Anayasa Mahkemesi, “kasıtlı ya da taksirli suç ayrımı yapılmaksızın 6 aydan fazla hapis cezası alınmasının bekçiliğe engel oluşturduğunu” öngören kuralın iptal edildiğini duyurdu.
Anayasa Mahkemesi, 15/10/2020 tarihinde E.2020/14 numaralı dosyada, 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 6. maddesinin (E) bendinde yer alan “…6 aydan fazla hapis…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. Söz konusu kuralda hapis cezası verilmesini gerektiren suçun niteliği bakımından bir ayrım yapmadığına dikkati çeken AYM, “Suçun taksirle işlenmesinde kasıt unsurunun bulunmadığı ve failin suçun neticesini öngörmesinin veya istemesinin söz konusu olmadığı gözetilmelidir” dendi.
AYM tarafından yapılan değerlendirme şöyle;
“İtiraz konusu kural, çarşı ve mahalle bekçisi olmaya engel bir hususu düzenlemesi nedeniyle kamu hizmetine girme hakkını sınırlamaktadır. Anayasa’nın 13. maddesi kapsamında kamu hizmetine girme hakkını sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerekir.
Bununla birlikte temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren kuralların Anayasa’nın 13. maddesine uygunluğu denetlenirken sınırlamanın kanuna dayanması yeterli olmayıp aynı zamanda anayasal bağlamda meşru bir nedene de dayanması gerekmektedir.
Anayasa’nın kamu hizmetine girme hakkını düzenleyen 70. maddesinde hizmete alınmada görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemeyeceği öngörülmüştür. Buna göre kamu hizmetine girme hakkına getirilecek sınırlama görevin gerektirdiği niteliklerden başka bir şarta bağlanamaz. Aksi takdirde getirilen sınırlama anayasal bağlamda meşru bir nedene dayanmaz.
Kurala konu çarşı ve mahalle bekçiliğinin genel kolluğa yardımcı silahlı kamu görevlileri olduğu dikkate alındığında kasten işlenen suçlar yönünden bir koşul öngörülmesi çarşı ve mahalle bekçilerinin yapacağı kamu görevinin gereklerinden kabul edilebilir. Bununla birlikte suçun taksirle işlenmesinde kasıt unsurunun bulunmadığı ve failin suçun neticesini öngörmesinin veya istemesinin söz konusu olmadığı gözetilmelidir.
Bireylerin hayatın olağan akışı içinde bilmeden ve istemeden gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı belirli bir kamu hizmetine girmelerinin süresiz olarak engellenmesinin görevin niteliğinden kaynaklanan bir sınırlama olduğunu söylemek güçtür. Buna rağmen kuralda, kasten işlenen suçlar ile taksirle işlenen suçlar arasında hizmete giriş yönünden hiçbir ayrım veya farklılık yapılmadan 6 aydan fazla hapis cezası gerektiren herhangi bir fiili işleyenlerin söz konusu kamu görevine alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Kural, hapis cezası verilmesini gerektiren suçun niteliği bakımından bir ayrım yapmamaktadır.
Kaldı ki devlet memurluğuna alınmaya ilişkin genel şartlar arasında yalnızca suçun kasten işlenmesi hâlinde mahkûmiyetin engel teşkil edeceğinin düzenlendiği görülmektedir. Bu itibarla çarşı ve mahalle bekçilerinin yardımcı olduğu genel kolluk veya diğer kamu düzeni ile ilgili kamu görevlilerinin kamu hizmetlerine girişi bakımından da taksirle işlenen suçlar engel teşkil etmemektedir.
Bu durumda itiraz konusu kuralla taksirle işlenen suçlardan mahkûmiyet hâlinde dahi çarşı ve mahalle bekçiliğine girilmesinin engellenmesinin anayasal bağlamda meşru bir amacının bulunduğu söylenemez.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”
6 yıldan çok ceza alanların Hükümetin “küçük” ortağının desteğiyle muhalelet liderini “kazıkla tanıştırmakla” tehdit etttiği ve en tepedekinin gık diyemediği bir ülkede,
6 ay ceza almış birinin bekçi olması garip mi?