İstanbul’da 27’si yabancı 39 kişinin öldüğü terör saldırısı öncesinde ABD’den Türkiye’ye iki ayrı istihbarat bilgisi verildiği ortaya çıktı.
Amerikan makamlarının ilk olarak 24 Aralık’ta Noel gecesi olası bir IŞİD saldırısına karşı uyarı yaptığı doğrulandı. Ankara’da en üst düzeyde bir hükümet yetkilisi, Hürriyet’e, ABD makamlarından yılbaşı gecesi için ikinci bir istihbarat geldiğini söyledi. Bir başka haberde ise, teröriste saldırı talimatını, Konya’daki hücre evinde ‘Yusuf Hoca’ kod adlı kişinin verdiği iddia edildi. Katliamın ardından teröristin yine taksiyle Zeytinburnu’na döndüğü, taksi parasını da Uygur restoranı çalışanlarından aldığı da öne sürüldü.
SNİPER’LI SALDIRI İSTİHBARATI
Hürriyet’ten Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre yetkili isim, İstanbul’daki terör saldırısı öncesinde ABD makamlarından gelen istihbarat bilgileri ve alınan güvenlik önlemlerini şöyle anlattı: “ABD makamlarından bize terör örgütü DEAŞ’ın 24 Aralık Noel ve 31 Aralık yılbaşı gecesinde eylem yapacağına ilişkin iki ayrı istihbarat geldi. İlk istihbarat 24 Aralık Noel gecesi içindi. Tüm birimlerimiz hassas noktalarda önlem aldı. Bu geceyi sorunsuz atlattıktan sonra ABD makamlarından ikinci bir terör istihbarat notu daha geldi. Bu istihbarat biraz daha ayrıntılıydı. Ankara ile İstanbul’da 3 ayrı semtte terör eylemi olabileceği bildiriliyordu. Hatta bu eylemlerden birinin ünlü bir semtte keskin nişancı olarak bilinen ‘sniper’ tarafından yapılabileceğine dikkat çekiliyordu. ABD makamlarının verdiği 3 semt arasında Ortaköy yoktu.”
REİNA’NIN SAHİBİ ‘AMERİKA İSTİHBARATINI VERDİ’ DEMİŞTİ
Ortaköy saldırısından hemen sonra konuşan Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan, “İçeri giren şerefsizler Kalaşnikoflarla taramışlar. Amerikan istihbaratı bunun bilgisini vermişti. 1 hafta 10 gün süreyle buralarda deniz dahil güvenlik önlemleri alındı. Sonra ne oldu? Göz göre göre bu saldırı meydana geldi.” açıklaması yapmıştı. İstihbarata ragmen saldırının engellenmemesi tartışmaları büyüyünce bir gün sonra Koçarslan geri adım atmak zorunda kalmış, genel bir istihbarat geldiği şeklinde açıklamada bulunmuştu.
TÜRKİYE’DEN SURİYE’YE GEÇİP EĞİTİM ALMIŞ
Öte yandan Hürriyet’in haberine göre, Türkiye’ye 20 Kasım’da İstanbul’dan giriş yapan saldırganın, 2014 ve 2015’te de geldiği belirlendi. Saldırganın bu tarihlerde Türkiye’den yasadışı yollarla Suriye’ye geçip silah ve bomba eğitimi aldığı, çatışmalara girdiği değerlendiriliyor.
Reina saldırganın Zeytinburnu ve Konya’daki irtibatlarıyla ilgili de yeni bilgiler ortaya çıktı. Habertürk’ün haberine göre, teröristin, Zeytinburnu’ndan taksiye binip Ortaköy’e gittiği, buradan 2 araç değiştirip yeniden aynı mahalleye döndüğü tespit edildi.
O POLİSİ ÖNCE YARALAMIŞ SONRA KAFASINA ATEŞ ETEREK ŞEHİT ETMİŞ
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yaptığı çalışmada saldırıyla ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı. Teröristin içeriye girerken polis memuru Burak Yıldız’ın silahını çektiği ancak ateşleyemeden şehit olduğu, saldırganın Yıldız’ın kafasına da ateş ettiği anlaşıldı.
Polisin yaptığı çalışmada, teröristin olay yerine varış ve kaçış güzergâhı belirlendi. Terörist, saldırı sonrası üzerini değiştirip Reina’dan tahliye olan ilk grubun arasına karıştı ve taksiye binerek olay yerinden uzaklaştı. Polisin yaptığı çalışmada, teröristin olay yerine varış ve kaçış güzergâhı belirlendi.
TAKSİ PARASINI ZEYTİNBURNU’NDAKİ UYGUR ARKADAŞLARINDAN ALMIŞ
Terörist, saldırı sonrası üzerini değiştirip Reina’dan tahliye olan ilk grubun arasına karıştı ve taksiye binerek olay yerinden uzaklaştı. 2 kilometre gittikten sonra parası olmadığı için taksiden indi. Hemen ikinci taksiye binen terörist, yeniden Zeytinburnu’na gitti ve kaldığı evin arkasında, Şuayip Seferoğlu Sokak’taki Uygur Türklerine ait restorandaki kişilerden yardım istedi. Taksinin ücretini restoran çalışanlarından alarak ödeyen terörist, ardından kayıplara karıştı.
ZEYTİNBURNU’NDA 50 ADRESE BASKIN
Kamera görüntülerinden yola çıkan terör polisi, restoranda hem çalışan hem de barınan 7 Uygur Türkü’nü gözaltına aldı. Polis; Özbek, Kırgız, Kazak ve Doğu Türkistanlıların yoğun olarak yaşadığı Zeytinburnu’nda 50’yi aşkın adrese baskın düzenledi.
“Alelade insanların söyledikleri alelade şeylere dikkat edin; içinde çok önemli bilgileri barındırıyor olabilir”. Raina’da çalışan DJ: “içeride 400 kamera var” demişti. Belki kesretten kinayedir, belki gerçek rakam. Neden bu kadar kameranın, bu kadar farklı açılardan gördüğü bir caninin bırakın kendisini yakalamayı, kimliğini bile bulamıyorlar? Emniyetteki gerçek istihbaratçıların büyük bir kısmını hapishanelere atarlarsa olacağı budur.