Şu sıralar Amerikan siyasetinin en çok konuşulan ismi Alexandria Ocasio-Cortez. Henüz 29 yaşında. Anne babası Porto Riko göçmeni. New York’un Bronx semtinde doğma büyüme. Boston Üniversitesi’nde mimarlık eğitimini 2011’de tamamlamış.
2018’deki ara seçimlerde New York 14. Bölge’den Temsilciler Meclisi için adaylığını koyduğunda hâlen bir restoranda garsonluk yapıyordu. 2004’ten bu yana Demokrat Parti’nin kıdemlilerinden Joe Crowley’in kazandığı bölgede, ilk olarak parti içi çekişmede onu alt etmeyi başaracaktı. Şöyle düşünün, Cortez kampanya için 194 bin dolar harcadı sadece. Crowley’in zengin destekçileriyse ona 3.4 milyon dolar bağışlamıştı.
Asıl seçimlerde Cumhuriyetçi rakibi düşük profilli biriydi ve rahat kazandı.
Cortez, 2016’daki Başkanlık Seçimleri’nde “sosyalist” aday adayı Bernie Sanders’ın Demokrat Parti’nin genç tabanında heyecan uyandırmasının bir ürünü denebilir. Amerikan siyasetinde “progressive” (ilerici) denilen bir akımı temsil ediyor. Eşitlikçilik, sosyal devlet ve çok kültürlülüğü savunuyor.
Demokrat Parti’nin uzun süredir Wall Street’li milyarderlerin partisi gibi algılanmasının yanında, Cortez ve Sanders gibi “sosyalist” figürlerin ön plana çıkmaya başlaması, biraz Trump’a kaybetmenin etkisi. Ancak tabanda heyecan uyandırdığı da bir gerçek. Öyle ki 2018 ara seçimlerinde ilk kez Müslüman kadın siyasetçiler, Rashida Tlaib ve Ilhan Omar, Temsilciler Meclisi’ne girdi.
Cortez, genç ve dinamik bir politikacı. Sosyal medyayı çok iyi kullanıyor. Geleneksel medyayı da peşinden sürüklemeye başladı. Zenginlerin yüzde 80 vergi vermesi gerektiğini açıklaması, bir hayli tartışıldı. Küresel ısınmanın önlenmesi konusunda radikal fikirleri var. Dahası, iyi bir hatip. Konuşmaları parçalar hâlinde sosyal medyada paylaşma rekorları kırıyor. “Sol popülist” olmakla eleştiriliyor bazen. Radikal vaatlerin kitleleri coşturduğunu bir gerçek, fakat gerçekten sorunları çözüp çözmeyeceği belirsiz.
2020 Başkanlık Seçimleri’ne giderken, her ne kadar dünyanın geri kalanındaki anti-Amerikancı sosyalistler eleştirse de, Demokrat Parti’den “sosyalizm” rüzgârları esmesi bekleniyor. Ancak Anglo-Sakson siyasette sosyalizmin pek parlak bir kariyerinin olmadığını da not etmek gerekir.