YORUM | CEMİL TOKPINAR
Birkaç ay önce bir arkadaşımızın evinde kahvaltılı sohbet vardı.
Sohbet bölümüne geçtiğimizde kahvaltıda olan iki delikanlıyı görememiştim.
Eğer herkesin katılabileceği temel konuları sohbet ediyorsak çocukların ve gençlerin olmasını hep arzu ediyordum.
Bu yüzden babalarına şöyle dedim:
“Delikanlılar nerede? Müsaitlerse gelebilirler mi?”
Az sonra içeri giren gence sordum:
“Neden gittin, sohbete katılmıyorsun?”
“Yer yoktu abi” dedi. “Onun için çıktım.”
“Olur mu?” dedim. “Başımızın üzerinde yerin var. Hem bak benim sağ tarafımdaki koltuk da müsait.”
Kendisiyle tanıştıktan sonra sohbete devam ettim.
Sohbetten sonra kardeşiyle kendisine birkaç kitap hediye ederek namazla ilgili olanı daha önce okumasını söyledim.
“Şimdi okuyamam abi” dedi.
Şaşırmıştım. Biz gençliğimizde yazarların imza sıralarında bekler, birkaç kelime konuşunca çok mutlu olurduk. Acaba niçin okuyamayacaktı?
“Çünkü çok yoğunum” dedi.
“Hayırdır ne yapıyorsun?”
“Risale-i Nur okuyorum.”
Aman Allah’ım! Risale-i Nur okuyormuş. Rabbim sana şükürler olsun. Fidan gibi delikanlı. Uzun boylu olunca daha büyük sanıyordum. Henüz 15 yaşında ve dokuzuncu sınıfa gidiyormuş.
“Ne kadar okuyorsun?” diye sordum.
“Bazen günde yüz sayfa okuyorum. Çünkü para ödüllü yarışma var. Külliyatı bitirmem lâzım” diye cevap verdi.
Sevinçten uçuyordum. Pırıl pırıl bir genç. Hedefi oyun eğlence değil. Kaldı ki, helal dairesi geniştir. Meşru olan oyun eğlenceyle de meşgul olabilir.
Ama onun hedefi Risale-i Nur Külliyatını bitirmek. Meğer kendileriyle ilgilenen rehber ağabeyleri üç kategoride yarışma açmış. Onun gibi birçok genç kazanmak için gece gündüz Risale okuyor.
Bu muhteşem hatıra beni o kadar mutlu etti ki…
Hayalim çocukluk yıllarıma gitti. Gençliğimdeki okuma programlarına, Risale kamplarına daldım. Yaşımız ilerledikçe devam ettiğimiz ailece yapılan kampları düşündüm. Ne güzel günlerdi.
Şimdi ailemizde tatlı bir heyecan var.
Tıpkı hafta sonları iki günlük yaptığımız yoğun kampların heyecanı gibi.
Buna katılmak için hafta sonu programlarımızı başka günlere erteledik.
Yarın hep beraber Asâ-yı Musa kampına katılıyoruz.
Bir taraftan “Nerede o eski kamplar” derken bir taraftan gelecekte hayırla yâd edeceğimiz güzellikler biriktirmek istiyoruz.
Bu kamp 11-12 Aralık 2021 tarihlerinde yapılacak. Yani bu Cumartesi – Pazar…
İki gün içinde Asâ-yı Musa’yı baştan sona okuyup müzâkere edeceğiz, akşamlarında Kahoot Yarışmalarına katılacağız.
Siz de var mısınız ailece bu kampa katılmaya?
Program tamamen online.
Yani nerede olursanız olun kolayca katılacaksınız.
Kanada’dan Avustralya’ya, Amerika’dan Avrupa’ya Brezilya’dan Japonya’ya kadar dünyanın her yerinden öğrenciler olacak.
Yaşlar ayrı başlar ayrı, renkler ayrı diller ayrı, ülkeler ayrı milletler ayrı olacak.
Ama bu ayrılıkta gayrılık yok.
Tıpkı Üstadımızın dediği gibi, “Bizim gibi hakikat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve mekân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni teşkil etmez. Biri şarkta, biri garpta, biri mazide, biri müstakbelde, biri dünyada, biri âhirette olsa da, beraber sayılabilirler ve sohbet edebilirler.”
Otomobilde Risale okutturup onu “seyyar dersane” diye öven, teksir makinesine “bin kalemli bir nur talebesi” ismini takan canım Üstadım, bu çağın imkânlarını görse ne derdi acaba?
Bizleri övmez, muhtemelen bir güzel döverdi. “Keçeliler, bunca imkan varken neden yeryüzünü dershaneye çevirmiyorsunuz?” diye sitem ederdi.
Evet dostlar, Respect Graduate School sizleri birinci online kitap okuma ve müzâkere kampına davet ediyor.
11 Aralık – 12 Aralık tarihlerinde yapılacak online kampta Risale-i Nur’un Asâ-yı Musa kitabı sekiz oturumda baştan sona okunacak
Birer saat süren okuma seanslarının arkasından müzakereci hocalar, okunan bölümleri özetleyip izah edecek ve kamp katılımcılarından gelen soruları cevaplayacaklar.
Koca Asa-yı Musa kitabı iki günde bitecek Allah’ın izniyle.
Belki de, “Çocuklarımız ve gençlerimiz Risalenin ağır dilini nasıl anlayacak?” diyebilirsiniz.
Ona da çözüm bulundu. Metinlerin okunmasında sadeleştirilmiş Risaleler esas alınacak.
Duamız o ki, sadeleştirilmiş Risalelerle okumaya ve dinlemeye başlayan ciğerparelerimiz zamanla Risalenin orijinal dilini anlamayı başaracak.
Bu mükemmel programı hazırlayan Respect Graduate School’un sloganı harika:
“Gelin yine yeniden Risale-i Nur’a yönelelim!”
İki günde sekiz saat okuma, beş saatin üzerinde müzakere ve soru cevap, iki saatlik Kahoot Yarışmasına katılacaksınız.
Kayıtlar ücretsiz olmakla birlikte katılım için kayıt zorunlu! Çünkü işi daha sıkı ve ciddi tutmak, yarışmaları düzenlemek, sertifika alabilmek için kayıt gerekiyor.
Peki, Risaleleri kimler okuyacak, kimler müzakere edecek derseniz, onu da söyleyelim.
Mahmut Ünver, Serdar Özgüven, Dr. Yüsra Mesude, Necati Mert, Kerim Balcı ve Dr. Hakan Gök metinleri okuyacak.
Seyid Nurfethi Erkal, Prof. Ayhan Tekineş, Emine Eroğlu, Yusuf Bayram, Dr. Hakan Gök, Necati Mert ve Kerim Balcı ise müzakere ve soru-cevap oturumlarını yönetecek.
Her biri ömrünü Risale-i Nur okumak ve anlamak yolunda fani etmiş hocalarımız.
“Acaba ne zaman kayıt olsak” diye düşünmeyin.
Çünkü yarın başlıyor.
Tereddüt etmeyin, hemen bugün kaydolun.
Biraz da teknik bilgiler vereyim ki, aşk ve şevk ile çıktığınız bu yolda başarıyla yürüyün.
Kayıttan sonra size özel gönderilmiş katılım linki sayesinde dersi dinleme süreniz ölçülecek. Kamp süresinin yüzde sekseninden fazlasına ve Kahoot Yarışmasına katılanlara sertifika gönderilecek.
Ayrıca ödül de var.
Kahoot Yarışmasının birincisine Risale-i Nur’u Külliyat hediye edilecek.
Önemli bir husus da şu:
Kamp New York saatine göre sabah 09.00’da başlayacak.
Bu Orta Avrupa saat dilimini kullanan Almanya, Fransa gibi ülkeler için öğleden sonra 15.00 demek. Türkiye içinse 17.00 oluyor.
Şimdi aklınızdan şu geçiyor sanırım:
“İyi ama şu anda elimizde Asâ-yı Musa kitabı yoksa ne yapacağız?”
Kolayı var. O da düşünülmüş.
Kamp programındaki sayfa numaraları, Asa-yı Musa’nın Ufuk Yayınlarınca yayınlanmış sadeleştirilmiş metninin sayfa numaraları. Bu metin kamp boyunca ekrana yansıtılacağı için hiçbir mazeretiniz kalmıyor.
Bu tatlı konuyu tatlı bir hatıra ile bitirelim.
Üstad Hazretlerinin kahraman ve fedakâr talebelerinden Mustafa Sungur Ağabeyden bir söz aktaracağım.
Hani Üstadımızın, “Sungur, hayatım, hayatınla devam edecek” dediği kahraman ağabey. Hani “Biz Üstadın varisiyiz, Hocaefendi vekilidir” diyen canım ağabeyim.
Evet, evli olduğu halde evinin yüzünü yıllarca görmeyen, ilk çocuğunu iki buçuk yaşına gelince kucağına alan, hapis, takip, hastalık dinlemeyen bu güzel insan demiş ki:
“Halı döşenmiş dershanelerde, koltuğa oturup, bir elinde çay, bir elinde Risale okumak zor mu?”
Zor değil canım ağabeyim. Hele sen bugünleri görseydin, belki de, “Böyle güzel hocalar eşliğinde, dünyanın dört bir yanından, online Asâ-yı Musa kampına katılmak zor mu?” derdin.
Zor değil elbet.
Katılacağız. Hem de ailece katılacağız.
Bu arada geniş bilgiyi şu linkten öğrenebilirsiniz:
https://turkce.respectgs.us/risale-i-nur-okulu/asa-yi-musa-okuma-ve-muzakere-kampi/