2002 yılından bu yana aynı üniversitede görev yapan (daha öncesinde de öğrenci olarak oradaymış), haliyle aynı şehirde yaşayan Adil Öksüz, bir gece aniden “Darbenin kilit ismi” oluverdi. Habertürk’ün konuşturduğu öğrencileri de Star’ın sordurduğu Sakarya Üniversitesi öğretim üyeleri de bir ağızdan, “Ondan beklemezdik.” dediler. Açıkçası, ne yalan söyleyeyim, fotoğraflardaki mülayim hâline bakınca, pek de öyle “Asker imamı” izlenimi edinemiyor insan.
ADİL ÖKSÜZ, HAKKATEN O ADİL ÖKSÜZ MÜ?
Adil Öksüz’ü şahsen tanımıyorum. İsmini de ilk kez, darbe gecesi duydum. Sade bir vatandaş olarak, “Acaba Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu ‘darbenin kilit ismi’ hakkında ne biliyor?” diye meraka düştüm. Hakkında yazılıp çizilenlere bakarak, bir çeşit “Adil Öksüz gerçekten de bahsi geçen kişi mi?” okuması yapacağım müsaadenizle. Zira okuduklarım, merakımı gidermekten çok arttırdı.
Bu konuda en lezzetli merak sahibi insan, Abdülkadir Selvi. Bazı iddialar ortaya atıyor, mesela Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a karşılık, Adil Öksüz’ün serbest kaldığını söylüyor. Ama bunun “maddi dayanaktan yoksun” olduğunu da ekliyor. Halbuki diğer her şey, mesela Adil Öksüz’ün “darbenin planlayıcısı olduğu” ya da “Fethullah Gülen’den aldığı emri askerlere ilettiği” sanki maddi dayanaklara sahipmiş gibi yapıyor.
Ama Selvi’nin diğerlerinden farklı bir tarafı var: Adil Öksüz’ün “çift taraflı ajan” olabileceği tezini ilk kez o yazdı. Hatta, bir el tarafından korunduğunu iddia etti. Sonra Fehmi Koru bu iddiayı alıp, Efkan Ala’nın içişleri bakanlığından alınmasının Adil Öksüz’le ilgili olabileceğini söyledi.
BİLDİKLERİMİZ, BİLMEDİKLERİMİZ
Adil Öksüz’le ilgili bildiklerimiz şöyle: Darbe gecesi bir kısım yayınlarda söylendiğinin aksine Akıncılar Üssü’nde değil üs yakınlarında bir ilçede gözaltına alınmış. Bir bakmışlar, bir ilahiyat hocası. İç çamaşırına kadar soyulup resimleri çekildiği, 2-3 gün gözaltında kaldığı hâlde (bazı kaynaklar da 15 dakika sürdüğünü söylüyor sorgusunun), Cemaat’e yakın bir şirkete ilk kez kayyım atayacak kadar ‘cesur’ bir hâkim tarafından serbest bırakılmış. 4 bine yakın hakim savcı meslekten atılıp tutuklanırken Öksüz’ü sorgulayan hakimler hakkında, haftalarca süren yayınlar sonrası inceleme başlatıldı. Adliyeden çıkış görüntüleri ‘makul bir süre’ iktidar medyasınca askeri üsten çıkış görüntüleri diye yansıtılan Adil Öksüz, ifadesinde, oraya arsa bakmaya gittiğini söylüyor.
Gözaltına alındığı saate de bir türlü karar verilemedi. 16 Temmuz günü saat 15:00 diye yazan da oldu, sabah 10:00 diyen de. Ama kimse sormadı; gece yarısı ‘darbe püskürtüldüğüne’ göre, sabahın köründe üssün civarında ne arar bir insan?
14 yılda 109 kez yurt dışına çıkmış ama bunları hep tatil günlerinde yapmış. Bu kadar sürede sadece 4 kez özel izin almış üniversiteden. Onu bu kadar şaibeli yapan bir başka şey, darbeden birkaç gün önce ABD’den Türkiye’ye giriş yapması.
BÜTÜN ‘İMAMLAR’ YURTDIŞINDAYKEN…
İktidar medyasında çıkan Adil Öksüz portreleri, her zamanki gibi çelişkilerle dolu. Bir yandan “kendisini çok iyi gizlemiş” deniyor, diğer yandan Cemaat’in en çok bilinen İlahiyat dergisi Yeni Ümit’te makaleler yazıyor. Üstelik kendi ismiyle. Kemalettin Özdemir, 2012’de devlete Adil Öksüz’ün “Hava Kuvvetleri İmamı” olduğunu bildirdiğini söylüyor. Daha önce bu görevde olduğu iddia edilen Hamidullah Öztürk, “deşifre olunca” Brezilya’ya gitmiş. Fakat Adil Öksüz, 2012’de “deşifre olduğu” hâlde görevini sürdürmüş mü yani?
Star’daki bir portrede, “Onunla aynı pozisyonda olan imamların hepsi yurtdışına kaçmasına rağmen” Gülen’in onun kaçmasına izin vermediği bilgisi yer alıyor. Nedenmiş? Darbe yapacakmış çünkü. “Her şey detaylarına kadar planlanıyor ve başarısız olacaklarını hiç tahmin etmiyor.” Yine Sakarya’dan akademisyenlere dönersek, Adil Öksüz’ün “o kapasitede” olmadığı söylenmişti. Üstelik evde durmaya dayanamayacak ve bizzat darbeyi üssünde yönetecek?
Ayrıca bir gazetedeki portresinde şu bilgi var: “Dikkat çekmemek için asker imamları ilahiyatçılardan seçiliyor.” İyi de, bir ilahiyatçının askerlerle görüşmesi, hele ki askeriyenin “laik” kimliği ortadayken, daha çok dikkat çekmez mi?
ÇOK KRİTİK BİRİ AMA TAM OLARAK KİM BİLEMİYORUZ (!)
Öte yandan Adil Öksüz’ün askerlere “sivilleri bombalayabilirsiniz, Meclisi havaya uçurabilirsiniz, Cumhurbaşkanını öldürebilirsiniz hiçbir günahı yok.” dediği öne sürülüyor. Abdülkadir Selvi’ye soracak olursak, belki bu da “maddi dayanaktan yoksun” bir iddia olabilir. Zira, kayda geçsin diye gazetede zikredilmiş, çok belli.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın başta olmak üzere, siyasetin en üst tabakaları Adil Öksüz’ü “darbenin kilit ismi” olarak kodladı. Hâlâ da üstüne konuşuluyor. Gelgelelim, bu adamdan ne gibi bir bilgi çıkacağı belirsiz. En fazla, “Evet darbe emrini aldım ve ilettim” diyebilir ki, bir araştırmaya göre Türkiye’nin yüzde 81’i filan zaten bunun böyle olduğuna inandırılmış. Geri kalanlar da zaten soruşturma ve gözaltılarla boğuşuyor.
SİZE NE İMAMI LAZIM?
Geçenlerde Hürriyet’te “Fethullah Gülen, Adil Öksüz’ü özel olarak yetiştirmiş” başlıklı bir “itiraf” haberi vardı. Eski asker imamı H.P., Adil Öksüz’ü anlatmış. (Sorguda “itirafçı” olduğuna göre H.P. özel olarak yetiştirilmemiş, şans eseri “asker imamı” olmuş.)
H.P.’nin anlattıkları arasında, dişe dokunur hiçbir şey olmaması tuhaf. Bilemiyorum, belki de medyaya sadece bu kadarı verilmiştir “itiraflar”ın. Ama Hürriyet’teki “Bir eski asker imamının itirafları” haberi, magazinden öteye geçmiyor. Okuyabilirsiniz. Verdiği isimlerin hemen hepsi zaten Cemaat’le ilgili soruşturmalarda yargılanıyor.
Bu “imamlar” meselesi hayli tuttu. Hatırlarsanız, 17-25 Aralık’ta da “Emniyet imamı” diyerek “Kozanlı Ömer” öne sürülmüştü. Günlerce istihbaratımız ve medyamız onu aramıştı ama bulamamıştı. Sonra unutuldu tabi. Sahip olduğu “kozmik bilgiler” de önemsizleşti birden. Adil Öksüz’ün de bu şekilde “gündem dolsun” kabilinden bir uydurma olma ihtimali yükseliyor gün geçtikçe.
DEVLETİMİZ YİNE ADALET ŞOV YAPIYOR!
Şu ana kadar Adil Öksüz’le ilgili en somut suçlama, gelininin KPSS’de 120 soruyu doğru cevaplayıp tam puan alması. Onun da muhatabı ‘adalete teslim edilmiş’. Gelgelelim, Cemaat’e yakın kaynaklar, Adil Öksüz’ün en büyük çocuğunun 10 yaşında olduğunu yazdı. Bu da bir başka muamma.
Yine de devletimiz, Adil Öksüz’ün kayınvalidesini, iki baldızını ve hatta kayınpederinin baldızını bile tutukladı. Umulur ki teslim olur diye. Tabi bunun modern hukukta filan bir karşılığı yok. Yok ama cari olarak ülkenin geldiği nokta burası.
Adil Öksüz, bütün o bahsi geçen işleri yapmış olsa bile, devletin şu mafyatik, barbar yüzünü meşrulaştırabilecek mi? Böyle bir tarih yazıldığını gördünüz mü?
Hocaefendi ile beraber görüntüleri çıkmıştı. Bu konuyuda değerlendirmenize alsaydınız keşke
Evet, ayni basta tiran olmak uzere pek cok digerleri gibi onun da goruntusu vardir elbet. Ne hikmetse bu sadece bazi kisilerin basini yakti, herkesin degil. Diger karaktersizler “aldatildik” deyip siyrilabildiler isin icinden.
Koyun takiminin anlayacagi isler degil tabi ki bunlar. Onlar lagim medyasi izlemeye devam etsinler.