HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Avrupa futbolunda 48 saat süren kriz bitti. Krizin adı 12 kulübün kurmak için kolları sıvadığı Avrupa Süper Ligi olmuştu. Hiç beklemedikleri çapta bir tepkiyle karşılaştılar. Sadece UEFA ve ülke federasyonlarından gelmedi tepki. 12 kulübün taraftarları da ‘imtiyazlı’ ligi protestoda ön sırada yer alınca, çaresiz kulüpler bir bir projeden çekildiğini açıkladı. Ölüm ilanını Avrupa Süper Ligi başkan yardımcısı Juventus Başkanı Andrea Agnelli açıkladı: “Proje mevcut durumda yola devam edemeyecek.”
Peki Avrupa futbolunda deprem etkisi yapan 48 saatlik projenin fiyaskoya dönüşmesinde neler başrol oynadı?
KİBRE KAPILDILAR
İlk sıraya, 12 büyük kulübün rakiplerini küçümsemesini yazmak gerekiyor. Kendilerini ‘elit’ olarak görmeleri kendi taraftarından bile tepki gördü. Düşünün liman işçilerinin kurduğu bir takım olan Liverpool bile geçmişini unutup projede yer alıyordu. Bu durum taraftar için kabul edilir değildi. Keza Avrupa ve ABD’nin spora bakış açılarındaki farkı, kulüp sahipleri anlamış oldu. Avrupa’da hala kulüplerle taraftar arasında büyük bağ bulunuyor. Futbola kazanmak için yatırım yapan zenginlere, ‘senin oyuncağın değil’ mesajı verildi.
Liverpool’un sahibi John William Henry’nin sözleri olayı özetliyordu: “Son 48 saatte neden olduğum rahatsızlıktan dolayı özür dilemek istiyorum. Bu projenin taraftarlarımızın desteği olmadan ayakta kalamayacağı çok açık. İngiltere’deki herkes bu organizasyona karşı olduğunu açık bir şekilde ifade etti ve projenin bu şekilde hayatta kalamayacağı çok açıktı.”
BAŞ AKTÖRLER BİRLİK OLAMADI
Projenin ölü doğmasında, Avrupa futbolunda fikir birliği olmaması rol oynadı. Sadece 3 ülkeden takımlarla Avrupa Süper Ligi kurulmayacağını ilk saatlerden belli oldu. Davet gönderilen Alman ve Fransız ekiplerinin projede yer almaması yola çıkarken ölü doğumun habercisi oldu. Bayern Münih’in yer almadığı bir projeye Süper Lig demek mümkün olmazdı. Keza kıtanın yeni yükseleni Paris Saint Germain’in (PSG) yokluğu projede fikir birliği eksikliğini ortaya koyuyordu. Evet futbolun kalbi Avrupa’nın 5 büyük liginde atıyor ama daha yola çıkarken bu liglerden Fransa ve Almanya’dan takımlar yer almıyordu. 5 büyük ligi ikna etmiş olsalar bile son yıllarda yükselen Portekiz, Hollanda, Rusya ve Ukrayna ekiplerinin yok sayıldığı bir proje ölü doğmaya mahkumdu.
ACELEYE GELDİ
Ölü doğumun bir nedeni de, projenin aceleyle açıklanmış olmasıydı. UEFA’nın Şampiyonlar Ligi formatında değişiklik yapacağını açıklamasına saatler kala bir gece yarısı Avrupa Süper Ligi doğdu. Ne taraftarlar ne oyuncular ne de teknik direktörlerin projeden haberi vardı. Sadece 12 ‘seçilmiş’ ve yakın çevresi projeden haberdardı. Projenin gece yarısı açıklanması hazırlıkların aceleye getirildiğini gösteren tek işaret değildi. Projenin hemen bu yaz hayata geçecek olması da ‘yok daha neler’ dedirten cinstendi. Bu tür projeler önce kamuoyunda tartışmaya açılır, geniş bir kesimin fikri alınır, fikir olgunlaştıktan sonra proje ete kemiğe bürünüp hayata geçerdi.
YENİ SENARYOLAR
Avrupa Süper Ligi fikri bir ölü doğum olarak futbol tarihinde yerini aldı. Sadece 48 saatlik bir fırtına estirdi. Ancak bu projeyi düşünen kulüplerin tamamen pes ettiğini söylemek için erken. Benzer bir projeyle ortaya çıkmazlar ancak Şampiyonlar Ligi parsasından daha büyük pay için baskıya ara vermezler. Bir de tersini düşünmek gerekir. Futbolu bir yatırım aracı görüp yüzlerce milyon dolar yatıran zenginler, istediklerine ulaşmanın ve daha çok kazanmanın zor olduğunu görüp piyasadan çekilebilir. Bakalım bu senaryolardan hangisi gerçeğe dönüşecek.