Gazeteci Mehmet Baransu’nun, 28 Kasım 2013 tarihinde Taraf Gazetesi’nde yayınlanan, ‘Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı’ haberiyle ilgili yargılandığı davada mütalasını veren cumhuriyet savcısı, 16 yıldan 31 yıla kadar hapis cezası istedi. Taraf Gazetesi eski muhabiri Mehmet Baransu, ‘Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı’ manşeti nedeniyle hakim karşısına çıktı.
AKP’NİN MÜTEDDİYYİNLERE HEDEF ALDIĞINI DEŞİFRE ETMİŞTİ
AKP hükümeti yetkilileri, bakanlar seviyesinde ve daha sonra Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mahkemede ikrar ettiği belge, mütedeyyin kesime karşı AKP’li isimlerin dönemin MGK’sında askeri vesayetle birlikte hareket ettiğini ortaya koymuştu. Taraf’ın haberi, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları ve dershanelerin kapatılması sürecinde Hizmet Hareketini, anayasa ve yasalara, evrensel hukuka aykırı şekilde hedef almaya başlayan AKP hükümetinin, daha önceki dönemlerde askeri vesayet aracı diye eleştirdiği Milli Güvenlik Kurulu’nda mütedeyyinlere karşı kararlar aldığını ortaya koymuştu.
Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Baransu ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği 1. Hukuk Müşavirliği avukatları katıldı. Baransu’nun bazı avukatları vekillikten çekildiklerine dair dilekçeyi mahkemeyi gönderirken, avukat Ahmet Emre Bayrak ise sağlık sorunlarına ilişkin dilekçeyi mahkemeye iletti.
BASIN YOLUYLA İFŞAYA 31 YIL HAPİS TALEBİ
Duruşmada mütalasını veren cumhuriyet savcısı, sanıklar Mehmet Baransu ve Murat Şevki Çoban’ın, “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme” ve “MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi basın yoluyla ifşa etme” suçlarından toplam 16 yıldan 31 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti. Mehmet Baransu, mütalaaya katılmadığını ve avukatı ile birlikte detaylı savunmasını yapacaklarını söyledi. Mahkeme Heyeti, sanıkların son savunmalarını yapmaları için duruşmayı erteledi.
2004 yılındaki MGK toplantısında Fethullah Gülen’i bitirme yönünde karar alındığına dair iddialara AK Parti’nin önemli isimlerinden o dönemde ardı ardına açıklamalar gelmiş, belgenin gerçekliği devletin zirvesince teyit edilmişti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ”Gülen’i Bitirme Planı” başlığıyla yayınlanan haberdeki iddialarla ilgili olarak ”Böyle bir karar alınmış olsa bile bu sadece tavsiye niteliğinde olabilir. Hükümet kesinlikle bu yöndeki tavsiyelere uymamıştır.” açıklaması yapmıştı. Dönemin Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan twitter hesabından yaptığı açıklamada, “2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiç bir bakanlar kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır” demişti.
AKP ÖNCE İTİRAZ ETTİ, SONRA UYGULANMADI DEDİ
Taraf’ın manşet haberinde, 25 Ağustos 2004 günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında “Türkiye’de Nurculuk faaliyetleri ve Fethullah Gülen konusunun” gündeme geldiği bilgisi yer almıştı. Taraf’ta 28 Kasım 2013’te yayınlanan haberde ise Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül imzalı MGK belgesinde ise ‘Fethullah Gülen hareketinin yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanmasının uygun görüldüğü’ ifadeleri bulunuyordu. Baransu’nun gazetecilik başarısı ile yayınladığı belgeler, Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen ile ilgili AKP ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın cadı avı başlattığı ve iki yüzlü davrandığı tartışmalarını ateşlemişti.
KILIÇDAROĞLU, BELGELER İKTİDARIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR DEMİŞTİ
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, belgelerin yayınlanmasından sonra iktidarın iki yüzlü politikalar izlediğini şu cümlelerle özetlemişti: “Bugün yayınlanan MGK belgesi var. O belge iktidarın iki yüzlü politika izlediğini gösteriyor. Düne kadar neler söylüyordu. Meğer neler yapmış. Bunu görüyoruz. Bir siyasetçinin temel kuralı halkına yalan söylememek olmalı. Siyasetçi doğruların arkasında gitmek durumundadır. Gidip o belgeye imza atacaksınız, ama dönüp başka şeyler söyleyeceksiniz. Siyasette iki yüzlüye bu halkın prim vermemesi lazım.”
