Ana Sayfa Güncel Alın kağıdı kalemi, yazılı yoklama yapacağım

Alın kağıdı kalemi, yazılı yoklama yapacağım

YORUM | TARIK TOROS 

Ağır kaçacak biliyorum:

Türkiye, mahallelere bölünmüş bir faşizmdir.

Ve her mahallenin bir faşizm notu vardır.

Kimi, faşistlikte 10 üzerinden 10 alır.

Kiminin notunu, bazı insani nedenlerle kırarsınız belki ama bu genel tabloyu değiştirmez.

***

Akla hemen AKP-MHP ve ulusalcı tayfa gelmesin.

Dikkatinizi diğer gruplara çevirin ve elinize kağıt kalem alın.

Gizli faşistlere birlikte not vereceğiz:

-Hak ihlalleri, ancak yandaşlarını etkileyince ses verir.

-Kendi gibi düşünmeyenlerin başına iş gelince “oh” çeker.

-Rejimin lanetlediklerini taşlamakta beis görmez.

-Mağdurları kimliğine bakarak değerlendirir.

-Rejim unsurlarına dalaşmaz, bilakis arasını iyi tutmaya çalışır.

-Canına, malına kast etmiş olsa dahi “dönemin ruhu” gereği elini sıkar.

-Genellemecidir. Birilerine kini yüzünden, komple bir halkı yargılar, mahkum eder. Linçe tepki vermez.

-Yeri gelir zalimden daha gaddar olur. Misal, kişi “yatarını” tamamlamış tahliye edilecek, çıkmasın diye ortalığı yıkar.

-Kişi ve grupları, yargılandıkları “suçla” değil kendi ajandası ile linç eder.

-Devran dönse de “beyaz sayfa” açmaz.

***

10 tane madde yazdım.

Kimi teraziye vuracaksanız vurun.

Bakalım kaçında bunların hiçbiri yok!

Hepsi varsa…

Gizli faşistlikte 10 üzerinden 10 verebilirsiniz.

***

Türkiye mahallelere bölünmüş bir faşizmdir.

Hiçbir mahalle bunu kabul etmez, hasmını suçlar, o ayrı.

İnsanlık katına yükselmek zor ve meşakkatli bir süreçtir.

Bu tek başına tecrübe ve eğitimle alakalı değildir.

***

Acı bir misaldir ama tam da yeridir:

Kendi insanlarına zulmetti diye bir grubu her defasında çarmıha geren Kürt siyasal hareketi, şehirlerini bombalayan ve bununla seçim kazanan bir eski başbakanı ziyaret etmekte beis görmez. Oysa Taybet Ananın kanı vardır elinde.

Attığı başlıklarla çok eleştirilen Yeni Akit, bu defa haksız değildir yani:

-“Katil” Davutoğlu, HDP heyetini ağırladı. (27 Aralık 2021)

1 YORUM

  1. Deniz
    Faşistlerin en büyük düşmanı akp ve cemaat idi. Zaten bunu belgelerde gösterdiler. Hayırcılar cephesiyle de gösterdiler. Mhp de hayırcıydı hdp de chp de. Bu üçünün ortak yönü osmanlıyı temsil eden son topluluğu parçalara ayırmak ve yok etmektir. Bu yumağı kürt türk olarak ayırmak için insanlara faşistliği öğretmektedirler. Yani insana birşey kazandırdıkları yok. Sadece ötekileştirme, düşmanlaştırma ve ana örgüyü unutturmadır çabaları. Bunun için çok geniş tanımlamalara gidiyorlar. Türkçülük, kürtçülük gibi. Bu tanımlamalar yumağın içine çizilen sınırlardır. Tanımlamalar yapılıp sınırlar çizildiğinde sıra köprüler kurmaya geliyor. Sınırlar arasında tek geçiş güzergahı bu köprüler oluyor. Sonra köprü başına kendi adamlarını dikiyor. Bir tarafa türkçüyü koyuyor, köprünün öteki ayağına kürtçüyü. Kampların birbiri ile diyaloğu kopartılmıştır. Bu köprüden mesela barış yanlıları yada sizin yukarıda saydığınız faşistlik kriterlerini taşımayanlar geçemez. Kamplar arasındaki koordinasyonu köprüyü tutanlar belirlerler. Kamplar arasında kaynaşmayı engellerler. Hatta karşı kamptan bilgiler aktarırlar. Türklere "kürtler sizden ayrılmak istiyormuş, sizi sevmiyormuş, barbar diyormuş" derler. Köprünün öteki tarafındaki ise kürtlere "türkler sizden nefret ediyormuş, size düşmanlarmış ve sizi asimile etmek istiyormuş" diyor sözcüler. Sürekli düşmanlık, nefret pompalanıyormuş. Seni istemiyor, seni sevmiyor, senden nefret ediyor diye birine bahsetseniz önce sevgilisine gider ve sorar. Kürtler kendilerine söylenene inanmaya başlıyorlarmış çünkü itiraz ettiklerinde sözcü "ona bak görürsün" diyormuş. Kürtler türklerin 'sözcüsüne' bakıyormuş ve gerçekten kendilerini yok sayan bir tip ile karşılaşıyorlar. Burada kürt sözcü bu lokal faşistlik olgusunu genelleme yaparak genelmiş gibi göstermeye çalışmaktadır. Bu esnada türk tarafında sanki kürt sözcünün yalanını gerçekmiş gibi göstermek için uğraşılmaktadır. "Kürtler sizi arkadan vuruyor" diyerek pkk ya yaptırılan eylemler bütün kürtlere mal edilmeye çalışılmaktadır. Bu sayede faşistlik yüklemesi türklere yapılmaktadır. Yani türkler kürtlere birşey yapıldığında "oh olsun" deme kıvamına getirilmektedir. Şehirleri bombalanan kürtlere kürt sözcü "sizi devlet istemediği gibi bakın türkler size oh olsun diyorlar" demektedir. Bu paslaşma köprü kontrollerinde olduğu müddetçe devam edecektir. Burada kendi kafalarında çizdikleri sınırı diğer insanların kafasında da çizerek kendi düşüncelerini diğer insanların beynine aktarmış olurlar. İnsanların beynini kendi düşüncelerine gebe bırakırlar ve onu olgunlaşmasını beklerler. Bu bekleyiş sabırla devam eder. Gerekirse yıllar alsada sözcüler değişir ama dava devam eder. Burada kendi davaları ile faşistlik farklı şeylerdir. Kendi davaları bütünü parçalama, küçültme girişimidir. Parçalanma için insanlardaki nefret mekanizmasını kullanırlar. Mangaldaki ateşi yakmak gibi. Nefret sürekli canlı tutulmalıdır. Pkk nın sürekli düşük dozda saldırması bundandır. Yani sürekli eylem yapmak zorundadır. Bu nefreti körüklemek için itici bir güçtür. O yüzden ergenekon vesayetinde pkk hiç bitmemiştir. Kürtlere haklarının verilmesinin engel olunması da bu tahterevallinin kürt ayağı için gereklidir. Kürtlere hakkını vermeye kalkan kontrol dışı güçler çıkarsa pkk eylemleri sıklaşır ve o kişinin geri adım atması sağlanır. Geri adım atmayanlar pkk destekçisi oluverirdi. Geri adım attığında da kürt sözcü kürtlere "bakın size hakkınızı vermiyor" demektedir. Çılgın bir mekanizma sabırla düşüncelerin beyinde olgunlaşmasını beklemektedir. Ne de olsa çark birkere kuruldu ve eninde sonunda insan psikolojisi bu yükü kaldıramayacaktır. Düşmanlık kıvılcımı ateşe çevrilmiş ve günümüzde hala son gaz alevi parlatılmaktadır. İnsanların tamamına yakınını faşistlik düşünceler etkisi altına almıştır. Yani kürt acı çekerken türk faşistleşmekte, türk acı çekerken kürt faşistleşmektedir. Kürtlere hakkını verelim diyen bir türk bulamazsınız. Bu sayede kürt sözcülerin işi kolaylaşmaktadır. Sözcülerin rehberliğinde kürt düşüncesi istedikleri şekilde şekillenmektedir. Türkleri kürtlere göre, kürtleri türklere göre şekillendirmektedirler. Ama bu yontma işi sevgi üzerinden değil, insanların nefret ana malzemesi kullanılarak yapılmaktadır. Bence bu kamplardan oluşan toplum, ayrıca buna laik antilaik, alevi sünni kampı da ekleyebilirsiniz, dünya ile karşılaştırıldığında psikolojisinin diğerlerine göre daha kötü olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar hem korku, güvensizlik yaşıyor hemde nefret, kin, intikam duyguları taşıyor. Yani en uçları yaşıyorlar. Ama hala hukuk, insan hakları çerçevesinde olaylara bakmayı denemiyorlar. Çünkü aralıksız biçimde düşman algısı taze tutulmaktadır. O yüzden insanlar terörden çok etkilenmiştir. Bunu bilen siyasiler insanların bu yönlerini kullanmasını öğrenmiştir. Artık herkes rakibini terörist olarak suçluyor çünkü bu topraklarda terörün karşılığı var. Buradaki en önemli detay şudur. Kürt sözcü kürtlüğün liderliğini almak için türk sözcüye ihtiyaç duymakta, türk sözcüde türklüğün liderliğini almak için kürt sözcüye ihtiyaç duymaktadır. Yani birbirleri ile kavga ettiklerinde üzülmenize gerek yok, zaten onların varlık gayesi bu. O yüzden dün hendek kavgası verenler bugün aynı masada oturabilirler. Çünkü onların kavgası yalandır, işleri aldatmadır.