Amerika Birleşik Devletleri Atlanta Kuzey Bölgesi İflas Mahkemesi’nin (The United States Bankruptcy Court Northern District of Georgia Atlanta Division) verdiği iflas kararı gazeteci Ahmet Dönmez’in haber-yorumuyla kamuoyunun gündemine geldi.
Haberde, Atlanta’da kurulan Star Chain isimli şirkete, 15 Temmuz sonrası ABD’ye giden esnafların ortak edilmesi ve ardından yaşanan kavgalar sonucunda şirketin iflas ettiği anlatıldı. Mahkeme, borçları yapılandırdıktan sonra şirketi Amerikalı başka bir gruba devretti. Karar ile şirkete yatırılan yaklaşık 5 milyon doların battığı kesinleşti.
Haberin ardından tartışmaya sebep olan konu ticari faaliyet konusundan öte, şirketi kuran 3 kişinin Hizmet Hareketi’nde sorumlu makamlarda olması idi. Haberde, ”En başta ortaklıkların gizlendiği, yatırımcılara gerçek rakamların söylenmediği, hisselerin yalana dayalı oluşturulduğu, esnafların aldatıldığı, sahte imzalarla banka kredilerinin çekildiği bu skandalın muhatapları, dönemin Güneydoğu ABD imamı Tahsin Gül, cemaatin Atlanta işadamları derneği başkanı Ömer Casurluk ve onlarla birlikte şirketi kuran işadamı Erdem Aydın’dı.” ifadeleri kullanıldı.
Eleştirilerin odağındaki Tahsin Gül, Dönmez’e yaptığı açıklamada, şunları anlattı: ”Bu şirketin resmî ortakları belli. Ana şirket olan ‘Star Chain’in üç ortağı var, bunun dışında da her alt şirketin ayrı ortakları var. Bu şirketin yatırımcılarından biri de bendim ve bu ortaklığa girmem bir hataydı. Bunun faturasını da herkes gibi ödedim… Ortaklığımızı başta gizledik. Bu büyük bir yanlışlık. Gizlememeliydik. Bu bir hata. Şeffaf olmalıydık. Çünkü zaten resmî olarak ticari sicil kayıtlarında görünüyor. Amerika’ya yeni gelmiştim. Babam bir miktar para gönderdi, ben onu koydum. Dekontlarını da verebilirim. 15 Temmuz sonrasıydı. O toz duman içinde açıklamak istemedik. ‘Bir müddet sonra açıklarız’ dedik ama yanlış bir karardı. 15 Temmuz korkusu olmasa belki daha sağlıklı karar alırdık. Ben bir kaç çıkış hamlesi de yaptım ama çıkamadım. Sonra da bu olaylar yaşandı. Başlangıçtaki ketumiyet yanlış bir karardı.”
Ortaklardan Ömer Casurluk ise dükkân fiyatlarının doğru söylenmediği hatta 2 katı rakamlar istendiği konularında kendisini şöyle savundu: “Doğru, dükkanlar a’ya alındı, b’ye satıldı ama biz hiç demedik ki a’ya alıyoruz b istiyoruz. Mesela bir marka var; aram çok iyi, ‘4 dükkanı sadece boya-tadilatını, tamiratını yap, içeri gir’ diyor. Biz tadilatını tamiratını yaptık, diyelim ki 15-20 bin dolara mal ettik ama satarken biz piyasa değeri ne ise o bedel üzerinden sattık. Piyasa değerinin üzerinde satmadık. Sonuçta bir ticaret yapıyorsunuz.”
Üçüncü ortak Erdem Aydın da açıklamasında Çiçek’i suçladı: ”Aslında bizim bu projemiz bir kaç yıl sonra parmakla gösterilecek ve örnek alınacak bir modeldi. İşin bu noktaya gelmesinde iki tane sebep var. Birincisi; Ahmet Çiçek’in biz dahil herkesi aldatması. En başta dürüst davransaydı, kimseden bir şey gizlenmeseydi böyle olmazdı. Ben kendisini Tahsin Gül olarak tanıdım. Adı bu sanıyordum. Gerçek adının Ahmet Çiçek olduğunu bile ben 2 yıl sonra öğrendim. Böyle saçma iş mi olur? Tahsin Bey bize, kampa ve esnaflara bir çok konuda doğru bilgi vermemiş. Bunu da çok sonra öğrendik ama işin içinden çıkılamaz vaziyette olduğunu anladık. İkinci sebep de ortaklık kuran esnafların burada yatırımcı vizesi aldıktan sonra birer birer paralarını geri istemesidir. Bu sebepler olmasa, bu şirket iflas da etmezdi, bu kadar mağdur da olmazdı. Herkes güzel güzel ticaretini yapıyor olurdu.”
*****
Atlanta dosyası, Abdülhamit Bilici, Adem Yavuz Arslan ve Metin Yıkar ile Artı-Eksi’de de ele alındı.
Programda, Amerika kıtasında tırmanışa geçen koronavirüs salgını, Deva ve Gelecek partisinin sert muhalefete başlaması ve Fatih Terzioğlu’nun cezaevinde ölüme terkedilmesi konuşuldu.