınlıklara yönelik artarak devam eden popülist siyaset, derinde endişe uyandırıyor. Bu tehlikeli eğilimi durdurmak ve kapsayıcı toplumlar oluşturma yönünde ellerinden gelen her şeyi yapmaları için sorumlu politikacılara çağırıda bulunuyorum. Bu tehlikeli eğilime kırmak için ellerinden gelen her şeyi yapmak ve kapsayıcı toplumlar yaratmak için çalışmak bütün siyasi liderlerin görevidir.”
Medya ve siyaset nefret söyleminden kaçınmalı
ECRI Başkanı Christian Åhlund ise medya ve siyaset dilinde nefret söyleminin yükselişini işaret ederek “Nefret söylemlerini suç haline getirmek ve sadece izlemek yeterli değil; aktif olarak karşı koymamız gerekiyor. Medya ve milletvekilleri iç etik kuralları gereği yaptırım öngörmelidir. Siyasi, dini, kültürel seçkinler, ünlüler, sanatçılar ve sporcular aktif olarak karşı-konuşmaya girmeli ve teşvik etmeliler” ifadelerini kullandı.
Mülteciler ayrımcılığa uğruyor
Avrupa hükümetleri 2016 yılında, mültecilerin kabul edilmesi, barınma, göçmenlerin entegrasyonu ve refakatsiz çocukların korunması gibi entegrasyon süreci konularına öncelik verdi. ECRI, göçmenlere yardım etmek için gönüllü yerel sakinlerin seferber edilmesi ve teşvik edilmesini özellikle talep ediyor.
En çok başörtülü kadınlar mağdur oluyor
ECRI’ye göre İslamofobi, antisemitizm ve homofobi eğilimleri devam ediyor, başörtüsü gibi görünür dini semboller kullanan kadınlar özellikle savunmasız durumda kalıyor. Romen vatandaşlar için ülke yetkilileri önlem almasına rağmen büyük ölçüde önyargı, yaftalama, şiddet ve sosyal dışlanma gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Afrika kökenli İnsanlar genelde ırkçı tehditlere maruz kalıyor; ayrıca taraftarların oyunculara karşı nefret söylemleri de henüz çözülmüş değil. Birçok devlet henüz tam olarak ırkçılığa ve ırk ayrımcılığına karşı denetim yasalarını geçerli değildir.
ECRİ Christian Ahlund’un Başkanı “Zor zamanlardan geçiyoruz ve hiçbir şey düzelmiyor” dedi. “En önemli konu şimdi Avrupa Konseyi ülkelerinin el ele vererek aynı yönde çalışması. Ülkelerin birbirleri ile arasındaki dayanışma, başarının anahtarı olacaktır” dedi.
Bağımsız uzmanlardan oluşan ECRİ, üye devletlerdeki ırkçılık sorunlarını izler, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, hoşgörüsüzlük ve etnik ve ulusal kökenli ırkçılık, renk, milliyet, din ve dil ayrımcılığı sorunlar konusunda raporlar hazırlar ve üye devletlere öneriler verir.
En çok Müslüman kadınlar hedef oluyor
ECRİ İslamofobi ve antisemitiz konularından özellikle duruyor, hükümetlere tavsiyeler sunuyor. Müslüman kadınlar cinsiyet ve din temelli etnik kökenden dolayı oldukça hassas bir grup olarak çok sayıda ayrımcılıkla uğrayabilirler. Bu nedenle hükümetler durumlarına özel dikkat göstermelidir.
Ortadoğu’da uzun süren kriz ve krize bağlı göçler Avrupa’daki terör saldırıları, İslam’ın terörle birlikte anılmasına yol açtı. Bu nedenle İslamofobi Avrupa’da yükselişte ve Müslüman toplulukların üyeleri, daha önce hiç olmadığı kadar ayrımcılığa uğrama risk taşıyorlar.
ECRİ, Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığı önlemek için hükümetlere hoşgörüyü teşvik edecek pratik öneriler tavsiyesinde bulundu
-Hükümetler din özgürlüğünü korumakla yükümlüler. Her inancın müntesiplerinin hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık korkusu olmadan toplumlarında yaşayabilmelerini garanti etmek zorundadırlar.
-Müslümanlara yönelik hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık ölçeğinin değerlendirilmesi;
-Dinlerini uygulama hakkının toplum hayatının her alanında etkin olmasını sağlamak,
-Bütün Müslümanları terörist gibi yaftalayan düşmanca kalıplaşmış düşüncelerle mücadele,
-Müslümanların dinlerini uygulamaya koyma hakkının toplumsal yaşamın her alanında etkin ve korunmasını sağlama
-Kamu kurumlarının, diğer inanç uygulayıcıları gibi Müslümanların da gündelik dini uygulamaları ve şartları için ortamların oluşturmasını sağlayın.
-Eğitim ve istihdama erişimde, okullarda ve işyerlerinde dini ayrımcılıkla mücadele edin.
-İslam’ın çarpıtılmış yorumlarının öğretilebileceği okullarda dini ayrımcılığın teşvik edilmemesini sağlayın.
-Din gerekçesiyle ayrımcılık yapılması durumunda uygun yaptırımları uygulayın
-Cami ve mezarlık yapımına yönelik keyfi engelleri ortadan kaldırın.
-Medyada ve reklam endüstrilerinde, İslam ve Müslüman topluluklar hakkında önyargılı bilgileri engellemek için olumlu tartışmayı teşvik edin
Bazı hükümetler Müslüman mültecileri kabul etmiyor
ECRİ’ 2015 yılı raporunda bir diğer dikkat çeken konu ise mültecilerin dini inanışlarına göre ayrımcılığa uğraması. ECRI’ye göre bazı hükümetler açık bir şekilde, az sayıdaki mülteci almayı planlarken, sadece Müslüman olmayanları kabul ettiklerini belirtiyor. Dini gerekçelerle ilgili bu tür açık ayrımcılık, kıtada giderek artan İslamofobi’nin iklimine katkıda bulunur” ifadeleri yer alıyor.
Yükselen antisemitizm ciddiye alınmalı
ECRI’nin en çok dikkat çektiği konulardan birisi de antisemitizm, ECRI, birçok Yahudi’nin, Avrupa çapında artan antisemitizm yüzünden kendisini güvensiz hissettiğini ifade ediyor. Ecri hükümetlere “Yahudilere karşı tüm kasıtlı antisemitik eylemleri cezalandıran sağlam antisemitizm yasalarının yürürlüğe girmesi” çağrısında bulunuyor: “Hükümetler, antisemitizm karşısında ciddiye almalı, sorunu çözmek için güçlü yasaları yürürlüğe koymuş ve yürürlüğe koymuş ve farkındalık yaratmak ve olumlu bir tutum değişimini teşvik etmek için sivil toplumla yakın işbirliği içinde çalışmalıdır.”
ECRI’nin antisemitizmle mücadelesi için hükümetlere pratik önerileri
-Hükümetler, antisemitizmle mücadele etmek için toplumun her katmanında etkili politikalar geliştirmelidir.
-Kasıtlı antisemitik eylemler cezai eylemlerdir ve antisemitik söylem nefret söylemidir. Avrupa’daki antisemitik saldırılar, bir çok ülkede bir önceki yıl zirve noktasına ulaştı.
-Birçok ülkede, Müslüman göçmen topluluklar, özellikle de genç nesiller arasında artan antisemitik eğilimler gözlemlendi.
-Ortadoğu’da şiddet olaylarının tekrar ortaya çıkması sonrasında gerginlik artmakta ve tüm Yahudilere karşı kapsamlı genellemelere yol açmaktadır.
-Antisemitizmi teşvik eden politik partiler de dâhil olmak üzere, kamu kurumlarından bu tür organizasyonlar için mali ve diğer destek biçimleri geri çekilmeli ve bu tür örgütler yasaklanmalı.
Avrupa Konseyine üye 47 ülkeden sadece 20 tanesi ayrımcılığı yasaklayan 12 no’lu protokolü onayladı. Türkiye, 1993 yılında kurulan komisyona ilk üye olan ülkelerden birisi. 1996 yılında da anlaşmayı imzaladı.