Avrupa Konseyi: İşkenceyi Önleme Komitesi artık Türkiye raporunu yayınlamalı

[Haber-Yorum: Mehmet Dinç, Strazburg]

Türkiye’de temel insan hakları ve özgürlükler endişe verici boyutlara çoktan ulaştı. Avrupa Konseyi Nisan ayındaki oturumlarında Türkiye’yi 13 yıl aradan sonra tekrar denetim sürecine alması bunun en açık örneği. İşkenceler, temel insan hakları ihlalleri, ifade özgürlüğü gibi konularda Türkiye tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Askeri vesayet dönemlerinde bile bu denli geniş çaplı baskı, zulüm, hak ihlalleri yaşanmamıştı.

Strasbourg’da Avrupa konseyine üye 47 ülkenin milletvekillerine seslen Avrupa Konseyi genel sekreteri Thorbjorn Jagland Türkiye’de temel insan haklarının endişe verici boyutlara ulaştığını bir kere daha söyledi. Türkiye’de adalet sisteminin çalışması gerektiğini söyledi. Bu cümleyi tersinden okursak, Türkiye’de adalet ve yargı sisteminin aslında çalışmadığı anlamı çıkıyor. Son 4 yıldır Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosunun değişmez gündemi, Türkiye’nin anti-demokratik yolculuğu, insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğü sorunları. Jagland, Uluslararası Af Örgütü Türkiye temsilci Taner Kılıç’ın tutuklanmasının ardından Türkiye adalet bakanı Bekir Bozdağ’ı arayarak, sureci yakından takip ettiklerini, insan hakları savunucularının haklarını ve tedavi süreçlerini izlediklerini hatırlattığını söyledi.

Komisyon, mağdurlara değil Türk hükümetine ve AİHM’e yaradı

Bunun yanı sıra, Jagland darbe girişimine katıldığı şüphesiyle tutuklananların yargılamaları konusunda zaman kazanmak için soruşturma komisyonu kurulduğunu ifade eti. Fakat bu zaman kazanma olayı mağdurların lehine değil, daha çok Konsey, AİHM ve Akp hükümetine zaman kazandırıyor. Bahsi geçen komisyon 8 aydır kurulamadı, haziran sonu itibariyle henüz çalışmaya başlamadı. Kaldı ki çalışmaya başlasa 2 sene içinde 7 üyenin yüzbinlerce dosyayı inceleyebileceğine inanmak güç. Hem Konsey hem AİHM hem de Akp hükümeti komisyonun çalışmadığının farkında. Hatta Jagland, Mart ayında adalet bakanı Bozdağ’ın ziyareti sırasında birlikte yaptıkları basın açıklamasında, eğer komisyon çalışmazsa AİHM durumu ele alacak demişti, üzerinden 3 ay geçti henüz işleyen bir adalet sistemi göremedik. Ne Avrupa’da ne de Türkiye’de. Aksine AİHM KHK’lılar hakkında şu ana kadar 3 karar açıkladı. 2 öğretmen bir de hakim hakkında. En son iki hafta önce öğretmen Gökhan Koksal kararında, milyonlarca insanın umudunu kıracak skandal bir karar imza atarak “olmayan iç hukuku tüket de gel “ cevabı vermişti. Genel sekreterin konuşmasındaki “ Konseyin sağladığı birçok enstrümanı da kullanarak Türkiye’de artık adalet çalışmaya başlamalı” cümlesi aslında komisyonun ve Türk hukuk sisteminin çalışmadığını açıkça ifadesidir.

İşkence raporunun yayınlanmasını bekliyorum

Jagland, Avrupa işkenceyi önleme komitesinin (CPT) Türkiye raporunu kamuoyuna durmasını beklediğini söyledi. Sözde darbe girişiminin ardından askerlere ve sivillere yönelik işkence ve insanlık dışı muamele görüntüleri, Türkiye ve dünyadaki insan hakları savunucularını ayağa kaldırmıştı. Uluslararası Af Örgütü acilen ziyaretler yaptı ve bir rapor yayınladı, Birleşmiş Milletler, işkencelere dikkat çekti. Ardından CPT Türkiye’de hapishaneler ve karakolları ziyaret etti. Şu ana kadar tüm işkence raporları yayınlanan Türkiye’nin, 2016 yılında Kasım ayında hazır hale getirilen raporu henüz yayınlanmadı. Hükümetin onayını bekliyor. Hükümetin henüz izin vermemesi işkencelerin boyutları hakkında ip ipuçları veriyor. İşkence komitesi başkanı Mykola Gntovskyy Nisan ayında yaptığı açıklamada, raporu yayınlamak için Türk hükümetinden haber beklediklerini belirtmişti.

İdam cezası Avrupa Konseyi’nin kırmızı çizgisi

Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan sonra ara ara dile getirip seçmenin gazını aldığı “idam cezası” Avrupa Konseyinin kırmızı çizgisi. 47 üye ülkenin hiç birinde idam cezası bulunmuyor. Erdoğan’ın iddia ettiği gibi, idam cezası anayasaya geri gelirse, Avrupa Konseyi üyeliği otomatikman düşüyor. Türkiye, Erdoğan’ın ustalık döneminde tarih boyunca olmadığı kadar insan hakları ihlali rekorları kırıyor. Avrupa konseyi tarihinde denetimden çıkıp da geri denetim sürecine giren ülke bulunmuyordu, ta ki Nisan 2017’ye kadar, Akp yönetimindeki Türkiye tüm mühlet ve toleransa rağmen bunu da başardı. AİHM’de tazminat ödeme rekorları kırıyor. İfade özgürlüğü dünya sıralamalarında Kuzey Kore ile yarışıyor. Genel sekreter Jagland da, belki onuncu defa idam cezasının Avrupa Konseyi’nin kırmızı çizgisi olduğunu hatırlatma ihtiyacı duydu. “idam cezası ve işkencenin Avrupa insan hakları sözleşmesinde yeri yoktur” ifadelerini kullandı.

İslam karşıtı ve nefret söylemin azalmasında eğitimin önemi

Geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi’nin ırkçılık ve hoşgörüsüzlükle mücadele kurumu (ECRİ) antisemitik ve İslam karşıtı söylemlerin Avrupa hiç olmadığı kadar yükseldiğini belirtti. Bu olumsuz durumdan en çok başörtülü Müslüman kadınların etkilendiği ortaya koyan yıllık raporunu yayınlamışı. Genel sekreter bu konuya değinerek, nefret ve söylemi ve İslam karşıtı söylemlerin azaltılması için, eğitim önemine vurgu yaptı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin