Ana Sayfa Manşet Ali Ünal: İnsanları hakka çağırmaktan başka bir şey yapmadım, 10 müebbet de...

Ali Ünal: İnsanları hakka çağırmaktan başka bir şey yapmadım, 10 müebbet de verseniz bunu söylerim

Yazdığı yazılar nedeniyle 19 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Zaman Gazetesi’nin yazarı, Kur’an müfessiri ve ilahiyatçı Ali Ünal son savunmasında mahkemeye suçlamaları reddederek, demokrasi dersi verdi. Kardeşi Mustafa Ünal’ın sosyal medyada paylaştığı savunmasında Ali Ünal, “Ben, darbecilikle suçlanıyorum. Darbe yapsam ne kazanacağım? Kral mı olacağım? Ki, istemem zaten. Ben, yatakta yatmaktansa toprakta yatmayı, toprakta yatmaktansa sert kayada yatmayı tercih eden bir insanım… Dünyaya hiçbir zaman beş paralık ehemmiyet vermedim ki makamına, mevkiine tamah edeyim! Bütün dünyayı tek imparatorluk yapsalar ve bana da imparatorluğunu teklif etseler hiç düşünmeden reddederim…” dedi.

İNGİLİZCE TEFSİRİNİ 3 CİLT HALİNDE DÜZENLEDİ

Mustafa Ünal, sosyal medya paylaşımlarında bir de müjde verdi. Ünal, “Ali Ünal, İngilizce’ye de çevrilen Kur’an meâlini, hapishanede, öz bir tefsir olarak 3 cilt hâlinde yeniden düzenledi. Son cildini geçen hafta tamamladı. Okumak nasip olur İnşallah” bilgisini paylaştı.

Gazeteci-yazar ve  ilahiyatçı Ali Ünal, Uşak’ta yargılandığı davada 19 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ünal darbe iddiasıyla hakkında istenen 2 kez ağırlaştırılmış müebbet cezasından ise beraat etmişti. Ünal, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hizmet Hareketine yönelik soruşturmalar  kapsamında Ağustos 2016’da tutuklanmıştı.

HAKKI, HAKİKATI, MARUFU ANLATMAYA ÇALIŞTIM

Kardeşi Mustafa Ünal’ın paylaştığı ve Ali Ünal’ın mahkemedeki son savunmasından bir kısmı şöyle;

“Ben, darbecilikle suçlanıyorum. Darbe yapsam ne kazanacağım? Kral mı olacağım? Ki, istemem zaten. Ben, yatakta yatmaktansa toprakta yatmayı, toprakta yatmaktansa sert kayada yatmayı tercih eden bir insanım…

Dünyaya hiçbir zaman beş paralık ehemmiyet vermedim ki makamına, mevkiine tamah edeyim! Bütün dünyayı tek imparatorluk yapsalar ve bana da imparatorluğunu teklif etseler hiç düşünmeden reddederim…

Allahü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de, ‘İçinizden insanları ma’rûfa çağıran ve münkerden nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte gerçekten kurtuluşa erenler onlardır.’ buyuruyor. Ben, bir Müslüman olarak kendimi bu görevle yükümlü kabul ediyorum.

Allah’ın rızasını kazanıp ahirette kurtuluşa ermek varken dünyanın geçici metalarını niye tercih edeyim? Binlerce yazı yazdım, yüzlerce konferans verdim. Hepsine de hakkı, hakikatı, ma’rûfu anlatmaya çalıştım. Bu benim hem dinî hem millî bir görevim…

İyiliği, doğruluğu, hüsn-ü ahlâkı, fazileti, sulh ve selameti öğütleyip dile getirdiğim için tebrik edilmem gerekirken tam aksine cezalandırılmam isteniyor. Gerçi kimseden tebrik beklemedim, amacım da zaten bu değil. Sadece Hakk’ın rızasını gözettim…

Bana değil iki müebbet, on müebbet de verseniz aynı şeyleri söylemeye devam edeceğim.”

HENÜZ YORUM YOK