Ceza Hukuku profesörü ve yürürlükteki Türk Ceza Kanununun hazırlayan Prof Dr. İzzet Özgenç, Mavi Marmara anlaşmasına yönelik sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunarak, başta İHH yetkililerinin İsrail nazarında terörist olarak kabul edildiğinin altını çizdi. Özgenç, “Mavi Marmara sivil girişimini gerçekleştiren kişiler, İsrail nazarında “terör suçlusu”dur ve Türkiye’den dışarı adım attıklarında haklarında yakalama işlemi yapılabilecektir. Bu tehlikeye rağmen söz konusu Anlaşmanın bugün itibarıyla konusunun kalmadığını ileri sürmek, kamuyu yanıltmaktan, aldatmaktan başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DEN DIŞARI ÇIKARLARSA YAKALANABİLİRLER
Özgenç’in konuyla alakalı paylaşımları şöyle; “Türkiye ile İsrail arasında akdedilen malum “Mavi Marmara” Anlaşmasının hukuki değerlendirmesi, Sayın Cumhurbaşkanına “Bilgi Notu” olarak sunulmuş (2017.08.23) ve bu değerlendirmeler “Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler” kitabımın 13. basısında (sh. 941, dn. 419) yayımlanmıştır. Söz konusu Anlaşmanın özellikle İsrailli güvenlik görevlileri hakkında Türkiye’de görülmekte olan davayla ilgili AF etkisi doğmuş ve bu dava düşürülmüştür. Ancak, bu Anlaşmaya rağmen, başta İHH yetkilileri olmak üzere, söz konusu Mavi Marmara sivil girişimini gerçekleştiren kişiler, İsrail nazarında “terör suçlusu”dur ve Türkiye’den dışarı adım attıklarında haklarında yakalama işlemi yapılabilecektir. Bu tehlikeye rağmen söz konusu Anlaşmanın bugün itibarıyla konusunun kalmadığını ileri sürmek, kamuyu yanıltmaktan aldatmaktan başka bir şey değildir.”
Özgenç, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aldığı kararları da değerlendirerek şu noktalara dikkat çekti:
İstanbul’da 2018.05.18 Cuma günü “İslam İşbirliği Teşkilatı” (İİT) tarafından “İSLAM ZİRVESİ” (!?) namıyla bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda alınan 30 maddeden ibaret kararlara bakıldığında, şu sonuçlar çıkarılabilir:
“İslam İşbirliği Teşkilatı” üyesi olan “devlet”ler, “İsrail” adıyla bir “devlet”in varlığı konusunda herhangi bir sorun görmemektedirler. YANİ İSRAİL TANINMAYA DEVAM EDİLECEKTİR.
İsrail’e sınırlı bir alanda, İsrail’de üretilen malların satın alınmasıyla sınırlı olarak ekonomik “yaptırım” uygulanabilecektir (!?).
Bunun dışında, İsrail’le ekonomik alanda ve özellikle ENERJİ alanında iş birliği yapılmasına herhangi bir sınırlama getirilmemektedir.
İsrail’e finansal destek sağlayan uluslararası şirketlere, bu şirketlerin ürünlerine yönelik herhangi bir sınırlama getirilmemektedir.
İsrail’e mal ihracına hiçbir sınırlama getirilmemektedir.
İsrail’le ASKERİ alanda işbirliği yapılmasına hiçbir sınırlama getirilmemektedir.
OECD gibi uluslararası örgütlerde ve bu örgütlerin organlarında İsrail ile işbirliği yapmaya hiçbir sınırlama getirilmemektedir.
İsrail’in hukuk dışı uygulamalarına karşı “çare”ler yine başka kapılarda aranmaya devam edilecektir.
Kısacası, İsrail’le ilgili olarak uluslararası alanda hangi hukuki, siyasi ve ekonomik çarelere başvurulabileceği konusunda etraflı bir mutfak çalışması yapılmadan düzenlenen “ZİRVE”lerle ancak kendimizi avutmuş oluruz.”
Söz konusu kararların etkin bir sonucu bulunmadığı gibi, alınan kararların üye “devlet”ler bakımından bağlayıcılık özelliği de bulunmamaktadır.
Keza, söz konusu kararların üye “devlet”ler tarafından yerine getirilip getirilmediğini denetleyebilmek için bir bildirim mekanizması mevcut değildir.
Ayrıca bu kararlara aykırı hareket eden üye “devlet”lerle ilgili olarak herhangi bir yaptırım mekanizması mevcut değildir.
AKP’NİN OYLARI İLE REDDEDİLMİŞTİ
Meclise geçen günlerde sunulan, İsrail ile yapılan Mavi Marmara anlaşmasının iptalini öngören yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’nin oyları ile reddedilmişti. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, teklifi reddetmelerinin gerekçelerini anlatırken, “Devletler canları sıkıldığı taktirde ‘Ben şu sözleşmeyi de ortadan kaldırıyorum, şunu yapıyorum’ deme lüksüne sahip değildir” diyerek, Mavi Marmara anlaşmasını ‘konusuz kalmış sözleşme’ olarak nitelendirmişti. Özgenç, ‘konusuz kalmış sözleşme’ ifadesinin yanlış olduğunu ve insanları aldatmak olduğunu vurguladı.