Arınç’tan Peker yorumu: Lohusa kadınların tutuklandığı Türkiye’de, ‘şanlı yargımız’ gerekeni yapacak herhalde

Eski TBMM Başkanı, Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Sedat Peker’in yayınladığı videolarda ortaya attığı iddiaların araştırılması gerektiğini söyledi.

Independent Türkçe’den Can Bursalı’ya konuşan Bülent Arınç, Peker’in açıklamalarıyla ilgili, “Lohusa kadınların tutuklandığı Türkiye’de, ‘şanlı yargımız’ bu ağır suçların sahipleri hakkında gerekeni yapacak herhalde.” dedi.

LOHUSA KADINLARIN TUTUKLANDIĞI BİR TÜRKİYE’DE TUTUKLAMALAR YAPILACAKSA BU AĞIR SUÇLARIN HAKKINDA HERHALDE YAPILACAK”

Arınç, yolsuzluk için çete kuranlara karşı yargının harekete geçmesinin önemine işaret ederek şöyle konuştu:

“Yargı gereğini yapmalıdır. Nasıl yapacak? Bütün bu iddiaları en ciddi biçimde inceleyecek ve sonucu kamuoyuna açıklayacak. Lohusa kadınların bile tutuklandığı, çocukları ile beraber cezaevinde kaldığı bir Türkiye’de, kanser hastalığı ile boğuşurken bile tahliye edilmeyen insanların bulunduğu bir Türkiye’de tutuklamalar yapılacaksa bu ağır suçların sahipleri hakkında herhalde yapılacak. Bu yargının görevidir. Tabii Adalet Bakanımızın yargının, HSK’nın ve bunlara talimat verme durumunda olan herkesin ‘Bu olayların üzerine gideceksiniz arkadaş. Ben sizden adalet bekliyorum’ demesi lazım. Şimdi işin yargı boyutu, emniyet bürokrasisi boyutu var. Emniyetin dışında başka eller de olabilir. Kendi içlerinde tekrar bir arınma gerekiyorsa, bunu yapacaklardır. Ve vatandaşa bilgi verilecektir. Tatmin edilecektir. Çünkü demokrasinin iki önemli ölçütü şeffaflık ve hesap verebilirlik. Her şey şeffaf olacak. E bu adam bunları bugün söylüyor, acaba doğru mu? Yanlış da olabilir. Ama onları araştırma görevi, yargının görevi. Bir bak bakalım ne diyor? İtham ettikleri şeylere bir bak bakalım, onları bir dinle. Beraat- i zimmet asıldır. Hemen suçlu ilan etme. Bunlar özellikle bazı kişiler için şu anda Türkiye’de uygulanıyor. Ama bazı insanlar için de peşinen terörist denerek ismi de konulabiliyor. Hukuk bu, Balzac demiş ki adalet örümcek ağına benzer, küçücük sinekler takılırlar, ama eşek arıları deler geçer. Bu tarife uymasın bizim adaletimiz. Çünkü Allah bize emrediyor adaleti. Bu seküler hukuk için de böyledir. Bütün bunların araştırılması, devletin görevidir, yargının görevidir, emniyetin görevidir, güvenliğin görevidir. Bütün buralarda aksaklıklar olabilir mi?

“BİZİM VARLIK SEBEBİMİZ YOLSUZLUKLA MÜCADELEDİR; GÜNDEMDEKİ İDDİALAR GÜZEL ŞEYLER DEĞİL”

Bizim varlık sebebimiz yolsuzluk ile mücadeledir. Hem Tayyip Bey açısından, belediye başkanlığıyla başlayan süreç, AK Parti’nin güçlenmesi ile ileri giden süreç… Gündemdeki bu iddialar, arkadaşlıklar dostluklar bunlar güzel şeyler değil. Bu insanlar bilinir. Şüpheli insanlardır. Bu insanların yanına bile yaklaşmamak lazım. Siyasi hayatımda bunu yaptım, beğenmediğim adama selam bile vermedim. Yanımdan geçiyorsa başımı çevirdim. Birlikte fotoğraf çektirmedim. Aynı masaya oturmadım. Benim hiçbirisiyle kafa çekerken, bağırıp çağırırken, şarkı söylerken birbirimizi överken hiçbir sözümü bulamazsınız. Bundan kaçındım ben. Bu benim kendi düşüncelerim. Alkışlanırken, sıfatlar takılırken bu kişilerin medyanın ilgi noktasında olduğunu gördük şimdi ise bazı medya kuruluşlarının görmezden gelmesi içler acısı bir durumdur.

“ŞANLI YARGIMIZIN NE KADAR BAĞIMSIZ TARAFSIZ OLDUĞUNU GÖSTERMESİ LAZIM”

Peker ne diyor? Namusu maaşı kadar olanlar diyor. Ne kadar acı bir şey. Düşünebiliyor musunuz? Hala köşesinde bu konuyla ilgili yazı yazmayan insanlar var. Hala bu olayları duymazdan gelenler var. Devekuşu gibi kafasını kuma sokmuş, ‘beni görmüyorlar’ diyor. Türkiye’de medyanın düştüğü hale bakın. Bereket ki sosyal medya var, Youtube kanalları var. İnsanlar onları daha çok takip ediyor. Bugün amiral gemileri hepsi battı çıktı. Bu çok ayıp bir şey. Mücadele etmek istiyorsak medya görevini yapacak. Yargı görevini yapacak, siyaset görevini yapacak. Siyasetin içindeki insanlar kendi görev alanlarını iyi yapacaklar. Şeffaf olacaklar ve hesap verecekler. Hesap vermek hamasi nutuklar atarak olmaz. İddialara cevap vererek olur. Topu taca atarak olmaz. Top sahada oynanacak. Sahada top çevirmeyeceksin, golü atacaksın. Ne sorulduysa ona göre cevap vereceksin. Sayın Cumhurbaşkanımızın son konuşmasında ‘Bunlarla aynı çuvala girenler pişman olurlar’ dedi. Olmuşlardır da nitekim. Yani bu tür insanlara selam verenler bile günün birinde hem yalnız kalırlar hem şaibe altında kalırlar. Bütün siyasetçiler için bunları söylüyorum. Buna itina gösterenler de var, hiçbir şey olmaz canım, millet bunları görmez, duymaz diye düşünenler de var. Ama bu olay hepimizin aklımızı başımıza getirmeli. Bu vesile ile her konunun üzerinde ciddiyetle durmalıyız. Meclis Başkanı arzu ederse, TBMM’de bir araştırma komisyonu da kurulabilir. Ama önemli olan şey, şimdi bu iddiaların değerlendirilmesini bizim yargımızın yapmasıdır. Yargı eskiden bağımsızdı. 2010’dan bu yana ona bir de tarafsız kelimesini ekledik. Şimdi bizim şanlı yargımızın ne kadar bağımsız ne kadar tarafsız olduğunu göstermesi lazım. Göstermelidir.”

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Özgür ağırlık sahibi bu şahsın söyledikleri vicdanî açıdan ancak “Lazarus etkisi” olarak tanımlayabiliriz, baska da değil. Ancak bir ihtimal burnu koku almış veya kulağına duyumlar gelmiş olabilir. Sonuçta bir siyasetçi ve en iyi bildiği şey “oy ütmek”.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin