Sürgün gazetecilerden Zaman’ın son Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, Necip Hablemitoğlu cinayet davasında ‘azmettirici’ olmakla suçlanan eski MİT çalışanı Enver Altaylı’ya yönelik suçlamalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Enver Altaylı’nın ‘akla ziyan’ iddialarla yargılandığını aktaran Bilici, absürt suçlamayı şöyle anlattı: “Cemaat’in Ergenekon davalarında mağdur ettiği(!), o davalarda 20 yıl mahkumiyet alıp 5 yıl yattıktan sonra, Erdoğan/Ergenekon ittifakının kurulmasıyla 2014’te hapisten çıkan Levent Göktaş, meğer o suikasti Cemaat adına işlemiş! Akla ziyan mı dediniz, evet iddia bu.”
Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin iddianamedeki sanıklardan biri de 2017 yılı ağustos ayından bu yana tek kişilik hücrede tutuklu bulunan eski MİT’çi Enver Altaylı. 78 yaşındaki Enver Altaylı ‘azmettirici’ olmakla suçlanıyor. Sözde iddianameye göre Altaylı ve Mustafa Özcan, ‘cinayeti vermiş oldukları talimatlar ile Özel Kuvvetler Komutanlığı içerisindeki şüpheli şahıslara işletmiş’ler!
Savcı, söz konusu iddiasını da eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın’ın ifadesine dayandırıyor. Bu konuyla ilgili de somut tek bir delil yok. Enever Altaylı ve diğer ‘tanıklar’ da Şıvgın’ı yalanlıyor.
‘Köstebek’ yayınlanmasın diye!
‘Kurgu’ iddianameye göre Necip Hablemitoğlu’nu ‘Köstebek’ adlı kitabı yayınlatmamak için Hizmet Hareketi öldürtmüş ancak finansmanını ‘aracı’ olan Enver Altaylı karşılamıştı. Yine iddianameye göre 18 Aralık 2002’de işlenen cinayetin finansmanı, katliamdan 7 ay sonra yapılan bir ihaleden alınan para ile karşılanmıştı. Enver Altaylı da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda bu ‘absürt’ noktaya dikkat çekmiş ve sosyal medya hesabından şunları yazmıştı:
1- Hablemitoğlu iddianamesinde üzerime bina edilen kurguyu o kadar beğindim ki, rolümü ikrar etmeye mütemayilim. Ancak…. Ufak bir pürüzü aşamıyorum.
2- Kurguya göre; Serhat Ilıcak, 2002 Aralık ayındaki cinayeti azmettirmem için bana 2003 Ağustos ayında para göndermiş. Ben de bu parayı alıp 2002 yılının Aralık ayındaki cinayeti ve 2004 yılında cinayet için Aydın K.’yi azmettirmişim. İddianamedeki anlatım tam olarak bu!
3- Şimdi, Serhat da ben de karda yürüyüp izini belli etmeyen çok kriminal(!) kimseleriz. Ancak ben zamanda geriye gitmeyi tam olarak bilmiyorum (Serhat yapmış olabilir). Bu ufak pürüzü de çözebilirsem cinayet azmettiricisi olduğumu kabul edeceğim.
Levent Göktaş: Enver Altaylı’yla 2015’te tanıştım
Davanın en önemli sanıklarından Levent Göktaş, mahkemede bir soru üzerine Hablemitoğlu cinayetinden önce eski MİT mensubu Enver Altaylı’yla görüştüğü iddialarını yalanlamıştı. Göktaş, Altaylı’yla cinayetten 13 yıl sonra 2015 yılında tanıştığını söyledi. Hablemitoğlu’nu para karşılığında ve Altaylı’nın azmettirmesiyle işlediği iddiasının tamamen uydurma olduğunu belirtti.
Enver Altaylı: Hiç kimseyle bu konuda bir görüşmem olmadı
Enver Altaylı, 19 Ağustos 2022 tarihli savcılık ifadesinde dosyadaki hiç bir sanıkla Hablemitoğlu’yla ilgili görüşmediğini üzerine basa basa söylüyor. Altaylı, “Bu dosyada adı geçen veya geçmeyen herhangi bir kimse ile bu cinayetle ilgili olabilecek en ufak bir görüşmem, bilgi veya fikir alış-verişim olmamıştır. Benim ne Aydın Köstem ile ne Mustafa Özcan’la ne Halil Şıvgın ile Necip Hablemitoğlu konusu ile ilgili tek bir görüşmem bile olmamıştır.” demişti.
Bu iddianın delili nedir?
Sürgün gazetecilerden Zaman Gazetesi’nin son genel yayın yönetmeni Abdülhamit Bilici, Ener Altaylı’yla ilgili suçlamalara ilişkin sıralı paylaşımlarda bulundu. Şunları yazdı;
80 yaşına rağmen Erdoğan rejiminin uyduruk suçlamalarla 7 yıldır 8.5 metrekarelik hücrede tehlikeli tutuklu olarak tek başına cezalandırdığı isimlerden biri de özellikle Perinçek grubunun adını fütö ve Hablemitoğlu suikasti gibi davalara karıştırarak hedef aldığı Enver Altaylı aleyhindeki deliller mi?
Evinde ele geçirilen bir USB’de, yılların tecrübeli istihbaratçısı Enver Altaylı, güya Fethullah Gülen’e “Muhterem Efendim” diye başlayan mektuplar yazarak İlker Başbuğ ve Kaşif Kozinoğlu’nu şikayet etmiş, Levent Göktaş hakkında da olumlu bir not yazmış.
Ve bu yüzden Ergenekon davalarında Başbuğ, Kaşif Kozinoğlu hedef alınmış ama hakkında olumlu şeyler yazdığı Göktaş da mağdur edilmiş! Ve Hablemitoğlu cinayetini soruşturan savcıya göre Enver Altaylı; Necip Hablemitoğlu suikasti için Cemaat adına özel harpçi Levent Göktaş’ı ayarlayan isimmiş.
Nasıl olmuş bu iş ve bu iddianın delili ne? Necip Hablemitoğlu, Cemaat karşıtı ve MİT müsteşarı olmak istiyor. Onun engellenmesi lazım. (Savcının varsayımı bu ve savcıya göre) Bunun için Cemaat, Enver Altaylı’dan yardım istiyor. O da bu iş için özel harpçi Levent Göktaş’ı ayarlıyor.
Evet, Cemaatin, Ergenekon davalarında mağdur ettiği, o davalarda 20 yıl mahkumiyet alıp 5 yıl yattıktan sonra, Erdoğan/Ergenekon ittifakının kurulmasıyla 2014’te hapisten çıkan Levent Göktaş, meğer o suikasti Cemaat adına işlemiş! Akla ziyan mı dediniz, evet iddia bu.
O not olsa bile nasıl bağlantının delili olabilir?
Medyanın görmediği savunmasında Altaylı diyor ki, “İddia edildiği gibi Fütö’de sözü geçen biri isem hakkındaki olumlu notuma rağmen Cemaat, beni dinlemeyip Göktaş’ı Ergenekon kapsamında mağdur etmiş. Bu durumda ya Cemaat’te söz sahibi olduğum iddiası temelsiz ya da o not uydurma.”
(Enver Altaylı, söz konusu not iddiasını da yalanlamıtı. Altaylı, “Fetullah Gülen’e mektup meselesi sürekli olarak gündeme getiriliyor benimle birlikte. Bu mektup iddiasının doğru olmadığına dair hem MİT hem de Genelkurmay tarafından yazılmış resmi yazılar var.” ifadelerini kullanmıştı. TR724)
Ayrıca not doğru olsa bile bu, Altaylı’nın, Levent Göktaş’ı Hablemitoğlu suikastine yönlendirdiğinin nasıl delili olabilir. Zaten Göktaş da mahkemede bu yöndeki iddiaları, yani bu suikast için Altaylı’nın kendisiyle temas kurduğu iddialarını reddetti.
Almanya aleyhine ifade ver, kurtul!
Dikkat çeken bir skandal daha var Altaylı dosyasında. Gözaltına alındığında kendisine, Almanya aleyhine ifade vermesi, Almanların Türkiye’de Gezi benzeri hazırlıklar içinde olduğunu söylemesi teklif edilmiş. “Kabul etmezsen hücrede çürüyeceksin” diye tehdit etmişler.
Avukatı Adem Eroğlu’nun da şahit olduğu bu tehdit, tutanaklara geçirilmesine, mahkemede dile getirilmesine ve medyaya aktarılmasına rağmen kimse ilgilenmemiş.
Altaylı ifadesinde şöyle diyor: “Bu tehdidin soruşturulmasını mahkeme reddetti. Oysa Türkiye’de şimdiye kadar polisler tarafından bir başka devlet aleyhine ifade verilmesi karşılığında özgürlük teklifinin söz konusu olduğu başka bir dava hatırlamıyorum.”
Evet, cumhurbaşkanlarına, başbakanlara danışmanlık yapan, hatta 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Başbakanı Çiller’i kapıda bekletip kendisiyle görüştüğü ama 12. cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği rejim tarafından 80’lik yaşına rağmen şu an hücrede çürümeye terkedilen Enver Altaylı’nın şurada yer alan savunmasını, baştan sona dikkatle okumanızı ve paylaşmanızı istirham ediyorum.