AİHM, 62 polisin ve Hidayet Karaca’nın tahliyesine karar veren hakimler Özçelik ve Başer’in tutuklanmasını hukuka aykırı buldu

ENSAR NUR | TR724 STRAZBURG

Strazburg’da bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), “Paralel Yapı” soruşturmaları kapsamındaki tutukluların tahliyesini kararlaştıran ve meslekten ihraç edilen hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer’in ilk tutukluluk hallerinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi ve Türkiye’yi mahkum etti.

AİHM, aralarında Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse ve Hidayet Karaca’nın da bulunduğu tutuklu isimlerin tahliyesine karar veren hakimlerin, meslekten ihraç edilip tutuklanmalarına yönelik başvuruda Başer ve Özçelik’i haklı buldu.

AİHM, hakimlerin ilk tutuklulukları sırasında bir suç işlediklerine dair makul şüphe bulunmadığına karar verdi ve hakimlerin özgürlük ve güvenlik haklarının ihlal edildiğine kanaat getirdi. Türkiye, Başer ve Özçelik’e 5’er bin Euro tazminat ödeyecek.

Hakimler Ranzoni ve Koskelo: 5 bin Euro’dan fazla tazminat verilmeliydi!

“Söz konusu davada manevi tazminat olarak ödenen 5 bin Euro, Mahkeme’nin yakın zamanda tutuklu yargılamayla ilgili davalarda hükmettiği miktarla hiç de örtüşmediğini açıkça göstermektedir. Mevcut davanın özel koşulları göz önüne alındığında, başvuranların her birine 16 bin Euro tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürmemekle birlikte, 5 bin Euro’dan önemli ölçüde daha yüksek bir meblağın ödenmesi haklı olabilirdi. Bu bağlamda, başvuranların yargılama öncesi tutukluluklarının, 5 § 1 maddesi anlamında yasal olmadığını ve cezai suç işlediklerine dair makul bir şüpheye dayanmadığını ve cezai mahkumiyetlerine kadar 2 yıl sürdüğünü akılda tutmakta fayda vardır.”

Hakim Kuris: İfade özgürlüğü ihlali de incelenmeliydi

“Başvuranların 10. madde kapsamındaki şikâyetlerini incelemenin “gereksiz” olduğu görüşüne katılmıyorum. Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin, başvuranların “ifade özgürlüklerini” kullanmaları anlamına geldiği iddia edilen yargısal işlevlerini yerine getirmelerini içeren mevcut davada ele alındığı gibi durumlara uygulanabilirliğinin kapsamını açıklığa kavuşturmaya çalışmalıdır.”

Ne olmuştu?

22 Temmuz 2014’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpası, Selam Tevhid kumpası, Tahşiye grubuna yönelik kumpas ve emniyetteki paralel yapı” soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan, aralarında eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Erol Demirhan, Serdar Bayraktutan ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da bulunduğu isimlerin yanı sıra Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in tahliye dilekçeleri 29.Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Metin Özçelik’e sunulmuştu.

Savcıların ve Sulh Ceza Hakimlerinin Metin Özçelik’i yargılamada yetkisi olmadığı gerekçesiyle reddetmesi sonucunda, Özçelik İstanbul Adliyesi’nde görevli tüm sulh ceza hakimlerinin reddine karar vermiş, tahliye dilekçelerini İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesi’ne iletmişti. İstanbul 32.Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi olan Mustafa Başer de tahliye taleplerini değerlendirmiş, ardından “Paralel Yapı” soruşturmalarında tutuklu tüm isimlerin tahliyesine karar vermişti.

HSYK, tutukluların reddi hakim talebini kabul eden hakim Metin Özçelik ile tutukluları serbest bırakan Mustafa Başer hakkında inceleme başlatmış ve açığa almıştı. Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Nisan 2015’te Metin Özçelik’in, 1 Mayıs 2015’te Mustafa Başer’in tutuklanmasına karar vermişti.

HSYK 2.Dairesi de 21 Ocak 2016’da Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in meslekten ihracına karar vermişti. 24 Nisan 2017’de Yargıtay 16. Ceza Dairesi, “terör örgütü üyeliği” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından hakimlere 10’ar yıl hapis cezası vermişti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin