YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Saray ve Saray medyasına bakılırsa her şey güllük gülistanlık.
Birgün gazetesinin sarkastik reklamında dediği gibi “Yoksulluk bitti, hepimiz zenginiz. Reis mükemmel bir insan!”
Damat Berat’ın kardeşi tarafından çıkarılan Takvim gazetesini okuyan emekliler neredeyse yılın 365 günü ikramiye alıyor, esnaf karşılıksız krediye boğuluyor, ev hanımından öğrenciye kadar herkes devletimizin verdiği paraları koyacak yer bulamıyor!
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Bunlara göre Türkiye, ekonomiden, basın özgürlüğüne, insan haklarından eğitime, Covid-19’la mücadeleden işsizliğin azaltılmasına kadar pek çok alanda dünya ülkeleri arasında ya birinci ya da ikinci.
Örneğin ekonominin durumu mükemmel. “Büyüme oranına bakıyorsun şu anda dünyada hamdolsun en iyi noktada olan ülkeyiz. IMF’nin, OECD’nin ölçeklerine bakıyorsun en iyi konumda olan ülkeyiz.” Aksini söyleyen vatan hainidir!
Mesela “Koronavirüsle mücadelede Dünyanın ilerisindeyiz…” diyoruz ama dış mihraklar 98 dünya ülkesi arasında Türkiye 74. sırada! olduğumuzu iddia ediyor.
Dış politikamız muhteşem! Katar dışında kavga etmediğimiz ülke kalmadı ama Erdoğan’a göre “Biz ne komşularıyla ne de başka herhangi bir devletle gerilim, hele çatışma peşinde koşan bir ülke asla değiliz. Kendimizle birlikte tüm bölgemizin ve dünyanın huzuru, refahı, esenliği için mücadele ediyoruz.”
İnsan hakları konusunda hiçbir ülke bizimle yarışamaz. Reis, “Demokrasimizi güçlendirerek, hukukun işleyişini hızlandırarak, hak arama yollarını genişleterek ülkemizi hak ve özgürlükler alanında 18 yıl öncesine göre çok daha ileri bir noktaya taşıdık.” diyor ama AİHM verilerine göre Türkiye, hak ihlallerinde ilk sırada.
ABD merkezli Freedom House’ın son yayınladığı rapor ise Türkiye’nin artık “özgür olmayan ülke” kategorisinde olduğunu söylüyor.
Yine en özgür basın Türkiye’de. 10 Ocak çalışan gazeteciler gününde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Basın özgürlüğünden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz” derken, yancısı Fahrettin Altun ise basın özgürlüğünün 20 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak ölçüde genişlediğini iddia ediyor.
“Tek tek saymaya gerek yok. Merak eden Google’a yazsa yeterince malzeme var.” diyecektim ama geçen hafta okuduğum haber aklıma geldi. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi’nin hazırladığı rapora göre Google, kullanıcıların yüzde 90,6’sını iktidar yanlısı medyaya yönlendiriyor. Yani iktidar yalan söylüyor, medya bu yalanların yayılmasına katkı sunuyor. Sadece Türkiye içinde değil sabah akşam Türk televizyonlarını seyreden yurtdışındaki vatandaşlar da aynı propagandanın kurbanları. Bu yüzden Antalya sokaklarında kendisine mikrofon uzatılan gurbetçi amcalar dünyayı Türklerin idare ettiğini sanıyor.
Sosyal medya bu tür yalanların ifşa edildiği bir platform. O da şimdilik. Yapılan yasal düzenlemeler yüzünden oranın da sesi kesildi kesilecek.
BÜTÜN YOLSUZLUKLARI UNUTUN!
Öte yandan unutulma hakkı diye bir şey uydurdular, bugüne kadar işledikleri bütün günahları arşivlerden kaldırttılar. Zaten sesi kısılmış muhalif medyada veya sosyal medyada kazara bir haber çıkacak olsa, önce erişim engeli getiriliyor ardından internetten kaldırılıyor.
Yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayanlar internete girdikleri zaman, 17-25 Aralık yolsuzlukları hakkında bir kayda ulaşamayacak. 17 Aralık sabahı yapılan telefon konuşmalarını, kimden nasıl rüşvet alındığını, Beşli Çete’nin marifetlerini, Man Adası belgelerini, Berat’ın maillerini, Selçuk’un, Bilal’in, Burak’ın arkadaşların aldıkları ihaleleri, Türgev ve Tügva’ya çekilen peşkeşleri hiçbir yerde okuyamayacaksınız.
AKP’nin en kriminal adamlarından ve Erdoğan’ın yakın dairesinden birisinin, televizyon ekranında 17-25 Aralık soruşturmalarını “Günah işleme özgürlüğüne müdahale” sayması bu çetenin zihin yapısını gösteriyor. İşledikleri her suça dini bir kılıf giydirmeleri, suç işlerken hiçbir sınır tanımayacaklarının da işareti.
Sistem böyle kuruldu ve 8-10 yıldır tıkır tıkır işliyor.
Günah işleme özgürlüğünü kullanarak her türlü haltı işliyorlar, çalıyorlar, çırpıyorlar, zulmediyorlar…
Kameraların karşısına çıktıkları zaman, dini bütün, hakka hukuka son derece saygılı, milleti için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen mükemmel insan fotoğrafı veriyorlar.
Bu haberleri halka ulaştıran medyanın tamamına yakını iktidarın kontrolünde. Böyle giderse önümüzdeki 5-10 sene sonra, bu asrın en büyük kötülüklerini yapanların isimleri Google’la yazıldığında “mükemmel bir insan” olarak çıkacak.
Kazara aleyhte bir haber çıkacak olsa “ya PKK’nın ya FETÖ’nün kara propagandası” diyerek itibarsızlaştırıyor ve anında yayın yasağı getiriyorlar. Bu haberleri yapanlar ise kendisi ya sürgünde ya da hapiste buluyor.
Yakın zamana kadar “Türkiye dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke” idi. Neyse ki hapisteki gazetecilerin bir kısmı cezasını doldurduktan sonra tahliye oldular da birincilik şimdilik Çin’e geçti.
İşte bu yüzden zor şartlarda gazetecilik yapmaya çalışan arkadaşlarımızın ortaya koyduğu ürünler çok değerli. Bu nedenle her türlü desteği hak ediyorlar.