DEVA Partisi lideri Ali Babacan, bütçenin Meclis tarafından onaylanmaması durumunda bile Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi para harcadığını söyledi. 2017’de yapılan Anayasa değişikliğine dikkat çeken Babacan, “Pek çok demokraside bütçe meclisten geçmeyince, hükûmet düşer, iktidar düşer. Çünkü hükümetin ter bir lira harcama yetkisi kalmaz. Oysa Cumhurbaşkanı geçmiş yıl bütçesini baz alıp, istediği gibi harcama yapmaya devam edebilmektedir. Cumhurbaşkanı kafasına göre bu milletin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var?” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de düzenlenen haftalık değerlendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Babacan’ın bu haftaki konuşmasının gündeminde TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2024 Bütçe Görüşmeleri, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun çarpması sonucu hayatını kaybeden motokurye Yunus Emre Göçer, sporda şiddet vakaları, asgari ücret zammı, ekonominin getirdiği sosyal yıkımlar ve faiz artışları vardı.
Motokurye cinayeti kapatılmak istenmiş
Geçtiğimiz günlerde Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun çarpması sonucu trafik kazasında hayatını kaybeden motokurye Yunus Emre Göçer’e ve acılı ailesine değinen Ali Babacan, çarpan kişinin serbest kalmasıyla ilgili konuştu. Babacan, “Yunus Emre Göçer entübe edilmişken, hayati tehlikesi bulunmasına rağmen, çarpan kişi serbest bırakıldı. Öznur Hanım, “Bize eşimin intihar ettiği söylendi” diyor. Yani, Öznur Hanım’ın dediğine, göre birileri olayı çoktan kapatma derdine düşmüştü. Peki neden? Çünkü çarpan kişi, bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın oğluydu. İfadesi alındı, Yunus Emre Göçer hastanede yaşam savaşı verirken, yurt dışı yasağı bile koyulmadan serbest bırakıldı… Ve tabii hemen yurt dışına çıktı.” dedi.
Bu Meclis neden var?
Bütçe konusuna da değinen Ali Babacan, “Pek çok demokraside bütçe meclisten geçmeyince, hükûmet düşer, iktidar düşer. Oysa 2017’den bu yana Türkiye’de Meclis Bütçeyi onaylamasa dahi, Cumhurbaşkanı geçmiş yıl bütçesini baz alıp, rakamlarda belli artışları da yapıp, istediği gibi harcama yapmaya devam edebilmektedir. Yani, meclis bütçeyi reddetse bile, hiçbir mali ya da siyasi sonuç ortaya çıkmamaktadır. Ülke yönetimindeki etkisi sıfırdır. Cumhurbaşkanı, pek çok vergi kaleminde tek imzayla oranları kat kat artırabiliyorsa, Cumhurbaşkanı kafasına göre bu milletin, hazinenin parasını harcayabiliyorsa, bu Meclis niye var? 600 milletvekili Ekim ayından bu yana niçin bütçe üzerinde çalışıyor?” ifadelerini kullandı.
Hükümetin, maaş artışları konusunda da vatandaşı aldattığını anlatan Babacan, şunları söyledi:
- Hükûmet maaş artışları konusunda vatandaşı düpedüz aldatma yoluna gitmektedir. Hükûmet yetkilileri yıl başında maaşlara önemli bir artış yapılacağını ifade etmektedirler. Bakın, dikkatinizi çekiyorum: Bahsedilen bu artışın 30 puandan fazlası bu yılın ikinci yarısındaki enflasyonun telafisidir. Hükûmetin gelecek yılın ilk yarısı için verdiği artış sadece yüzde 15’tir. Geriye doğru enflasyon telafisini sanki bir lütufmuş ve maaş artışının bir parçasıymış gibi göstermek bu milleti aldatmaktır. Ahlaki bir davranış değildir.
- Altı çizilmesi gereken bir diğer nokta de şudur: Maaş ve ücret artışları makyajlı TÜİK rakamlarına göre belirlenmektedir. Gerçek hayat pahalılığını yansıtmamaktadır. Bu ciddi bir hak gaspıdır. Bakın, hak gaspı bununla da bitmemektedir. Verilen maaş artışlarının bir kısmı da, vergi dilimleri sabit tutularak, çalışanlardan örtülü ek vergi alma yoluyla gasp edilmektedir. Diğer yandan, çalışanların kendi arasında, emeklilerin kendi arasında ve emekliler ile çalışanlar arasında dengeler alt üst olmuştur. Bozulan sadece ‘yargının dağıttığı adalet’ değildir. Devletin dağıttığı maaşlarda da adalet yok olmuştur.
- Muhalefeti faiz lobisine çalışmakla itham eden Erdoğan yönetimi, 2024 yılı bütçesinde faizler için 1 trilyon 254 milyar lira ödenek ayırmış durumda. Bu tutar, 2023’teki faiz ödemelerinin yaklaşık iki katıdır; benim ekonominin başında olduğum yıllardaki ortalama tutarın ise tam 25 katıdır. 2024 yılındaki iç borç faiz ödemeleri, ilk defa anapara ödemelerinin üstüne çıkmıştır. Bu durum önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Faiz ödemelerine, ‘asrın ekonomik felaketi’ olan kur korumalı mevduat için ödenen ve ödenecek tutarların dahil olmadığının altını çizmek isterim.