Nijerya’da Koronavirüs salgınında dolayı hayatını kaybeden Nijerya Nusret Eğitim ve Kültür Şirketi Genel Müdürü Hüseyin Baydar bu ülkede toprağa verildi.
Abuja Merkez Camisi İmamı Ebubekir Sıddık Muhammed, Baydar’ın vefatından sonra bir yazı kaleme aldı. Ebubekir Sıddık Muhammed, Baydar’ın Nijerya’da yaptığı çalışmaları anlattı ve şöyle devam etti:
“Nizamiye Hastanesi, Nil Üniversitesi, Nijerya’nın birçok eyaletindeki NTIC okulları, Ufuk Diyalog gibi birçok Hizmet kuruluşun bulunduğu ve senin de Nusret’in başkanı olarak görev yaptığın Nijerya’da, İslam alimi Fethullah Gülen’in izinden giderken, kelimenin her anlamıyla sen Hizmet’in canlı bir örneğiydin..; sen onun değerli temsilcisi ve Dava şövalyesiydin. Örneğin, Ufuk Diyalog Vakfı’nın sloganı şöyledir: “Kalbinizde herkes için bir yer bulunsun”, hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için din ve dinler arası ilişkilerimizde bozulmaz bir tabela. Farklı inançların takipçileri arasında bu karşılıklı saygı ve anlayışın beslenmesi, Nusret kurumlarında ve bu ülkenin uzunluğu ve soluğu boyunca yaklaşık 100 konferans, seminer, webiner ile kendini gösterdi.”
Nijerya’da yayınlanan Leadership Gazetesi’nden “Hüseyin Baydar’a mektup” başlıklı yazıda Ebubekir Sıddık Muhammed şunları yazdı:
“Bugün sana bir saygı ibaresi olarak adının Türkçe yazılışını kullanmayı tercih ediyorum. Seninle hep Arapça konuştuğumuzdan dolayı, dünyadaki beraberliğimiz müddetinde hiç ismini Türkçe kullanma fırsatım olmadı, Hüseyin ve Hussein , iki telaffuz arasında bulanık bir farktı olan aslında.” diye yazdı.
Şu anda içinde bulunduğumuz hayatın doğasını algılamasam da, seni ‘ölü’ olarak da düşünmüyorum. Yaşadığına ve Rabbinin yanında rızıklandırıldığından eminim. (Bakara 154 ve Ali İmran 169). Ancak bu güvence, aramızdan ayrılışının yüreklerimize verdiği acıyı yok etmeyecek; sadece kederi belki biraz azaltacaktır.
Allah ölümsüzlüğü hiçbir ölümlüye nasip etmediği için ölümsüz olmadığını biliyorum. İnanıyorum ki hepimiz – teker teker – bu kaçınılmaz yoldan geçeceğiz ve zamanımız geldiğinde ne bir saat erteleyecek ne de ilerletebileceğiz; şüphesiz Allah’ın rızası dışında her şey mahvolacaktır. Emir O’nundur ve hepimiz O’na döndürüleceğiz.
Ya Şeyh’i, aklıma bir süredir rahatsız olduğunu öğrendikten sonra ki telefonda konuşmamız geldi. Bayaro Üniversitesi’nden Dr Taufiq Abubakar o üzücü haberi platformumuzda duyurmuştu. Hala yoğun bakımda olduğunu ve durumun hakkında beni bilgilendirdiğin yazışmamız WhatsApp’taki son yazışmamızdı. Sonra Hastane Başhekimi Dr. Servet Gülerman ile de görüştüm.
Kardeşim Muhammet Emin Yıldız daha sonra bana, dikkat dağınıklığından ve ısrarcı gelen telefon aramalarından kurtulman ve rahatlaman için tüm iletişim cihazlarını senden uzak tutuştuklarını söyledi. O andan itibaren, Muhammet Emin Yıldız sana tek bilgi ve iletişim kaynağım olmaya devam etti. Bazı konuşmalımızda ümitlendik, durumunla ilgili haberler iyimserdi, bazen de moralimizi bozuyor ve umutsuz hissettiriyordu ve tabi ki dualarımızı yoğunlaştırmaya başladık. Muhammet Emin iyi dileklerimi ve dualarımı sana ulaştırmak üzere bir video kaydı yapmamı istedi yaptım ve gönderdim.
Bir toplantı için Suudi Arabistan’a gitmek zorunda kaldım. Medine’ye geldikten sonra Muhammet kardeşimi aradım. Çok perişan olmuştu. Hıçkırıklar arasında “Şeyh Hüseyin için dua edin lütfen”; diyebildi, Kelime-i Şahadet getirmesi için telkinde bulunuyoruz . Doktorlar başaramayacağını söylediler. ”
Yıkan haber 24 saat sonra en büyük korkularımızı teyit edecek şekilde Muhammet Emin kardeşimizin WhatsApp gurubundan geldi; Kendimi umutsuz hıçkırıklarımda boğulmuş ve allak bullak bir şekilde buldum ve hemen Peygamber (SAV) mescidine sığındım.
Evet, gözler yaşlarla dolacak; yürek acı çekecek, ama biz asla Rabbimize nahoş olan hiç bir şey söylemeyeceğiz. Ayrılmana gerçekten çok üzüldük Ya Şeyh Hüseyin. Peygamber Efendimizin Ravzasında , senin için Allah’a yalvardım ve dinin için yaptığın tüm güzel ve iyi islerini zihnimden geçirerek teselli oldum .
‘Peygamberimizin SAV hayatından dersler’ adli Hausa dilinde kaydedilmek üzere derlediğin ve yakında birçok kanalda yayınlanacak olan 120 dizilik bu televizyon programını hatırladım – Ayrıca, Nusret vakfının Fethullah Gülen’in yazdığı Sonsuz Nur kitabını konu alan bilgi yarışmasını da hatırladım.
Allah’ın bizi bir araya getirdiği andan, hem beraberce hem de grup olarak yaptığımız her şeyi hatırladım, ta ki daha geçen Aralık ayında Abuja’daki bazı Türk şirketlerine yaptığımız ziyaretlere kadar. Ben ve eşim, ziyaretlerde seni için ne kadar stresli olduğu konusunda endişelerinizi ifade etmiştik ama sen vitrin alışverişine devam etmekte ısrar ettin. Sanki bitirmekle görevli olduğun bir hedefin var gibiydi.
Amacın, kendi rahatın pahasına bile seninle tanışanları memnun etmekti. Beni evimde veya ofisimde 30 defadan fazla tek başına veya Türkiye’den gelen misafirlerin eşliğinde ziyaret ettin. Ama bir sefer olsun elin bos gelmedin, çocuklara özel çikolatalar, kitaplar, hediyeler almadan geldiğin tek bir zaman olmadı.
Tüm aileme , evdeki ve ofisteki personele o kadar tanıdıktınki, Şeyh Hüseyin Baydar’ı tanıtmak ve dua etmek için ayrıntılı bir açıklamaya gerek yoktu.
Ya Seyh Sen, her şeyini – ülkeni, rahatını, güvenliğini, hayatını, zamanını ve aileni, Hizmet için feda ettin. İnsanlığa hizmet etmek için hiçbir çabadan kaçınmadın; sen liderdin, ama mütevazi bir hizmetkar gibi davrandın.
Peygamber’in (SAV) söylediği gibi, Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.
Sen yüzbinlerce Ramazan iftar programlarına on ayak olduk rehberlik ettin organize ettin. Bunu kavramak bile çok zor. Sadece İftar değil, tüm Ramazan ayında beslenebilecekleri yiyecek paketleri dağıtılmasına vesile olsun.
Sen ki, Her Kurban Bayramı’nda yüzlerce büyükbaş hayvanı kesip etlerini onlara dağıtarak yoksulların yüzlerini sürekli gülümsetmişken, mezarında yalnızlık mi çekeceğini sanıyorsun?
Kur’an-ı Kerim’in milyonlarca nüshasının Müslümanlara dağıtımına öncülük eden birinin ayrılışına neden üzülüyoruz? Allah’ın mesajlarını insanlara ulaştırmak için elinden geleni yapan biri için neden gözyaşı akıtıyoruz?
Ağlıyoruz çünkü bu şekilde kendimizi ifade edebiliyoruz, bu Allah’ın müminlerin yüreğine koyduğu bir rahmettir. Öyleyse, sevgili bir arkadaşımızın kaybına üzülürken ve inlerken gözyaşlarının yüzümüzü ıslatmasına izin verelim.
Türkiye’nin mevcut liderliğindeki siyasi çıkarlar dolayısıyla, Nusret ve onun destekçileri sizin Nijerya’da Muhacir olmuşsa, biz Nijeryalılar, size yardımcı olarak aramızda misyonunuzu kolaylaştırarak Ensar’ın yerini almalıydık. Ama bu konuda geç kaldık sizi hem Muhacir hem de Ensar rolünü üstlenerek, bizi yüreğinize basarak bize yardım ettiniz. Allah, iyiliklerin mükâfatını karşılıksız bırakmaz!
‘Sen Hizmet’in canlı bir örneğiydin’
Nizamiye Hastanesi, Nil Üniversitesi, Nijerya’nın birçok eyaletindeki NTIC okulları, Ufuk Diyalog gibi birçok Hizmet kuruluşun bulunduğu ve senin de Nusret’in başkanı olarak görev yaptığın Nijerya’da, İslam alimi Fethullah Gülen’in izinden giderken, kelimenin her anlamıyla sen Hizmet’in canlı bir örneğiydin..; sen onun değerli temsilcisi ve Dava şövalyesiydin. Örneğin, Ufuk Diyalog Vakfı’nın sloganı şöyledir: “Kalbinizde herkes için bir yer bulunsun”, hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için din ve dinler arası ilişkilerimizde bozulmaz bir tabela. Farklı inançların takipçileri arasında bu karşılıklı saygı ve anlayışın beslenmesi, Nusret kurumlarında ve bu ülkenin uzunluğu ve soluğu boyunca yaklaşık 100 konferans, seminer, webiner ile kendini gösterdi.
Önderliğin altındaki Da’wah inisiyatifinin keşiflerinde ne güvenlik, ne mesafe ne yol güvenliğine endişelerin oldu. Senin hiç kırmızı çizgilerin yoktu. Gombe’ye ve daha sonra Gashua’ya, Kano’ya vb yerlere gittiğimizde hiçbir korku belirtisi göstermedin ve yorgunluk seni asla engellemedi.
Zira onlar ne zaman Allah yolunda herhangi bir susuzluğa, yorgunluğa ve açlığa duçar kalsalar; kâfirleri öfkelendirecek biçimde bir yere ayak basıp orayı ele geçirseler ve bir şekilde düşmana karşı üstünlük sağlayıp zafer kazansalar, bunların her biri kendilerine mutlaka birer sâlih amel olarak yazılır. Çünkü Allah, iyilik eden ve işini güzel yapanların mükâfatını asla zâyi etmez.(Tevbe 120)
Sununla bitireceğim: Arnavutluk’tan Şeyh Jamal Alsafarti ağlayarak Nusret Nijerya Whatapp platformuna sesli olarak sunu gönderdi:
“Allah’tan başka güç yoktur! Başımıza gelen bu felakete, Rabbimizi razı edenin dışında hiçbir şey söylemeyeceğiz. Benim gibi birinin onu yüceltmesine ihtiyacı olmayan kardeşimiz Ustaz Hüseyin’e Allah rahmet eylesin. Hayatında övgüden nefret etti. Allah’a onun gelişini onurlandırması, misafirperver olması ve Allah’ın Peygamberlerin, velilerin, şehitlerin ve salihlerin kendilerine nimet verdiği kişilerle birlikte diriltmesi için dua ediyoruz. En iyi arkadaşlıklar onlar!
Hüseyin’in de üyesi olduğu bu grubu tebrik ediyoruz. Bu müreffeh grup üyeleri arasında Ustaz, Şeyh, ve İslam tanıtıcısı olan Hüseyin. Ayrıca, onu kucaklayan ve aralarında barındıran bu onurlu ve cömert kardeşleri de tebrik ederim.
“Benim inancım, sevgili kardeşlerim, kaderdenk noktasinda Allah genel olarak Afrika kıtasında ve özellikle de Nijeryada Şeyh Hüseyin Baydar gibi bir adamın neşet etmesine karar verdi ve ayrıca Allah, bu adamın vefat etmesi ile sizi onurlandırdı ve sizin ülkenize defnedildi. Hüseyin Baydar gibi azizlerin sizin ülkenizin topraklarında defnedildiği için tebrik ediyoruz; Onu Allah Katında azizlerden sayıyorum.
“Allah’tan, sadık, şanlı karısına, ailesine ve onu Türkiye’de, Nijerya’da ve dünyanın her yerinde sevenlere metanet bahşetmesi için yalvarıyorum. Şeyh Hüseyin’i, mevduatları asla zayi etmeyen Allah gözetimine yatırdık. Ona merhamet etsin! “amin.”
Rabbim sehitlerle birlikte hasretsin bu abimizi. Allah rahmet eylesin. taksiratini affetsin.