6 Haziran günü gözaltına alınan ve dört gün sonra tutuklanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’la ilgili tepkiler gelmeye devam ediyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, Taner Kılıç’la ilgili suçlamaların tamamen asılsız ve hiçbir kanıta dayanmadığını savundu.
Gardner, “Üç günlük gözaltı süresinden sonra Taner Kılıç’ın tutuklanması gerçekten korkunç bir adaletsizlik. Şimdiye kadar herhangi bir somut, inandırıcı bir delil gösterilmeden tutuklanması gerçekten çok kaygı verici” şeklinde açıklama yaptı.
Gardner, “Taner Kılıç, Uluslararası Af Örgütü’nün çalışmalarından, insan hakları ihlallerine karşı yürüttüğü çalışmalardan dolayı gözaltına alınıp tutuklandı” diye konuştu.
Gardner Türkiye’deki durumu ise şöyle özetledi: “İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, kısacası hükümeti, devleti eleştiren insanlar hedef haline geldi.”
Bu ilk değil, benzeri 50 bine yakın tutumlu var
Amerikan’ın Sesi’ne konuşan Andrew Gardner, Türkiye’de bunun bir ilk olmadığını, bu dönemde sıkça bu tarz olayların yaşandığını vurguladı.Türkiye’de 50 bine yakın tutuklu olduğunu söyledi. Baktıkları vakalarda böyle birçok sorunla karşılaştıklarını belirten Gardner, hiçbir somut kanıt gösterilmeden insanların gözaltına alındığını hatta tutuklandığını kaydetti ve ekledi: “İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, kısacası hükümeti, devleti eleştiren insanlar hedef haline geldi.”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın dosyasına bakıldığında Bylock indirilip kullanıldığına dair bir iddianın olduğunu dile getiren Andrew Gardner, bunu da kanıtlayacak herhangi bir delilin bulunmadığını söyledi.
Taner Kılıç’ın bu iddianın tamamen asılsız olduğunu, ya teknik hata ya da bir komplo olduğunu savunduğunu belirten Andrew Gardner, onun dışında akrabalık ilişkisi, Zaman gazetesine abonelik, kızını gönderdiği okul ve bir zamanlar Bank Asya’da olan hesabını delil olarak gösterdiklerini belirtti.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, hem Taner Kılıç’ın serbest bırakılması için konuda kampanya yürüteceklerini hem de Türkiye’de insan hakları ihlallerine karşı yürüttükleri çalışmalara korkmadan devam edeceklerini söyledi.