Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘siyasi bir deha’ olan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında başarısız olmadığını savunan yazar Ali Bulaç, Kılıçdaroğlu’nun doğru bir stratejiye yanlış taktikler uyguladığı için az bir farkla kaybettiğine dikkat çekti. Bulaç, ‘‘CHP oy oranını sabitlerken o, desteğini yüzde 48’e çıkardı, bu elbette bir başarıdır.’’ dedi.
Serbestiyet’ten Naman Bakaç’a konuşan yazar Ali Bulaç, 14 Mayıs’ta gerçekleşen ‘cumhurbaşkanı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimi’ ile 28 Mayıs’ta gerçekleşen cumhurbaşkanı ikinci tur seçimini değerlendirdi.
Türkiye’nin Kılıçdaroğlu gibi kibar, üslubu yumuşak, mütevazı, özel hayatı ortalama bir vatandaşınkiyle aynı olan, çatışmacı ve kutuplaştırıcı dil kullanmayan bir siyasetçiye ihtiyacı olduğunu söyleyen Ali Bulaç, “Kılıçdaroğlu’nu kim Ümit Özdağ’la ittifak kurmaya ikna ettiyse, onu feci şekilde yanıltmış oldu. Kılıçdaroğlu’na kaybettiren medyasının insanı ürküten yayınları oldu. O ne kadar güvercin ise destekçi medya o kadar şahin! Eski İslamcı aydınlar, verili durumu artık referans alıp bunda herhangi bir gariplik görmüyorlar. Artık onların zihinlerinde ideal politik yerini tamamen verili olana yani reel politiğe terketmiş bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun doğru bir stratejiyle ile seçimlere girdiğine işarete eden Ali Bulaç şöyle konuştu:
”YÜZDE 48 ELBETTE BİR BAŞARIDIR”
‘‘Kılıçdaroğlu doğru bir stratejiye yanlış taktikler uyguladı ve az farkla kaybetti. CHP oy oranını sabitlerken o, desteğini yüzde 48’e çıkardı, bu elbette bir başarıdır. Kampanya boyunca iktidar tarafının ona yönelttiği ağır hakaretleri, küçümsemeleri, tezviratı, iftiraları hak etmediği kanaatindeyim, o yine de mümkün oranda sükûnetini muhafaza edebildi.
”MUHAFAZAKÂR SEÇMEN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YENİDEN REFAH’A YÖNELDİ”
İlk turda Millet İttifakı’nın Meclis çoğunluğunu kazanamaması ve Kılıçdaroğlu’nun yüzde 50’yi aşamamasının kanımca iki sebebi vardı: Biri SP, Deva ve Gelecek Partisi’nin tek logo altında seçime girmemeleri. Gelecek Partisi ısrarcı değildi, ama Deva ve SP bir türlü anlaşamadılar: Temel Bey SP logosu, Babacan ise Deva logosu altında seçime girmekte ısrar edince, üç parti CHP logosu altında seçime girdiler. Eğer üç parti içlerinden bir logo altında seçime girselerdi, 70-80 vekil çıkaracaklardı ancak CHP’ye bir türlü eli varmayan muhafazakar seçmen önemli ölçüde Yeniden Refah’a yöneldi. Millet İttifakı’nın daha çok vekil çıkarması, Kılıçdaroğlu’nun ikinci turdaki şansını arttıracaktı.
Gelecek ve Deva’nın baba ocağı AK Parti’dir, ayrılıp parti kurmuşlar ama neden ayrıldıklarını net, somut ve belgeler eşliğinde kamuoyunu bilgilendirmemişler. Muhakkak bazı bilgilere ve olaylara tanıktırlar ama somut açıklamalar olmadığından, insanlar “Erdoğan bunları partiden uzaklaştırdığı için muhalefet ediyorlar” diye düşündü.
Diğer sebep ise İYİ Parti seçmeninin önemli bölümünün Kılıçdaroğlu’na değil, Ata İttifakı adayı Sinan Oğan’a oy vermesi oldu. Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda şansı vardı. İlk turda Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında 2 milyon 330 bin fark vardı; Kılıçdaroğlunun ihtiyacı 1 milyon 170 bin oydu. Bunu ilk turda kendisine oy verenleri koruyarak ikinci turda sandığa gitmeyen seçmenden temin edebilirdi.
”CANAN KAFTANCIOĞLU İSTANBUL’DA BAŞARI ÜZERİNE BAŞARI KAZANMAKTADIR”
Gözden kaçmaması gereken bir husus var: 2018 belediye seçimleri ile son iki seçimde (14 ve 28 Mayıs) CHP, İstanbul’da öne geçmiş bulunuyor; Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi dehasına kimsenin diyeceği yok ama Canan Kaftancıoğlu da İstanbul’da başarı üzerine başarı kazanmaktadır. Bunun da gözden kaçırılmaması lazım.’’
”ERDOĞAN BİRBİRİNE ZIT AKTÖRLERLE İŞ TUTABİLMEKTEDİR”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çelişkileri yönetebilme sanatını çok iyi bildiğini ileri süren Bulaç, ‘‘Erdoğan, hem istisani zaman yaratma gücüne sahiptir hem de çelişkileri yönetebilme sanatını iyi bilmektedir. Birbirleriyle tamamen zıt aktörlerle iş tutabilmektedir. Fethullah Gülen, Devlet Bahçeli, Doğu Perinçek vd. Bu bir yönüyle pragmatizmdir, bir yönüyle realizmdir. Kitlesini çelişkili, aykırı, hatta hiç olmayacak tercih ve kararlarında kolayca ikna edebilmektedir. Radikalinden geleneksel muhafazakârına kadar seçmenin “Hz. Muhammed gelse Tayyip Erdoğan kadar oy alamaz” diyen tam ulusalcı Hulki Cevizoğlu’na oy verebilmesi üzerinde gerçekten durulması gereken bir husustur. Erdoğan, usta manevralarla AK Parti’den kaçan oyları Cumhur İttifakı içinde tutabilme başarısını gösterirken, Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’na gelebilmiş oyları kaçırttı.’’ ifadelerini kullandı.
Türk insanini “asacaksaniz asin ulan” diyen aydinlar yetistiremedigi icin ayiplayabiliriz. Fakat bir aydina neden korktun deme hakkina sahip degiliz. Ali Bulac maalesef bu kalibrasyonda bir aydin degilmis ve olabilir normaldir ve üstüne de gitmemek gerekir. Sorun, bunu yapamayan Ali Bulac´in tekrardan siyasi yorumlarda bulunmaya baslamasidir.
Adam kazandı ya diyor bence
Türkiye de insanlar acaba en az bukadarını’mı söylemeli?
Kenan Evren 95% oy almıştı.
Yapılacak çok iş var ne taraftan bakılıyorsa