Venezuela’da haftasonu yapılan seçimlerin ardından hükümet kontrolündeki seçim kurulu Nicolas Maduro’yu yaklaşık yüzde 51 oy ile tekrar seçimin kazananı ilan ederken ülkede muhalefet sokaklara inmişti. ABD’den yapılan açıklamada Maduro’nun rakibi Edmundo Gonzalez Urrutia’nın seçimi kazandığına dair “çok güçlü kanıtlar” olduğu ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, “Ezici kanıtlar göz önüne alındığında, Edmundo Gonzalez Urrutia’nın Venezüella’da 28 Temmuz’da yapılan başkanlık seçimlerinde en çok oyu aldığı ABD ve en önemlisi Venezüella halkı için açıktır.” dedi.
Ülkedeki Maduro’ya bağlı seçim yetkililerinin, Maduro’yu tekrar kazanan olarak ilan etmesi başkent Caracas’ta protestolara neden olmuş, muhalefet seçim sonuçlarını kabul etmediklerini, oylamayı açık ara farkla kendi adayları Urrutia’nınkazandığını duyurmuştu. Venezuela’daki muhalefet dışında birçok yabancı ülke de seçim sonuçlarını tanımamış ya da endişelerini bildirmişti.
Yapılan protestolara sert müdahalede bulunan Maduro hükümeti yüzlerce kişiyi tutuklamış ve ülkedeki bir insan hakları örgütü en az 10 kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı. ABD, Venezuela’daki Ulusal Seçim Konseyi’ni ayrıntılı oy sayımı yapmadığı için eleştirirken ayrıca barışçıl bir geçiş çağrısında bulundu.
Blinken, “Maduro’nun kontrolündeki Ulusal Seçim Konseyi (CNE) tarafından açıklanan sonuçlar son derece kusurludur ve Venezuela halkının iradesini temsil etmeyen bir sonuca yol açmıştır” dedi.
Seçime katılması yasaklanan muhalefet lideri Maria Corina Machado, seçimde kendi tutanaklarına göre adayları Gonzalez’in 6.27 milyon oy alırken Maduro’nun sadece 2.75 milyon oyu olduğunu söyledi. Ulusal Seçim Konseyi ise Maduro’nun 5.15 milyon, Gonzalez’in ise 4.45 milyon oy aldığını iddia ediyor.
Maduro döneminde daha önce birçok muhalefet lideri ülkeyi terketmek zorunda kalmış, son yıllarda yaklaşık 8 milyon Venezuelalı da ülkeden ekonomik ve güvenlik gibi değişik sebeplerle ayrılmıştı. Ülkede yaşanan ekonomik problemlere rağmen Maduro’nun ordu ve seçim kurulu gibi devlet aygıtları üzerinde kontrolü sağlayarak iktidarı elinden tutmayı başardığı biliniyor.