Ana Sayfa Güncel AİHM, kapatılan Meydan gazetesi eski yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunda Türkiye’yi mahkum etti

AİHM, kapatılan Meydan gazetesi eski yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunda Türkiye’yi mahkum etti

ENSAR NUR | TR724 STRAZBURG

Strazburg’da bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kapatılan Meydan gazetesinin eski yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunu bugün karara bağladı. Mahkeme, Türkiye’yi özgürlük ve güvenlik hakkını ve ifade özgürlüğü hakkını ihlal ettiği için mahkum etti ve Kılıç’a 12 bin 275’i manevi olmak üzere toplamda 13 bin 375 Euro tazminat ödenmesine hükmetti.

AİHM, 26 Temmuz 2016’da tutuklanan ve 8 Mart 2018 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Habertürk TV’nin eski Genel Yayın Koordinatörü ve kapatılan Meydan gazetesi köşe yazarı Abdullah Kılıç’ın başvurusunu değerlendirdi.

AİHM, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100’üncü Maddesi kapsamında başvurucunun suç işlediğine dair kuvvetli şüphe oluşturan olgusal unsurların bulunmaması sebebiyle mahkeme öncesinde tutuklu yargılanmasının hukuksuz olduğuna kanaat getirdi ve Türkiye’nin Kılıç’ın özgürlük ve güvenlik hakkını (madde 5) ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme 5’inci maddenin 1, 3, 4 ve 5’inci fıkralarından ayrı ayrı ihlal kararı verdi.

Mahkeme ayrıca, Kılıç’ın tutuklu yargılanması ve tutukluluğunun devam etmesi nedeniyle ifade özgürlüğü hakkının (madde 10) da ihlal edildiğine karar verdi.

Son olarak, Sözleşme’nin 18’inci maddesi uyarınca, Kılıç ve avukatı, eleştirel görüşlerini ifade ettiği için gözaltına alındığından şikayetçi olsa da, AİHM 18’inci maddenin ihlaline daha önce Mehmet Altan, Şahin Alpay, Atilla Taş ve Murat Aksoy kararlarında değinildiği için tekrar değerlendirmeye gerek olmadığını belirtti.

Yazılar ve tweetler terör örgütü üyeliğine delil sayıldı!

Abdullah Kılıç, 8 Mart 2018 tarihli bir kararla İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Kılıç’ın silahlı terör örgütü üyeliği mahkumiyetine,

  • 9 Ekim 2015 ve 26 Şubat 2016 tarihleri arasında Meydan gazetesinde yayınlanan ve kendisi tarafından kaleme alınan 6 köşe yazısı ;
  • başvuranın hesabından atılan 7 tweet;
  • Bank Asya’da bir banka hesabının bulunması;
  • ve “FETÖ/PDY” örgütünün liderlerinden biri tarafından kontrol edildiği iddia edilen “Fuat Avni” hesabından atılan bir tweet, delil olarak gösterilmişti.

Kılıç’ın tahliyesini isteyen savcı ve tahliye eden hakimler görevden alındı!

Kılıç’ın da aralarında bulunduğu gazetecilerin “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklu olarak yargılandığı davanın 31 Mart 2017 tarihli ilk duruşmasında 21 gazeteci hakkında tahliye kararı verilmiş, ancak Kılıç’ın da aralarında bulunduğu 13 gazeteci, cezaevi çıkışında bu kez cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ettikleri şüphesiyle yeniden gözaltına alınarak tutuklanmıştı.

3 Nisan 2017 tarihinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), başvuranın tahliyesine karar veren İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerini ve 3 ay süreyle cezaevinden tahliye edilmesini talep eden Cumhuriyet savcısını görevden almıştı.

AYM, 2020’de ikinci tutukluluğun ihlal olduğuna hükmetti

Kılıç’ın başvurusunu 2017 yılında alan AİHM, taraflara sorularını 27 Ağustos 2018’de yöneltmişti. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararı ise sonrasında geldi.

AYM, 8 Ocak 2020’de gazeteci Abdullah Kılıç’ın tutuklu yargılandığı davada tahliyesine karar verilmesinin ardından cezaevi çıkışında gözaltına alınarak ikinci kez tutuklanması nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği gerekçesiyle 25 bin TL tutarında tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Yüksek mahkeme, Kılıç’ın başvurusundaki diğer iddiaların ise kabul edilemez olduğuna karar vermişti.

AYM, birinci tutuklama yönünden Kılıç’ın başvurusundaki,

  • “tutuklamanın hukuki olmamasından dolayı kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği,”
  • “hükümle birlikte verilen tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu,”
  • ve “hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına yönelik itirazı inceleyen mahkemenin tarafsız olmamasından dolayı kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği,” iddialarının “açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna” oybirliğiyle karar vermişti.

1 YORUM