HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği şüpheli helikopter kazasını aydınlatmanın ‘namus borçları’ olduğunu söylemişti. Kazanın üzerinden 10 yıl geçti ancak bir arpa boyu kadar bile yol alınamadı. Dosya adım adım kapatıldı. Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin öldüğü şüpheli kaza, AKP iktidarının namus borcu olarak orta yerde duruyor. AKP, bu cinayeti de mesnetsiz iddialarla Cemaat’in üzerine yıkmaya çalışadursun, daha 3 ay önce Meclis’e sunulan ‘olay araştırılsın’ önergesi iktidar ve ortağı MHP’nin oylarıyla reddedildi!
Bugün 25 Mart 2019… BBP’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki beş kişinin şüpheli bir helikopter kazasıyla hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 10 yıl geçti. Yine böyle bir yerel seçim arefesiydi. Yazıcıoğlu ve beraberindekileri taşıyan helikopter, Yozgat Yerköy’deki mitinge yetişmek için Çağlayancerit’ten havalandıktan kısa süre sonra düştü. Saatler 15.03’ü gösteriyordu. İki gün süren arama kurtarma çalışmalarında hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Enkaza 48 saat sonra köylüler tarafından ancak ulaşıldı. Kazada Yazıcıoğlu’nun yanı sıra gazeteci İsmail Güneş, BBP Sivas il Başkanı Erhan Üstündağ, BBP Sivas il başkan yardımcısı Murat Çetinkaya ve pilot Kaya İstektepe hayatını kaybetmişti. Suikast iddiaları üzerine soruşturma başlatıldı. İktidar temsilcileri olayın aydınlatılmasının ‘namus borçları’ olduğunu söyledi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “İnanırsınız veya içinizde bir uhde kaldıysa inanmayabilirsiniz. Siyasi irade konusunda bir eksikliğimiz yok. Ne Cumhurbaşkanımızla, ne Başbakanımızla ne de hükümetimizle. Bu olayın yüzde yüz aydınlatılması bizim namus borcumuzdur. Bir kardeşimize olan vazifemizdir.” ifadelerini kullandı.
DDK RAPORU SUİKAST İDDİALARINI GÜÇLENDİRDİ
Söz konusu dönemde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu konuya ilişkin bir rapor hazırladı. DDK’nın hazırladığı rapor, suikast iddialarını güçlendiriyordu. Helikopterin düştüğü zaman diliminde bölgede uçan savaş uçaklarının varlığı ilk olarak bu raporda tescillendi. Helikopter kazası öncesinde bölgede yaşanan hava trafiğine dikkat çekilirken, kazayla aynı dakikalarda bölgede uçan F-16 uçaklarının helikopteri düşürmüş olabileceği iddialarına yer verildi.
KEÇİLER SÖKMEDİ YA!
Enkaza ulaşılmıştı ancak bir sorun vardı. Helikopterin beyni olarak nitelendirilen ve uçuş bilgilerinin yer aldığı cihazlar kayıptı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, söz konusu olaya tepkisini, “Helikopterin beynini keçiler sökmedi ya!” diyerek gösterdi. Daha önce hazırlanan adli tıp raporunun aksine, merhum Yazıcıoğlu ve hayatını kaybeden 5 kişinin kanında yüksek oranda zehirli gaz vardı. Helikopterin beynini söktüğü iddia edilen 4 muvazzaf asker, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan 3 kişilik kaza kırım heyeti ve bir teknisyen tutuklandı. Çok sürmedi ve kaza kırım heyeti üyeleri tahliye edildi.
‘ARAŞTIRILSIN’ ÖNERGESİNE AKP’DEN RED!
AKP iktidarı ve medyası, son 5 yılda tıpkı diğerleri gibi bu karanlık olayı da Cemaat’in üzerine yıkmaya çalışıyor. Ancak hemen hatırlatalım, daha geçtiğimiz Aralık ayında söz konusu şüpheli kazanın araştırılmasına ilişkin Meclis’e verilen soru önergesi AKP ve ortağı MHP’nin oylarıyla reddedildi. CHP grubunun önergesine İYİ Parti’den destek gelirken, AKP listelerinden Meclis’e giren Mustafa Destici’nin önergenin oylanacağından haberi olmasına rağmen oturuma katılmadığı ortaya çıktı!
10 YIL SONRA YENİ DAVA AÇILDI!
Yazıcoğlu, yine bir seçim öncesinde iktidarın aklına geldi! Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, geçtiğimiz ay 2018 Yılı Değerlendirme Toplantısı için geldiği Afyonkarahisar’da, Yazıcıoğlu soruşturmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Akarca, “Kazaya ilişkin Yargıtay Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda 9 üst düzey kamu görevlisi hakkında kamu davası açtık.” dedi.
Dosya adım adım nasıl kapatıldı?
AKP iktidarı ve ona yakın yayın organları 17/25 Aralık büyük yolsuzluk operasyonunun ardından diğer bütün faili meçhullerde olduğu gibi Yazıcıoğlu olayında da Cemaat’i günah keçisi ilan etti. İktidar medyası, ‘Cemaat’ mensubu hakim ve savcıların, olayı basit bir kazaya indirgeyerek ‘takipsizlik’ kararlarıyla dosyayı kapatmak istediğini’ savunuyor. Peki öyle mi?
Şüpheli kazanın ardından başlatılan soruşturmada kaza kırım ekibi de dahil tutuklamalar yaşandı. Helikopterin uçuş bilgilerinin bulunduğu cihaz bile yerinden sökülerek yok edilmişti. O dönemde çok tartışılan 3. yargı paketinin yürürlüğe girmesi ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıyla tahliyeler hızlandı. Yazıcıoğlu davasının son tutuklu sanığını ‘Özgürlük Hakimleri’ tahliye etti.
‘ÖRGÜTLÜ SUÇ’ DİYENLER SÜRGÜN EDİLDİ
Şüpheli kazayı ‘örgütlü suç’ kapsamında araştıran Malatya’daki özel yetkili savcılar dosyadan alındı. Dosya daha sonra Maraş’a gönderildi ve Savcı Habib Korkmaz’a verildi. 2014’de ‘kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına’ karar veren Korkmaz, Çorlu Başsavcılığı’na terfi ettirildi. Eşi sağlık müdürü yapıldı. Şimdi Kocaeli Başsavcısı. Korkmaz’ın kararını kaldıran Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Maden ise görevinden alınıp, Kayseri’ye düz hakim olarak atandı. Daha sonra tutuklandı.
Bitmedi! 2014 yılında dosyaya takipsizlik kararının çıktığı mahkemenin Başsavcı Vekili Gürhan Aktaş da Aksaray İl Başsavcılığı’na terfi ettirildi! Takipsizlik kararında etkisi olduğu iddia edilen Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Başkanı Turgay Ateş de ‘hükümetin önerdiği’ listeden HSYK’ya girmeyi başardı! Dosya tam 4 kez mahkeme değiştirdi.
KARARDAN ÖNCE TERFİ ALMIŞ!
Dosya son olarak savcılar Mevlüt Kısır ve Necati Kazak’a geldi. Onlar da 132 şüpheliler hakkında ‘takipsizlik’ kararı verdi. Kazak’ın, kararı yazmadan iki ay önce terfi ettirilerek, HSYK tarafından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına atandığı ortaya çıktı. Orada da Başsavcıvekili yapıldı.
Bu dünyadan bir Muhsin Yazıcıoğlu geçti
Avukatı: “Cumhuriyet tarihinin en profesyonel cinayetidir” https://t.co/7V3WydlGSU pic.twitter.com/7D8F3b5peQ
— Tr724 (@tr724com) 24 Mart 2019