HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Ekmeği 50 gram küçülten (250 gramdan 200 grama indi) yüzde 11,1’lik büyümenin rüzgârı çabuk kesildi. Hakikatlerle yüzleştikçe ekonomiye takılan maskeler birer bire düşüyor. Türkiye’nin haricinde kimse inanmadı o büyüme rakamlarına! Nitekim ekonomi büyürken döviz borcu artıyor, bütçe kevgire dönmüş, işsizlik, enflasyon ve faiz çift hanede nice canlar yakıyor… Olacak iş mi şimdi bu?
Toplama ve çıkarma işlemini yapabilen herkesin idrak ettiğini Saray ve hükûmet idrak edemedi. Daha doğrusu o oranda büyümeden eser olmadığını kabul etmek istemediler. Zira ne verirlerse kabul eden milyonlardan cesaret alıyorlar.
İHANET BİLE ALKIŞLANIYOR
Esasında, “Çirkin binalarla İstanbul’u katlettik. Artık bu güzelim şehri geri getiremeyiz. İstanbul’a ihanet ettik.” sözlerini kendinden geçercesine alkışlayan insanlar varsa büyümenin yüzde 2 ya da yüzde 20 olarak ilan edilmesinin arasında niye fark olsun!
Dünya rekoru kırıldığına dair kendilerinden menkul bir rivayetle büyüme hamaseti sayesinde birkaç gün nefes alınsa da sözle peynir gemisi yürümüyor tabiî. Geçen hafta millî gelirin yüzde 11,1 arttığını ilan eden Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizliğin Eylül’de yüzde 10,7 olarak hesapladı. Eylül büyümenin çift haneye çıktığı iddia edilen üçüncü çeyreğin son ayı oluyor. Dolayısıyla ekonomi büyürken işsiz sayısı azalmamış.
Ya büyüme yok ya da TÜİK işsiz sayısını olduğundan fazla göstererek hükûmete tuzak kuruyor! Olağanüstü Hal (OHAL) rejiminde ikinci ihtimal tamamen ihtimal haricinde kaldı. Kaldı ki sokaktaki işsizlik yüzde 10,7 değil en az yüzde 18-20.
MORAL BOZAN RAKAMLAR
Büyüme ve işsizlik gibi iki mühim kalemde elde kalan bir ekonomide işin hakikatini devleti idare edenler gayet iyi biliyor. Hakikati ifade etmek oy getirmediği için moral bozan rakamlardan uzak duruyorlar.
Hadd-i zatında erken seçim iddiaları günden güne ciddiyet kazanıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan, her iş yerinde ilaveten kişinin istihdam edilmesini boşuna dillendirmiyor. 2017 başında ‘herkes bir kişiyi işe alsın’ diyerek başlattığı istihdam seferberliğinden geriye çıraklık ve meslek kurslarına gidenlerin de istihdam hanesinde gösterilmesi kaldı.
MASRAFI İŞKUR ÖDÜYOR, BU NASIL İSTİHDAM?
Yine İŞKUR üzerinden gelen ve sigorta primi ile maaşlarında işverenin dahlinin olmadığı on binlerce kişi de yeni işe girmiş gibi kayıtlara geçti. O kadar hile, al takke ver külah gayretleri ve TÜİK’in iş bitirici dokunuşları bile işsizliği tek haneye düşürmeye kâfi gelmedi.
İstihdam seferberliği sözün gelişi. Talimatla istihdam artışının olup olmamasından ziyade bütün dertleri 16 Nisan 2017 başkanlık referandumuna kadar vitrini süslemekten ibaretti. Referandum geride kalınca işsizleri unutanlar, erken seçim sath-ı mailinde +2 istihdam nakaratına sarıldı.
Bir işyeri tahayyül edin. Mesela bir oto tamirhanesi. İki kişi çalışıyor. Tamirhane sahibi, Erdoğan’ın gözüne girmek istiyorsa kadroyu 4’e çıkaracak. İstihdamı yüzde 100 artırması lazım. Nasıl olacak bu? Hal-i hazırda iki kişinin maaşını ödemek ve sigorta primini yatırmak için akla karayı seçen patron iki kişi daha iş verebilir mi?
100 PATRONDAN 72’Sİ ‘ELEMAN ALMAM’ DİYOR
Büyük holdingi ve şirketlerde de vaziyet farklı değil. Hem ihtiyacı yoksa niye fazladan kişi istihdam etsin? Patronlar zaten 2018’de istihdama dair tahminlerini açıkladı.
ManpowerGroup İstihdama Genel Bakış Araştırması’na göre 2018’in ilk üç ayında istihdam artışı bekleyen, yani yeni eleman almayı düşünen işverenlerin oranı sadece yüzde 18. Diğer taraftan yüzde 12’si mevcut istihdamı azaltacak. Yüzde 70’i ise herhangi bir değişiklik olmayacak’ demiş.
Anketten çıkan hülasa şu ki Erdoğan’ın ilave istihdam sözlerine iş âleminin kahir ekseriyeti kulak asmıyor. Gelecek sene de işsizlik yüzde 11 civarında kalacak.
İNŞAATTA BİLE TENKİSAT VAR
Türkiye’nin istihdam görünümüne dair değerlendirmede bulunan Manpower Türkiye Genel Müdürü Reha Hatipoğlu, “İnşaat sektöründeki istihdam artış hızında görülen düşüş de dikkati çekiyor. Yılın ilk altı ayının millî gelir (GSYH) büyümesine katkı sağlayan inşaat sektörü artık biraz da olsa biraz yavaşlıyor gibi görünüyor.” ifadelerini kullanıyor.
Hükûmetin gözde sektörü inşaat hakkında yazılıp çizilenler buzdağının görünen kısmı. Orada bile tenkisat var. Elde kalan konutlar stokları şişiriyor. İstanbul’da süratle düştüğü halde reklam mukabili ‘rekor artış’ haberleri ile üzeri örtülen fiyatların nereye kadar ineceğini kimse kestiremiyor. Ciddi alıcılara yüzde 40’a kadar tenzilat yapılıyor.
Bankalar kredi taleplerini ‘notun düşük’ diyerek nazikçe red ediyor. Demir fiyatı yüzde 50’den fazla zam yapıldı. İnşaatta yaşanan talep daralması ekonominin hemen her sektöründe müşahade ediliyor.
EKMEK KÜÇÜLÜNCE KİLO DERDİ KALMADI!
Algının hakikat kabul edildiği diyarda fikr-i takibin ehemmiyeti de yok… Alışıldığı üzere ekmekler küçüldükçe Saray medyası ‘ekmek israfı bitiyor’ manşetlerini yayımlayacak. Benzin ve köprü zammına ‘fiyat güncellemesi’ diyecek kadar zeka pırıltısına sahip gazetecilerden başka icatlar bekliyoruz.
Ekmeklerin küçülmesi deyip geçmeyelim lütfen! Güzel tarafları anlata anlata bitirilemez. Bu sayede millet ‘şişmanlık’ derdinden kurtuldu. ‘Ne kadar ekmek o kadar köfte’ olduğuna göre ekmek küçülünce ateş pahası kıyma de ucuzlamış sayılır bir nevi.
Bu şartlar altında iki kişiyi birden işe almak hakikaten cesaret istiyor.
İstihdam seferberliği gibi +2 kişi sloganı da seçmenin gözünü boyamaktan öteye gitmeyecek.
İşsiz sayısı artacak, çalışanların maaşları enflasyon yüzünden günden güne eriyecek.