Geçtiğimiz Cumartesi gününden beri gözaltında tutulan Ahmet Altan ve Mehmet Altan kardeşler yaşadıkları süreci yazdı. P24 sitesinde yer alan ilk yazıda Ahmet Altan, “Bu suçlamanın hukuk tarihine mi mizah tarihine mi geçeceğini bilmek zor, tarihe geçeceği kesin” ifadelerini kullandı.
Prof.Dr. Mehmet Altan ise, “Çok genç ‘’kahraman’’ savcının iddia ettiği gibi ‘subliminal’, yani bilinç altına mesaj iletmek gibi insanüstü bir gücüm olsaydı bunu hiç kuşkusuz ve acilen bunu bugünkü Türkiye’nin ‘’demokrasi ve hukuk devleti’’ olması yönünde kullanırdım.” dedi.
GÖZALTI SÜRELERİ 20 EYLÜL’E UZATILDI
Öte yandan 10 Eylül sabahı gözaltına alınan iki yazarın gözaltı süresi 20 Eylül’e kadar uzatıldı. T24’e bilgi veren Ahmet ve Mehmet Altan’ın avukatı Veysel Ok, Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Altan kardeşlerin sağlık durumlarının iyi olduğunu ifade etti. Avukat Ok, 20 Eylül’e uzatılan gözaltı süresinin tekrar uzatılma ihtimalinin olduğunu belirtti.
İşte Altan kardeşlerin yazıları şöyle:
BİLİNÇ ALTINA MESAJ- AHMET ALTAN
“Bu suçlamanın hukuk tarihine mi mizah tarihine mi geçeceğini bilmek zor”
Bu suçlamanın tarihe geçeceği kesin. Ancak hukuk tarihine mi mizah tarihine mi, onu bilmek zor.
Bir televizyon programında ‘’insan bilincinin algılayamayacağı bir biçimde doğrudan bilinç altına mesaj vererek’’ darbecilerle ilişki kurduğumuz iddiasıyla gözaltına alındık.
Bunu iddia edebilen bir ‘’bilinç’’ bizim ‘’uzaylılarla konuştuğumuzu’’ da, geceleri Superman kılığında gökyüzünde uçtuğumuzu da, ‘’manyetik güçlerimizi’’ kullanarak dağların yerini değiştirdiğimizi de iddia edebilir.
Hukuk, ciddiyetten ve izandan koptuğu zaman artık her söz mübah, her saçmalık mümkündür.
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanı’nın, MİT Müsteşarı’nın bile bilmediği darbeyi Mehmet Altan’la benim bildiğimi iddia edebilmek için, ‘’insan bilincinin algılamadığı, ancak bilinçaltına işleyen’’ mesajları vermek türünden saçmalıklara sığınmaktan başka çareleri yok.
Bu suçlamanın tarihe geçeceği kesin. Ancak hukuk tarihine mi mizah tarihine mi, onu bilmek zor.
Neden böyle bir hukuk ucubesiyle karşı karşıyayız?
İki neden var sanırım.
Birincisi, ‘’biz her türlü eleştiriyi her türlü manasızlıkla sustururuz’’ gösterisiyle ortalığa dehşet salmak.
İkincisi, 15 Temmuz darbe soruşturmasını saçmalaştırmak, alay konusu hâline getirmek ve böylece ana mecrasından saptırmak.
Darbe soruşturmasından neden bu kadar korktuklarını, niye bu soruşturmayı yolundan saptırmak istediklerini bilmiyorum.
Ama bu iki amaç için harekete geçip hukuku çarpıtmak ciddi suçtur, bunu biliyorum.
“Subliminal’’ mesaj gücüm olsaydı… MEHMET ALTAN
Savcı, TBMM’de ‘’Darbeleri Araştırma Komisyonu’’nda verdiğim ifadeyi okusaydı, belki bir kez daha düşünürdü
Çok genç ‘’kahraman’’ savcının iddia ettiği gibi ‘’subliminal’’, yani bilinç altına mesaj iletmek gibi insanüstü bir gücüm olsaydı bunu hiç kuşkusuz ve acilen bunu bugünkü Türkiye’nin ‘’demokrasi ve hukuk devleti’’ olması yönünde kullanırdım.
Bu sayede, içine birçok insan gibi bizim de katıldığımız bu hukuk ve akıl dışı durumlarla, Türkiye bu ürkütücü çıkmaza biraz daha savrulmuş olmazdı.
Savcı hukuk tarihinde olmayan suçlar yerine ufak bir gayret gösterip, TBMM’de ‘’Darbeleri Araştırma Komisyonu’’nda verdiğim ifadeyi okusaydı, böyle zoraki gözaltı sürecinin parçası olmam konusunda, sanmasam da, belki bir kez daha düşünürdü.