MEHMET DİNÇ | STRAZBURG, Tr724
Avrupa Konseyi ve Türkiye Adalet Bakanlığı arasında 2015 yılında oluşturulan çalışma grubu geçtiğimiz günlerde Strazburg’da bir araya geldi. Hak ihlallerini önlemek için işbirliği faaliyetlerinin yürütülmesi kararı yinelendi. Fakat Adalet Bakanlığı’nın 38 yeni cezaevi yapılacağı açıklaması, hak ihlallerinin daha da artıracağının sinyalleriydi.
Avrupa Konseyi ve Adalet Bakanlığı arasındaki oluşturulan çalışma grubu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihadı ışığında uzun tutukluluk, hak ihlalleri, terör suçlarının çerçevesinin belirlenmesi ve özgürlüklerin kısıtlanması gibi konular üzerinde duruyor.
İnsan hakları ve demokrasinin kalesi olarak görülen Strazburg’da yapılan görüşmelerin önemi elbette büyük fakat buradan asıl beklenen netice yerel adalet kurumlarına yansıyor olması. Uzun zamandır bu kararların Türkiye’de makes bulmadığı görülüyor. Tam tersine hak ihlalleri artıyor, özgürlükler kısıtlanıyor.
Bir taraftan da Avrupa ile Türk hükümeti arasında gizliden bir savaş devam ediyor. Avrupa, insan hakları, demokrasi ve özgürlük ilkelerini savunmaya çalışırken, Erdoğan başta olmak üzere Türk hükümeti, otoriterliğe giden yolların taşlarını döşüyor. Son 5 yıldır girişilen bu savaşta kaybeden Türkiye demokrasisi oldu. Avrupa yıllardır savunduğu değer ve ilkelerinde ciddi tavizler vermek zorunda kalırken, Erdoğan iktidarını her gecen gün pekiştiriyor.
Çalışma grubunun hedefleri
Adalet bakanlığı ve Avrupa konseyi yetkilileriyle yapılan son görüşmelerde Türkiye’de yoğun şekilde yaşanan insan hakları ihlallerini önlemek için kararlar alındı. Çalışma grubu, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü etkileyen durumlarla birlikte terörle ilgili suçların gerekçesine ilişkin konular hakkında, savcılar ve yargıçların mevcut uygulamaları hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Ayrıca, ilgili devlet makamlarının, yargılama öncesi haksız ve uzun süreli tutukluluk sürelerini önlemesi ve özgürlük hakkına saygılı olmasını istiyor. Bu bağlamda, insan hakları ihlallerinin önlenmesi için işbirliği faaliyetlerinin yürütülmesine karar verildi. Grup bir sonraki toplantısını 2018 yılı ilk aylarında Ankara’da yapacak.
Bakanlıktan müjde! Hak ihlalleri ve tutuklamalar artacak
Yeni cezaevleri elbette cezaevlerinin olumsuz şartlarını iyileştirmek için yapılan iyi niyetli adımlar değil. Cezaevlerinde yaşanan işkenceler, on binlerce kadın bebek ve yaşlının hapishanede olması bunun en büyük delili. Türkiye genelinde bulunan 384 cezaevinin 202.399 kişilik kapasitesi doldu. Hatta kapasitesini 30.000 aşarak 232.132 rakamına ulaştı ve her geçen gün yeni tutuklamalar oluyor. Adalet bakanlığı yeni cezaevi sözüyle önümüzdeki yıl yeni tutuklamalar ve hak ihlallerinin artacağı müjdesini (!) veriyor bir anlamda. 2007 yılında 90bin 837 olan mahkum sayısı, 2017 yılında 232.132’ye ulaştı.
Cezaevlerine ayrılan bütçe birçok bakanlığı geride bıraktı…
Cezaevleri konusunda rakamlar havada uçuşuyor. Eski Bakan Bekir Bozdağ, 2016 yılında yaptığı açıklamada 175 irili ufaklı cezaevi yapılacağını duyurmuştu. Yeni bakan Gül ise Kasım ayında yaptığı açıklamaya göre 25 bin kapasite fazlası olan cezaevlerine takviye için 38 yeni cezaevi sözü verdi.
Ortada olan bir gerçek varsa o da iktidar partisi eğitim, sağlık veya teknoloji alanlarındaki planlarından daha fazla cezaevi kurma planları yapıyor. Bir taraftan da yandaş müteahhitlere yeni gelir kapıları acilmiş oluyor.
600’den fazla çocuk anneleriyle birlikte hapishanede esir
Kapasitesini fazlısıyla aşan cezaevlerinde kalan insanlar hapishanelerin ağır koşulları altında işkence çekiyor. Yerlerde yatanlar, hijyen sıkıntısı olan hapishanelerde bir iddianame dahi olmadan kalanlar, hangi iddia ile suçlandığını bilmeden dört duvar arasında alıkonulan on binlerce insan var.
10 bin kadınla birlikte 600’den fazla çocuk da anneleriyle birlikte hapishanelerin soğuk duvarları arasında büyümek zorunda bırakılıyor. Şartlı tahliye veya elektronik kelepçe gibi çözümler olmasına rağmen yaşlılar, ağır hastalar, yeni doğum yapmış insanlar dahi bu zor şartlarda kalmaya mahkum ediliyor.
Dünyanın en eğitimli mahkûmları Türkiye’de
Adalet bakanlığının verdiği rakamlara göre 2016 yılsonu itibariyle cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü öğrenci sayısı 69 bin 301. Hâkim, savcı, polis, öğretmen, doktor, gazeteci ve akademisyenleri de hesaba katınca dünyanın en eğitimli hapishaneleri Türkiye’de. AKP hükümetinin bu ülkeye miras bıraktığı en büyük değerlerden (!) birisi.
Hırsızlık, adam öldürme, cinsel suçlar ilk sırada
Hapishanelerdeki oranın büyük çoğunluğunu, hırsızlık, adam öldürme, cinsel suçlular oluşturuyor. Türkiye’de hapishanelerindeki rakamların artmasının iki sebebi var. İktidar partisi, bir taraftan başta Hizmet Hareketi’ne yakın insanlar olmak üzere, Kürtler ve sair muhalif kesimleri cezaevine tıkıyor.
Diğer tarafta hırsızlık, cinayet, gasp ve cinsel suçlar da giderek artıyor. Tutukluların yüzde 22,8’i hırsızlık, yüzde 18,9’u uyuşturucu, yüzde 12’si adam öldürme, yüzde 12,5 yaralama, yüzde yüzde 12,2’si yağma ve gasp, yüzde 8,1’i cinsel suçlular, yüzde 4,8’i sahtecilik, yüzde 3,2’si dolandırıcılık, yüzde 1,1’i fuhuş, yüzde 0,9’u adam öldürmeye teşebbüssüden hapishanede bulunuyor. Buna rağmen bu suçluların bir bölümü, ‘siyasî’ suçlulara yer açmak adına salıveriliyor.