HABER-YORUM | MEHMET DİNÇ, STRAZBURG
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland 15-16 Temmuz tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Beklentiler Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü gibi konuların görüşülmesi yönünde… Fakat esas gündem, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi’ne ödediği yıllık katkı payını 20 Milyon Euro azaltarak 33 Milyon Euro’dan, 13 Milyona çekmesi ve AİHM’e gelen on binlerce dosyadan kurtulmak olduğunu tahmin etmek zor değil.
Hak ihlalleri kimsenin umurunda değil!
15 Temmuz olayının ardından Strasbourg’da toplanan AKPM genel kurulunda 47 ülkenin parlamenterlerine seslenen Jagland, Türkiye’den Strasbourg’a gelebilecek dosyaları “sel gibi” ifadeleriyle tanımlamıştı. Hakikaten söylediği gibi çok kısa sürede Strasbourg’a on binlerce dosya gönderildi. AİHM, Avrupa Konseyi ve Türkiye hükümeti arasında icat edilen OHAL komisyonu adındaki oluşum sayesinde AİHM çalışanları 30 bin civarından davadan kurtulmuş oldu. AİHM gibi bireysel başvuru hakkının bulunduğu AYM’nin aldığı kararların alt mahkeme tarafından uygulanmaması ise tekrar bir tedirginlik oluşturdu.
“AYM’nin kararları uygulanmazsa hukukun üstünlüğü zarar görür”
Jagland yargı mensuplarına yaptığı konuşmada AYM kararlarının mutlaka uygulanması gerektiği aksi takdirde hukukun üstünlüğü ilkesinin zarar göreceğini ifade etti. Ayrıca kararlara uyulmadığı takdirde Strasbourg’a davaların sel gibi akacağı ifadesini yineledi. Türkiye ziyaretinde Jagland’ın sözcüsü Daniel Holtgen twitter hesabından yaptığı açıklamayla bu korkuyu tekrar ifade etmiş oldu. Holtgen “AİHM, olağanüstü hal esnasında ihraç edilen ve tutuklanan binlerce vatandaş için etkili bir hukuk yolu olmadığına hükmederse, Türkiye’den Strazburg mahkemesine (AİHM’e) binlerce yeni başvuru yapılması riski bulunuyor.” ifadeleriyle durumu özetledi.
AİHM’in hantal işleyen prosedürleri sebebiyle mahkemeye gelen dosyalar en iyi ihtimalle 5-10 yıl arasında karara bağlayabiliyor. AİHM önünde bulunan dosya sayılarını ve bir yıl boyunca sonuçlanan dosya sayılarını göz önünde bulundurarak çok defa matematik hesabı yaptık. AİHM, dosyaları geri çevirmeyip hepsini eritmesi 50 yılı buluyor.
OHAL Komisyonunun işlevi, insan hakları ihlalleri, OHAL süreci, ifade özgürlüğü konularında yaşanan sıkıntıların gündeme alınması, Türkiye’nin tekrar demokrasi çizgisine gelmesini isteyen her kesimin beklentisi. Fakat hükümet yetkilileriyle görüşen ve ardından açıklamalar yapan tarafların ifadelerine göre henüz bu yönde ifadeler duyamadık.
Tutuklu gazeteciler ve ifade özgürlüğü
Medyaya yansıyan haberlere bakılırsa gazeteciler ve medya özgürlüğü konusu da ziyarette gündem olmadı… Türkiye’nin son dört-beş yıldaki en büyük sorunlardan birisi ifade ve medya özgürlüğü sınırlarının alabildiğine daraltılması. Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu aldığı kararlarda özellikle üzerinde dursa da hükümetin cevabı sınırları daha fazla daraltmak oluyor. Her geçen gün kapanan medya organı sayısı artarken hapishanelere yeni gazeteciler, sosyal medya hesaplarında eleştirel paylaşımlar yapan vatandaşlarla getiriliyor. Jagland’ın en önemli gündem maddeleri arasında olması beklenen bu konu hakkında görüşmeler sonunda ne gibi gelişmeler yaşanacak hep birlikte göreceğiz.
AİHM gazeteciler hakkında kararını açıklayacak
Diğer taraftan AİHM, gazetecilerin davalarını öne alacağını belirtmişti. AYM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında verdiği kararın alt mahkeme tarafından tanınmaması Türkiye’de hukukun bittiğinin resmi olmuştu. Gazetecilerin davalarına öncelik verileceğini açıklayan AİHM başkanı Raimondi 2017 yıllık raporunu sunarken yaz aylarına girmeden gazeteciler hakkında bir karar açıklayacaklarını ifade etti.
Ziyarete dönersek, Jagland, AYM başkanı Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, Dışişleri bakanı Çavuşoğlu, AB Bakanı ve başmüzakereci Ömer Çelik, Adalet bakanı Abdülhamit Gül ve HDP eş başkanlarıyla bir araya geldi. Görüşmelerde mültecilere ev sahipliği yaptığı konusunda teşekkür ettti. Terör örgütleri ile mücadelede destek istedi.
Jagland ile yaptığı görüşme sonrasında sözcüsü Danile Holtgen ise twitter hesabından yaptığı açıklamada, dikkat çeken şu mesajı paylaştı: “AİHM, olağanüstü hal esnasında ihraç edilen ve tutuklanan binlerce vatandaş için etkili bir hukuk yolu olmadığına hükmederse, Türkiye’den Strazburg mahkemesine (AİHM’e) binlerce yeni başvuru yapılması riski bulunuyor.”