Ana Sayfa Güncel Artık seçimin yapılacağı kesinleşti

Artık seçimin yapılacağı kesinleşti

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Bu toplumda yaşayanların önemli bir kesimi, gelinen hukuksuzluk ortamında iktidarın artık seçime gitmeyeceğine inanmaya başlamıştı. Yeni açıklanan emeklilik düzenlemesinde yaş şartının aranmayacağına karar verilmesiyle, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçime gideceği kesinleşmiş oldu.

Önce yeni emeklilik uygulaması neler getiriyor, çok özet halinde ona bakalım.

👉 Yaş sınırı uygulanmayacak. Sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999 ve daha önce olan kadınlar için 20 yıl, erkekler ise 25 yıl sigortalılık süresi geçirmiş olmaları ve primlerini tamamlamış bulunmaları emekli olmalarına yetecek.

👉 SGK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ayrımı olmayacak.
👉 Çalışmaya devam edecekler için sosyal sigorta prim teşviki verilecek.
👉 2 milyon 250 bin kişi emeklilik hakkı kazanacak.
👉 Kıdem tazminatları için işverenlere yönelik Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredi paketi devreye alınacak.

28 ARALIK EYT BAYRAMI HAYIRLI OLSUN

Bulundukları durumu “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” ya da kısaca EYT’liler diye tanımlayanlar, kararın alındığı günü, “28 Aralık EYT Bayramı” olarak kutlamaya başladı. 

 

Dün alınan kararlar, aslında Z Kuşağı denilen, çalışma hayatının yükünü çekecek olanlara bir darbe demekti. 

EYT kararıyla emekli olanlar, 65-70 yaşlarında ancak emekli olabilecek çocuklarının ödeyeceği primlerle bu isteklerine kavuştu. Bugün emekli olanlar ölüp gittiklerinde emeklilik sisteminde büyük fonlar yerine devasa borçlar bırakmış olacaklar.

Çalışma hayatı çağında olanların durumlarına bir bakalım. 

Türkiye’de çalışabilecek aktif nüfus 63 milyon.
Kayıtlı-kayıtsız toplam çalışan sayısı 31 milyon.
Sisteme kayıtlı olup prim ödeyen sayısı 21 milyon.
SGK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na bağlı toplam emekli sayısı 13 milyon 722 bin. EYT ile bu rakama 2 milyon 250 bin kişi daha eklendi. Toplam 16 milyon emekli sayısına ulaşıldı. 

Emeklilik sisteminin sağlıklı yürüyebilmesi için bütün dünyada benimsenen bir oran var. Bu da 3 çalışanın 1 emekliye bakması. Bu oran bozulmaya başlamışsa sistem işlemez hale geliyor demektir.

Yeni düzenlemeyle, 21 milyon sigortalı çalışan, ödedikleri primlerde 16 milyon emekliye bakacak demektir. 1,5 çalışan 1 emekliye bakacak. 

Emeklilere niçin kuş kadar emeklilik aylığı verildiğinin sırrı burada yatıyor. Aslında dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandığımızın altında da bu çarpık emeklilik döngüsü yer alıyor.

SİSTEMİ DEMİREL BOZDU, ECEVİT TAMİRE KALKTI

Sistem 1987’de Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde çıkardığı “Süper Emeklilik” sistemiyle bozulmaya başladı. Toplu prim ödeyerek Süper Emekli yapılanların sayısı sadece 62 bin 500 kişiydi. Sayı çok değildi ama sisteme çomak sokulmuştu.

Süleyman Demirel’in seçimi kazanmak için 1991’de emeklilikte yapmayı vaat ettiği düzenlemeler, başbakan olduktan sonra hayata geçirilince emeklilik sistemi onarılamaz bir hal aldı. 

Demirel’in 1992’de yaptığı düzenlemeler, 35-40 yaşında emekli olmanın yolunu açtı. Yıllar boyu “ekonomide kara delik” diye nitelendirilen açıklar böyle oluşmaya başladı. 

Çöken sosyal güvenlik sistemi, 1999’da Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde tamir edilmeye çalışıldı. DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde getirilen düzenlemeyle prim ödeme gün sayısının yanı sıra kademeli olarak yaş sınırı da uygulamaya konuldu. 

Getirilen sistemde, kanunun bazı geriye dönük düzenlemeler yapmış olması “müktesep hak” kavramını zedeledi. İşçi sendikaları, “mezarda emeklilik” diyerek karşı çıktı. 

ERDOĞAN, DÜN DOĞRU SÖYLÜYORDU

EYT’ye karşı çıktığını söyleyen Tayyip Erdoğan, aslında dün doğru söylüyordu. 2019 yılında sert sözlerle tavır koyan Erdoğan, muhalefetin EYT’yi savunmasını yerden yere vuruyor ve taleplerinin kabul edilmesinin sistemde yol açacağı tahribatları anlatıyordu: 

 

“Geçmişte SSK’yı iflas ettirenlerin bugün erken emeklilik başta olmak üzere teklif ettikleri her uygulamayla aynı amacı güttükleri bir gerçektir. 

Tutturmuş bir EYP, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Sosyal güvenlik sistemimizin çökmesini istemelerinin tek sebebi oluşan kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır. 

Bu hesap kötü bir hesaptır, şer bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Milletimin faydası neredeyse ona varım. Milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum.”

Dün EYT’ye karşı çıkan Erdoğan, şimdi seçim sandığı ufukta görünmeye başlayınca, farklı bir tavır takındı. Büyük bir takasa kalktı. Kendisi emekli olmamak için 2 milyon 250 bin kişiyi emekli etti.

Şurası kesin. Seçim olmasa EYT de hayata geçirilmeyecekti. Bu karar, muhalefetin ve organize hareket edenlerin gücünü ortaya koymuş oldu. Erdoğan, 2019’daki konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun EYT’ye sahip çıkmakla yanlış yaptığını söylüyordu.

EYT kararı, asgari ücret ve 3600 ek gösterge gibi adımlar, örgütlü hareket etmenin bir sonucuydu. Ancak, iktidarın bize öğrettiği bir başka şey daha var. Erdoğan, bunca yıldır halka sunduklarını, hukuksuzluklarına zemin hazırlamak için zehirli bir yem gibi kullandı.

 

Seçimi kaybetme ihtimali ortaya bariz bir şekilde çıkınca, EYT adımını atmak zorunda kaldı. Yeni yılda muhtemelen şu adımları da atacak.

💡 Yılbaşından sonra kredi musluklarını sonuna kadar açacak.
💡 Seçimlerden önce bir yolunu bulup asgari ücrete yeni zam yapacak.
💡 Emekli aylıklarına, geçmiş yıllardakinden daha cömert artış sağlayacak.
💡 Ciddi bütçe gerektiren EYT’yi çıkaran hükümet, finans kaynağı gerektirmeyen affı da çıkaracak. Affın hayata geçirilmesinin en önemli şartı muhalefetin sahiplenmesi olacak. 

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un EYT konusundaki paylaşımı, bunu açıkça ortaya koyuyor. Kurtulmuş, af konusunda KHK ve mağdurlara yolu gösteriyor:

“Milletimizin gündeminde olup AK Parti’nin gündeminde olmayan hiçbir konu olmamıştır.”

Toplumun talepleri doğrultusunda bu adımları atan bir iktidar, seçimin kapısını aralamış demektir. “Erdoğan seçimden kaçmaz” dediğim 22 Haziran 2022 tarihli yazımda, diktatörlerin sandıktan çekinmediğini anlatmıştım. 

Erdoğan sandıktan kaçmaz, işi sandığa gitmeden bitirip seçime öyle gider.

HENÜZ YORUM YOK