AK Parti kapatılır mı?

YORUM | BÜLENT KORUCU 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İktidara gelirsek AK Parti’yi kapatacağız; AK Parti ile çalışan memurları işten atacağız; AK Parti ile iş yapanların mallarına el koyacağız diyorlar” sözleri ciddiye alınmayı hak ediyor mu? CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dışında önemseyip üzerinde konuşan çıkmadı.

Erdoğan, her zamanki gibi partililerin şuuraltına seslenip CHP fobisini canlı tutmaya çalışıyor. En az bunun kadar önemli mesaj da suç ortaklarına gidiyor: Haksız kazanımlarınızı korumak istiyorsanız ellerinizi gevşetmeyin!

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

AK Parti’yi kapatmak hukuken ve fiilen pek mümkün görünmüyor. 2010’dan sonra mevzuatta yapılan değişiklikler ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kimi kararları, 1961’den bu yana 24 defa yaşanan ayıbın tekrarlanmasını zorlaştırıyor. Kapatmaya yetkili AYM üyelerinin Erdoğan tarafından karpuz seçer gibi atandığı gerçeğini de göz önünde bulundurursak, abesle iştigal edildiği daha iyi anlaşılır.

Başka bir açıdan baktığımızda AK Parti’nin zaten kapatıldığını söylemek mümkün. AK Parti’ye rengini verip kimliğini oluşturan kişilerin neredeyse hiçbiri artık o çatı altında değil. Yola çıkış ilkeleri de terk edilmiş durumda. Daha önemlisi 2008’deki kapatma davasında tek başına direnen Haşim Kılıç’ın akıbeti. AK Parti’yi kapanmaktan kurtaran oyun sahibi, bazı durumlarda hukuka uygun kararlar verilmesine öncülük etti diye şeytanlaştırıldı. Havuz Medyası tarafından manşetlerden darbeci ilan edildi. Oğlu üzerinden şantaj yapılarak yeni siyasi hareketler içinde olması engellendi. HADEP’in yerine HDP’nin Fazilet’in yerine Saadet’in kurulması gibi AK Parti de AKP’ye dönüştü. Diğerlerinde tabela değişiyordu; son örnekte tabela aynı geriye kalan her şey değişti. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele vaadiyle iktidar olan parti; toplumu felç eden bu üç zehrin bizzat kaynağına dönüştü.

Bu arada göreceli olarak daha sahici bir kapatma tartışması Halkların Demokratik Partisi (HDP) etrafında dönüyor. Daha sahici demem güçlü bir ihtimal anlamına gelmiyor. Mevzuattaki değişiklikler elbette HDP’nin de kapısına kilit vurulmasını zorlaştırıyor. Erdoğan dört partisi kapatılmış bir siyasi geleneğin temsilcisi olarak pek istekli durmuyor. Demokrasi havarisi olduğundan değil, çelişkiyi tabanına izah etmekte zorlanacağını düşünüyor. Bir de uluslararası camia ve onların yönlendirdiği fonlar meselesi var. Ama yine de kesin konuşmamalı; AKP-MHP Koalisyonunda zor yok, imkansız ise biraz zaman alıyor!

Kapatma davaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından re’sen açılabildiği gibi Bakanlar Kurulu adına Adalet Bakanı veya Meclis’te grubu bulunan bir partinin başvurusuyla da başlatılabiliyor. Yani kürsülerden ‘itlaf’ gibi çirkin ve faşistçe açıklamalar yapan MHP’nin süreci başlatma hakkı var. Bundan kaçınmaları, konuyu siyasi manevralarında araçlaştırma arzularının göstergesi. “HDP açılmamak üzere kapatılmalı” açıklamalarıyla ortağını sıkıştıran Devlet Bahçeli için sonuç almak şimdilik ikinci planda.

Partiyi kapatmadan siyaset yapamaz konuma getirme taktiği tam gaz sürüyor.

Meclis Genel Kurulu’na gönderilen 62 fezlekeden 50’si HDP milletvekilleri hakkında. Kayyım protestoları, parti faaliyetleri ve sosyal medya paylaşımları birer fezleke konusu. Zaten 2016’dan bu yana 18 vekil tutuklanmış, 13 vekilin vekillikleri düşürülmüş durumda. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ‘tutukluluğu hukuksuz ve siyasi bir karar, derhal salıverin’ dediği eski Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş da halen tutuklu 7 eski vekilden biri. 37 belediye eş başkanı tutuklandı, 48 belediyeye ise kayyım atandı. Seçim çalışması ve afiş asma sırasında gözaltına alınanlarla birlikte binlerce partili cadı avından payına düşeni alıyor.

Sanki demokrasi adına söylüyormuş gibi yapan Erdoğan’ın ‘kurumsal cezaya gerek yok, kişileri cezalandıralım’ stratejisi sonuç verecek gibi durmuyor. Bu güne kadar Kürtlerin kurduğu ya da onların da siyaset yapmasına imkan tanıyan 14 parti bölücülükten kapatıldı. 15’incisini kurmak zor olmayacak. Aynı şekilde tutuklanan ve siyasi yasaklı durumuna düşen siyasilerin yerine de yenisi geliyor. Kürt siyaseti bir kadro hareketi olarak öne çıkıyordu. Demirtaş’la birlikte içinden son yılların en etkili lideri de çıkmış oldu. Erdoğan-Bahçeli ortaklığının, ana muhalefet CHP’ye kurusıkı atıp HDP’ye füze göndermesinin sebebi, kadro ve teşkilat gücü yanında Demirtaş’ın gelecek vaat eden liderliği.

Pekala, AKP kapatılırsa küllerinden yeni bir parti doğar mı? Çok ihtimal vermiyorum; çünkü fikri temellerini kaybetti. Sadece bir suç ve çıkar birlikteliğine dönüştü. Bayrağı taşıyacak bir kadrosu da yok. Hanedanın adını sürdürecek Damat Berat Albayrak’ın esrarengiz istifası ve ortadan kaybolmasından sonra aile şirketi havası da bozuldu. Erdoğan’ın kişisel şovu bittiğinde perde kapanacak.

2 YORUMLAR

  1. “AK Parti’yi kapatmak hukuken ve fiilen pek mümkün görünmüyor. 2010’dan sonra mevzuatta yapılan değişiklikler ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kimi kararları, 1961’den bu yana 24 defa yaşanan ayıbın tekrarlanmasını zorlaştırıyor. Kapatmaya yetkili AYM üyelerinin Erdoğan tarafından karpuz seçer gibi atandığı gerçeğini de göz önünde bulundurursak, abesle iştigal edildiği daha iyi anlaşılır.”

    Tarik Toros’un dediği gibi tasmayı kim tutuyorsa onun gösterdiği tarafa ….lar. O elin bir gecede değişme ihtimali varsa, diğerleri de bir gecede gerçekleşebilir. Biz toplum olarak gücün, makamın, paranın ….leriyiz.

  2. Önemli olan herhangi bir partinin kapatılması değil. İktidar olduğu dönemlerde ki, hukuk dışı icraatlarının belgelenerek, YARGILANMASI olmalıdır. Yargılanarak hak ettikleri cezayı alsınlar ki, ülkemizin ve milletimizin kaynaklarını peşkeş çekmek için bir araya gelen menfaat ve çıkar şebekeleri, bir daha bu türlü oluşumlara cesaret edemesinler. En önemlisi toplumun cehalet ve yoksulluğunu küçük yardımlarla oy potansiyeline çevirmesinler. AKP YARGILAMASI DÜNYA ÜLKELERİNE, TÜRK ADALETİNİN BİR HUKUK MANİFESTOSU OLMALIDIR. İNŞAALLAH

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin