YORUM | ALPER ENDER FIRAT
2013 yılında Zaman Gazetesi olarak Anadolu Ajansı aboneliğimizi iptal etmiştik. Sebebi Ajans’ın diğer medyayı öteleyen, engelleyen ve tekelciliğe giden tavrıydı. Mesela bir bakanlık ya da herhangi bir devlet kurumunu ilgilendiren haberleri sadece Anadolu Ajansı takip etmesine müsaade edilir olmuştu. Başta Cihan Haber Ajansı olmak üzere diğer ajans ve gazetelerin muhabirleri programa alınmıyordu. Ve bu tekelcilik her geçen gün artıyordu. Bu sayede hükümet haberlerin tek elden ve istedikleri gibi verilmesini temin etmiş olacaktı. Bu tavra bizim tepkimiz Anadolu Ajans aboneliği iptal etmek olmuştu.
PTT’nin Ayçiçek yağı satacağı haberini görünce bu olay geldi aklıma. Ayçiçek yağının PTT tarafından satılma girişimi tiye alınıp geçilecek basit bir konu değil. Bu olay, ülkede hükümet olan anlayışın zihin haritasının göstermesi bakımından ipuçları veriyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Siyasal İslamcı ve Kemalist kafa aslında birbirlerinin ikiz kardeşi ve tam da bunu istiyorlar. Ülkedeki yaş ve kuru ne varsa her şeyi devlet belirlesin, devlet yapsın, kuşların bile kaç adet kanat çarpacağına devlet karar versin. Haberi devlet versin, ayakkabıyı devlet üretsin, yağı devlet temin etsin, kargoyu devlet götürsün, sosyal medya aplikasyonlarının devlet yönetsin. Yani Türkiye bildiğiniz bir Sovyet ülkesi olsun. Büyük bir bozgunla iflas ettiğinden dolayı otuz sene önce yeryüzünden silinen Sovyet yönetim tarzı, Türkiye’de yeniden kurulsun istiyor ve kuruyorlar. AA’nın haber tekelinin tepesine konulmasının sonucunu bizim dışımızdaki medya ne yazık ki görmedi; görmek istemedi. Sonuç: Bakan Berat Albayrak’ın istifasını AA’dan gelmediği için giremeyen medya. Geçen gün Cüneyt Özdemir ne diyordu: Reza Zarrab’ın ABD’deki davasını iki muhabirle takip ettik ama CNN Türk ‘haber istemiyoruz, ajanstan gireceğiz’ dediler. Bunun anlamı onaydan geçmiş haber gireceğiz demektir
Aslında, sosyal medyada dalgası geçilen konuların hepsinin, bunların zihin coğrafyasında yeri var. Yani dört kişilik bir aileye mesela kaç kilogram Ayçiçek yağı lazım onu devlet belirliyor, siz belirlenen bu limite göre talebinizi e-devletten yapıyorsunuz, e devletteki talebiniz önce savcılığa gidiyor, savcılık herhangi bir vukuatınız olmadığına dair onay veriyor bu onayla ziraat bankasına gidip ödeme yapıp bir kod alıyorsunuz. Kod cep telefonunuza mesaj olarak geliyor. Aldığınız bu kodla PTT şubelerine gidip Ayçiçek yağınızı, alıyorsunuz. Böylece devletin belirlediğinden daha fazla kullanıp israf da etmemiş oluyorsunuz. Sadece Ayçiçek yağı değil bir insanın, bir ailenin neye ihtiyacı varsa hepsini devletin onay verdiği miktarda ve onay verdiği ölçüde bu şekilde temin ediyorsunuz. Hayallerindeki ülke bu.
Size zihni sinir projesi gibi geliyor olabilir ama buna benzer projelerin ülkeyi yöneten birilerin kafasında olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam.
Kupon arazilerden, kupon sektörlere, gıda, giyim vs ülkede para kazanan hangi sektör varsa hepsini devlete bağlamak, kazanılacak paraları devletin kazanmasını sağlamak size çok mu distopik geliyor? Bütün sağlık sistemini, bütün devlet ihalelerinin kendi şahsına akıtan bir adamın bunları yapmayacağından emin misiniz?
Türkiye’nin fiili durumu böyleyken yeni bir anayasa tartışmaları başladı. Recep T. Erdoğan hadi gelin yeni bir anayasa yapalım diye ortaya bir laf attı. Sanki ülkede fiilen bir anayasa varmış gibi, bu vesayetçi anayasayı değiştirip yeni bir anayasa yapalım diyor. Bir yandan bunu derken diğer yandan Ayçiçek satışı için PTT’yi devreye sokuyor.
Yani diyor ki gelin Türkiye’nin bir Sovyet ülkesi olduğunu tescilleyen bir anayasa yapalım. Bence bu konuda Cumhur ittifakına CHP’den, İyi Parti’den, Saadet Partisinden de ciddi destek gelir. Böylece gizli konsensüs aşikar olur.