Adalette de dışa bağımlı ekonomi [Haber-Analiz: Semih Ardıç]

Türkiye’nin dışa bağımlılığı saman, sığır, pirinç, kuru fasulye, mercimek, bitkisel yağ, araba, kömür, doğalgaz ve petrol ile mahdut (sınırlı) kalsaydı keşke. Eksik kalemleri paramız oldukça ithal eder, ihtiyaçları giderir, şükrederdik.

Adalet öyle mi?

Dışarıdan adalet ithal etmek ile petrol ithal etmek arasındaki derin uçurumu göremeyen idarecilerimiz Türkiye’nin bu demokrasi açığının altından kalkamayacağını ne vakit idrak edecek?

Koza İpek Holding’in Londra’da kazandığı hukuk zaferinin haberini okurken hem sevindim hem müteessir oldum. Sevindim, zira Akın İpek’in ‘tek kuruş kara para bulsunlar, bütün servetimi onlara bağışlayacağım’ feryadına kulaklarını tıkamış 78 milyona mukabil kayyımların hak ve adaletten uzak talepleri, Londra’daki Yüksek Mahkeme’den döndü. Akın Bey memleketinin insanına, hukukçularına meramını anlatamamıştı. Feryadına Londra’daki hukukçular kulak verdi.

Gruba dâhil olan Koza Altın ve diğer şirketler, muhasebe kayıtlarının ‘mükemmel’ olduğu gerekçesi ile 27 Ekim 2015’te kayyıma devredilmişti. İşin esası başka. El koyma tamamen kılıf. Hakikatin peşindeki Bugün Gazetesi, Millet Gazetesi, Bugün TV ve Kanaltürk’ü susturmak için grubun tamamına el konulmuş, hükümet rahatlatılmıştı.

O günden beri kayyımların yaptığı incelemelerde de herhangi bir kayıt dışı işlem tespit edilemedi. Buna rağmen holding esas sahibi olan İpek ailesine iade edilmediği gibi İpek Üniversitesi de Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı.

Kayyımlar Akın İpek’e ait Angels Peninsula Hotel’de kazı yapmış, ancak kazıda iddia edildiği gibi saklı altın bulunamayınca TMSF otelin eski genel müdürü hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

SUÇ DELİLİ YOK, İŞGAL SÜRÜYOR

Siyasî gasp bitmedi. Koza ile başladılar, cesaret buldukça devam ettirdiler. Türkiye’de 14 aydır yönettikleri Koza şirketlerinde yasa dışı tek bir işlem tespit edemedikleri halde işgale devam edenler, utanmadan Londra’daki Koza Ltd’in de kendilerine devir edilmesini mahkemeden talep etmişti. ‘Nereden çıkarıyorsunuz böyle bir yetkiniz olduğunu kuzum!’ cevabını almaları ile Londra’dan ilk İstanbul uçağına bilet almaları bir oldu. Kayyımlar, ‘Temel hukuka giriş’ dersini alıp yurda dönmenin şaşkınlığını bir süre üzerlerinden atamaz.

Mahkemenin bu kararından müteessir oldum. Zira adalet için de dışa bağımlı hale gelmiş bir Türkiye’nin yarınları maalesef bugünlerden daha karanlık geçecek. İşadamını taltif edeceğine başka memleketlerin mahkeme kapılarına mahkûm eden AKP siyasetinin vaat ettiği Yeni Türkiye, ‘ya sev ya terk et’ sloganından öte bir kapıya çıkmıyor. Maalesef ifade/medya hürriyeti, mülkiyet hakkı, masumiyet karînesi, yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, velhasıl demokrasinin asgarî şartları top yekûn imha ediliyor.

Ailelerin binbir emekle, alın teri ile kurup büyüttüğü şirketlerine ‘paşa gönlüm böyle arzu etti’ diyerek el koyanlar, mülkü temelinden yıktıklarını nasıl fark edemez? Dünyadaki adaleti de elin insanından beklemek mecburiyetinde kalıyoruz.

YERLİ SERMAYE LONDRA, PARİS’TE ADALET ARIYOR

İleri demokrasiler için yüz kızartıcı hukuk cinayetlerinin devlet eli ile taammüden işlenmesinin mahcubiyeti ile ne kadar yaşanabilirse mağdur işadamları da o kadarıyla iktifa ediyor. Onlara bu zulmü reva görenler, Akın Bey ve diğerlerinin haklarını ararken bile ne kadar derin bir teessür içinde olduklarını görebilselerdi keşke.

Esasında bu mahcubiyetin birinci derecede mesuliyeti Anadolu sermayesini adalet için Londra, Paris, Strazburg ve Lahey kapılarında bekletenlere aittir.

İngiliz mahkemesi, Koza İpek Holding’in İngiltere’deki varlıkları üzerinde Türk kayyımların yetkili olmadığına karar verdi. Aynı gün Murat Ülker, Ülker Bisküvi’nin yüzde 21’ine tekabül eden 71.8 milyon adet hisseyi Londra’da kurduğu Pladis’e Borsa İstanbul dışında satacağını açıkladı.

Kasım ayında hükümete yakın gazetelerde hedef gösterilen Ülker’in şirketlerine el konulacağı ima edilmişti. Bank Asya, Koza İpek, Kaynak, Zaman, Boydak, Naksan, Dumankaya, Alfemo ve Süvari gibi gruplarda tatbik ettikleri algı operasyonlarının merkezine Ülker’i yerleştirenler bu satışı duyunca ‘paraları yurt dışına kaçırıyor’ yaygarası kopardı. Ülker’in Twitter’dan verdiği cevap etkileyiciydi: “Yanlış anlatma çabaları boşuna. Pladis, Yıldız Holding’in, o da T.C. şirketi ve ailemizin ve öyle kalacak. Gayemiz Türkiye’yi globale taşımak.”

Murat Bey, özlü konuşmuş. Sonuna kadar haklı. O haberleri tekzip eden kimse çıkmadı hükümet cenahından. Ateş olmayan yerden çıkmadı o haberler! Ülker hisseleri yüzde 7’den fazla kıymet kaybetti. Giden yüz milyonlarca doların hesabını kim verecek?

Türkiye küçük adamların elinde günden güne küçülen bir ülke haline geldi. Dünyada var olabilmek için dışarı çıkmaktan başka çare yok. Böylece patronlar hem sermayesini haydutlardan kurtaracak hem de geleceğini garanti altına alacak.

Kayyım atanan, TMSF’ye devredilen holdinglerin perişan hali ortada iken geride kalan sermayenin teminatı mı var? Hukukî teminatı yok etmişseniz işadamlarının paralarını güvenli limanlara taşımasından niye rahatsız oluyorsunuz ki!

KOÇ VE SABANCI DA PARAYI DIŞARI YATIRIYOR

Koza veya Ülker gibi Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, Süzer ve Fiba (Özyeğin) gibi gruplar da yatırımlarını dışarı kaydırıyor. O gruplara kızanlar, kıt olan yerli sermayenin niye göç etmek mecburiyetinde kaldığının cevabını vermeli.

Bu tablo yabancı sermayenin dikkatinden de kaçmıyor. Yılın ilk 10 ayında doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 44 azalmış. Onlar da eski güzel günlerin hatırına geldi. 2017’de gelişler daha da azalacak. Doların yükselişine bir de bu zaviyeden bakın.

Londra’da yaşayan Akın İpek, Yüksek Mahkeme’nin kararını haber yapan Reuters’e gönderdiği e-posta mesajında, “Adaletin gerçekleştiğini görmekten çok mutluyum” ifadelerini kullanmış.

Hariçte de olsa adaletin tecelli etmesi güzel. Darısı adalette de dışa bağımlı hale getirilen Türkiye’nin başına…

Adalette dışa bağımlı ekonomide;

-Yatırım olmaz,

-Sermaye girişi azalır,

-İhracat artmaz,

-Turizmde kriz yaşanır,

-İşsizlik tırmanır,

-Kayıt dışı ekonomi yaygın hale gelir,

-Ekonomi küçülür,

-Memleket borç sarmalına girer,

-Enflasyon ve faizler yükselir,

-Dövizin fiyatı alır başını gider,

-İçtimaî patlamalara kapı aralanır,

-Siyasî istikrarsızlık baş gösterir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin