ANALİZ | Savunmanın sessiz çığlığı: Mesleki özgürlük, adaletin tesisinde temel koşuldur

ANALİZ | AV. MEHMET REŞAT BOZKURT*

Avukatlık mesleği, yargının üç temel sac ayağından biridir ve adil bir yargılamanın olmazsa olmazıdır. Türkiye’de, avukatlar ne yazık ki son yıllarda, özellikle muhaliflere yönelik davalarda artan baskılarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu baskılar, onların çeşitli suçlamalarla yargılanmasına, hapis cezalarına çarptırılmasına veya meslekten men edilmesine neden olmuştur. Dahası, bu durumdan kaçınmak için yurt dışına çıkan ve orada iltica talebinde bulunan avukatlar da vardır.

Avukatların üzerindeki baskılar, sadece bireysel hakları değil, aynı zamanda toplumun adalet arayışını da olumsuz etkilemektedir. Avukatların mesleki faaliyetlerinden dolayı cezalandırılması, temel insan haklarının korunmasına ve adil yargılanma hakkının korunması çabalarına zarar vermektedir.

Avukat Turan Canpolat, yatarını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor.

Örneğin, Malatya Barosu’na bağlı avukat Turan Canpolat, mesleki faaliyetleri nedeniyle ceza almış, cezasının infazı tamamlanmasına rağmen hala tahliye edilmemiştir. Canpolat’ın durumu, Türkiye’deki avukatlara yönelik baskıların somut bir örneğidir.

Türkiye’deki avukatların yaşadığı zorluklara yönelik farkındalığın artırılması ve haklarının korunması için atılacak adımlar, adil bir toplumun inşası için hayati öneme sahiptir. Bu süreçte, baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin daha aktif bir rol alması ve avukatların mesleki bağımsızlığını desteklemesi gerekmektedir.

Maalesef, barolar ve Türkiye Barolar Birliği muhaliflere dönük davalarda avukatlık yaptıkları gerekçesiyle zulme uğrayan avukatlara gerekli desteği vermemektedir. Yukarıdaki örnekte, gerek Malatya Barosu gerekse Türkiye Barolar Birliği, avukat Canpolat’a herhangi bir destek sunmamış, zulme sessiz kalarak iktidarın baskısını onaylamış ve daha da artmasına sebep olmuştur.

Uluslararası toplum, Türkiye’deki avukatlara yönelik baskılara dair endişelerini sıkça dile getirerek, avukatların korunması ve yargı bağımsızlığının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunmaktadır. Bu çağrılar, Türkiye’nin demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Türkiye’nin avukatlara yönelik baskıları sonlandırarak hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına olan bağlılığını teyit etmesi gerekmektedir. Bu süreçte, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, adil yargılanma hakkının korunması ve ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi kritik öneme sahiptir. Avukatların mesleklerini özgürce icra edebilmeleri, adaletin sağlanmasında temel bir koşuldur ve sadece avukatların değil, tüm toplumun yararına olacaktır.

Türkiye’de hukukun üstünlüğünün tesis edileceğine olan inancımız tamdır. Hukukun sağlam temeller üzerine yeniden inşa edilmesi ve daha adil bir Türkiye’nin inşası sürecinde avukatların önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Avukatlar, adaletin tesisi ve korunmasında kilit bir role sahip olup, toplumun adalet arayışındaki en büyük destekçilerinden biridir. Bu nedenle, onların mesleki bağımsızlıklarını korumak ve desteklemek, daha adil ve özgür bir toplum inşası için atılacak adımların başında gelmelidir.


*Münih Barosu üyesi, Weltanwälte e.V. Derneği Başkanı… Yukarıdaki makale, 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü dolayısıyla TR724 için kaleme alınmıştır…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin