YORUM | ERHAN BAŞYURT
31 Mart Yerel Seçimleri’ne günler kaldı. Yerel seçimlerin bu kadar öne çıktığı ve önem kazandığı dönemler azdır.
Sebebi; iktidar partisinin uzun bir aradan sonra ilk kez kendi tabanından bir uyarı mesajı ile karşı karşıya olması…
Yerel seçimden alınacak bir yenilgi ya da oy kaybı, AKP’nin iktidar gücünü etkilemeyecek.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Erdoğan 2023’e kadar iktidarda. Yerel seçimde iktidara oy vermemek, genel seçimde de oy vermemek anlamına gelmiyor. Dolayısıyla iktidara, bir uyarı mesajı vermek için AKP tabanı açısından da en doğru zamanlama bu yerel seçim…
İktidarın özgürlükleri daraltması, ileri demokrasiden geriye dönüş gerçekleştirmesi, hukukun üstünlüğü ve hukuk önünde eşitliği ayaklar altına alması, hukuku siyasallaştırması, kadrolaşma, yandaşlara çekilen peşkeş ve kayırmacılık, kötü ekonomi yönetimi nedeniyle işsizliğin artıp TL’nin hızla değer kaybetmesi, hayat pahalılığı ve piyasalarda yaşanan uzun dönemli durgunluk, dış politikada sürekli gerginlik ve iç politikada topluma bıkkınlık veren kutuplaştırma, AKP tabanının da canına tak etmiş durumda.
****
‘AKP’nin alternatifi yok’ diye düşünen birçok partili bu seçimde, tasvip etmediği diğer parti adaylarına oy vermek yerine sandığa gitmemeyi düşünüyor.
İktidara, ’sessiz protesto’ ile toparlanması ve yenilenmesi için uyarı mesajı vermeyi istiyor.
AKP tabanı açısından böyle bir mesaj için gerçekten en doğru zamanlama… Destekledikleri iktidara zarar vermeden, güçlü ve etkili bir mesaj verilmiş olacak…
***
Tabii, ‘sandığa gitmeme’ oranı ne kadar olur, bu uyarı mesajı hangi oranda verilebilir ya da verilemez seçim günü göreceğiz…
AKP merkezine, bu mesaja dair işaretler edindiği, anketler ve parti teşkilatlarından bilgiler ulaştığı, meydanlara ve siyasilerin açıklamalarına ‘panik’ olarak yansıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Zonguldak mitinginde yaptığı şu konuşma oldukça net gösteriyor ki, bu yönde kaygıları büyük;
‘Bu seçim ders verme seçimi değildir. Bu seçim fire verme seçimi değildir…’
***
Aslında tam da zamanı… Bu seçim AKP tabanı bakımından, AKP iktidarına zarar vermeden bir uyarı yapılacaksa, ‘kulak çekilecekse’ en doğru zamanlamadır.
Bu seçimde de AKP’ye bir mesaj verilemezse, önümüzdeki 4 yıl seçim yok.
Ekonomik kriz, kötü yönetim nedeniyle derinleşiyor. Türkiye’yi, tüm Türk halkını ağır bir ‘kemer sıkma’, ‘vergileri artırma’ dönemi bekliyor. Yani adım adım fakirleşme bekliyor…
İktidar, kendi lüksünden tasarruf etmeden, kamu kaynaklarını yandaş işadamlarına pay ederek, kamu yatırımlarını peşkeş çekerek, ekonomide köklü reformları gerçekleştirmeden tüm faturayı vatandaşın sırtına yıkmaya çalışıyor.
Bu seçimde, bir uyarı verilmezse, iktidar şu ana kadar yaptığı her hatanın seçmen tarafından tasvip edildiği düşüncesiyle, daha da otoriterleşme ve ‘temsil’ bahanesiyle lüks yaşamına devam edecek… Tüm bedeli de fakirleşen ama ‘mutlu ve memnun’ tabanının da sırtına yıkacak…
AKP seçmeni de muhalefet seçmeni de aynı gemidedir… Artan vergilerden, yapılacak uçarı zamlardan AKP’liler hariç tutulmayacaklar…
Kendi elleriyle ödeyecekleri faturayı artıracak ve özgür iradelerini ‘şımartıp’, ‘güç sarhoşu’ yaptıkları giderek daha da fazla otoriterleşen bir yönetime teslim edecekler…
***
AKP seçmeninin önemli bir kısmının da, iktidarın kendilerini siyasi söylemlerle oyaladığını, algı yönetimi ile göz boyadığını gördüğünü düşünüyorum.
İktidarın muhalefeti Kürtlerin oyunu da alabilmek için ‘‘terör örgütünün uzantısı’’ ile ittifak kurmakla eleştirip, kendi adayları için Kürt seçmenden oy istemesini…
Camilerde dindarlara propaganda yapıp, İzmir’de rakı ve şarap sözü vermesini…
Faize haram olduğu için karşı çıkıyormuş gibi yapıp, dünyadan en yüksek üçüncü faiz veren ülke durumuna geldiğimizi…
Muhalefetin ‘karne ile ekmek’ dönemini geri getireceğini ileri sürüp, Tanzim kuyruklarında vatandaşa ‘karne ile sebze’ sattığını…
İsrail’i Filistinli 50 kadını hapse attığı için meydanlarda eleştirip, 17 bin masum kadını Türkiye’de 700 bebeğiyle hapse attığını…
AKP seçmeni tüm bu ‘’eleştirip, beterini yapma’’ tutarsızlıklarını görmedikleri için değil, diğer muhalefet partilerine daha az güven duydukları ve AKP’den gördüklerinden daha fazla zarar görmekten korktukları için parti değiştirmek istemiyor.
***
Herkesin siyasi fikrine saygı esastır.
AKP’li seçmen, takım tutar gibi de AKP’yi tutuyor olabilir… Yani yenilse de yense de… Hata yapsa da yapmasa da… Diğer partilerde de bu tarz ‘ölümüne sevdalı’ seçmenler var…
İşte bu nedenle, AKP seçmeni şayet etkili bir ‘sessiz protesto’ gerçekleştirirse, seçimin kazananı aslında muhalefet de olmayacaktır…
Nasıl iktidar, etkili bir taban uyarısı alırsa bundan ders çıkarıp ülkeyi normalleşme, demokrasi ve hukuk sürecine yeniden döndürmek zorundaysa, muhalefet de sadece bir seçim için geri çekilen seçmeni neden kendi partilerine oy vermeye ikna edemediklerini bulmak ve hatalarını düzeltmek zorundadır…
AKP tabanı için bir ‘sessiz protesto’ olacaksa, 31 Mart Yerel Seçimleri en doğru zamanlamadır… Mesajını hem iktidara hem muhalefete eş zamanlı olarak vermiş olacaktır…
Çok daha da önemlisi, AKP seçmeni bakımından bu seçimden sonra, iktidardaki partisine uyarı mesajı verebileceği bir başka seçim de bulunmamaktadır…