Furkan Vakfı Kurucusu Alparslan Kuytul, Furkan gönüllülerine 20 Mart’ta yapılan işkencenin sorumlularının cezasız kalmasına tepki gösterdi.
15 Temmuz sonrasında işkencenin sıradan hale geldiğini ve insanların sindirildiğini anlatan Kuytul, “Bugüne kadar nice zulümlere uğradık. Ben ‘bunlar AKP’ye fayda sağlamaz, zarar getirir. Acaba haberi yok mu?’ diye düşündüm. Ama artık bitti! Erdoğan onu eleştiriyoruz diye bize yapılan zulme sessiz kalıyor. Demek ki bizi milletinden görmüyor. Eğer o bizi milleti olarak görmüyorsa ben de onu cumhurbaşkanım olarak görmüyorum!” dedi.
Alpaslan Kuytul’un konuşmasından satır başları şöyle:
- Cumhurbaşkanı bu memlekette kim zulme uğrarsa onu savunmak, zalime ceza vermek zorundadır, mazlumun yüreğini soğutmak zorundadır. Bunu yapmayacaksa o makamda oturmasın. Biz bu milletin evladıyız. O da bu milletin cumhurbaşkanı ise böyle davranamaz. Sen bu milletin Cumhurbaşkanı mısın yoksa polislerin cumhurbaşkanı mısın? Binlerce insana ben de dahil cop gazla müdahale ettiler.
- Sen bu memleketin cumhurbaşkanısın. Nasıl olur da polislere ‘kim ne derse desin, aldırmayın’ diyebilirsin. Bu ne demek; devam edin demek. Cumhurbaşkanı böyle konuşursa, diğeri de ‘onları alınlarından öpüyorum’ derse polisler niye zalimleşmesin ki!
- Buradan ilan ediyorum; bugüne kadar nice zulümlere uğradık. Ben ‘bunlar AKP’ye fayda sağlamaz, zarar getirir. Acaba haberi yok mu? Başkaları mı yaptırıyor, acaba AKP’nin altını mı oyuyorlar, oy mu kaybettirmeye çalışıyorlar’ diye düşündüm. Hep hüsnü zan ettim ama artık bitti!
- Ya umurunda değil ya da bu talimatı verenlerden biri de kendisi. Artık haberinin olmama ihtimali bitti. 8 yıldır, yeter. Adana Emniyet müdürünü derhal görevden alması gerekiyordu. Mesele bizimle ilgili olunca kimseye dokunmuyor.
- Erdoğan onu eleştiriyoruz diye bize yapılan zulme sessiz kalıyor. Demek ki bizi milletinden görmüyor. Eğer o bizi milleti olarak görmüyorsa ben de onu cumhurbaşkanım olarak görmüyorum!
- Mesele sadece 20 Mart olayı değil. Her tarafta işkenceler çoğaldı. bizim bu olayımız Türkiye’nin polis devleti olduğunu dünyaya ispat etti. Çünkü büyük bir olay. 2-3 bin kişiye yapılan bir zulümden bahsediyoruz. Her gün yeni olaylar duyuyoruz.
- Kimi hapishanede işkenceyle öldürülüyor, kimi karakolda dayak yiyor. Eskiye döndük. 15 Temmuz’dan beri böyle. 15 Temmuz bahanesiyle istediklerini yapıyorlar. Herkesi sindirmiş vaziyetteler. Herkes korkuyor, konuşamıyor. Mazlumlar sustukça zalimler azgınlaşır. İşte olay bu; mazlumlar susuyor, zalimler azgınlaşıyor.
Peki ne yapalım!? Zulmü, adaletsizliği her görüştüğümüz kişiye anlatıyoruz. Devlet olmanın gereği kendi yasalarına uyumaktır, diye kendimizi yırtıyoruz. Başka ne yapalım, mazlumun sesiz kalmaması nasıl oluyor?